Hoca Adapazarı'nda bulunduğu günlerde, şehrin girişinde bulunan TEK Misafirhanesi'nde kalırdı. Misafirhanenin lobisinde hocamız ve katılan arkadaşlarla haftada bir iki gün, akşamları üç-dört saat sohbet etme imkânımız oldu. Bu sohbetler “İstanbullu Hoca”nın tek partili dönemde geçen çocukluk ve gençlik devresine, İnönülü ve Menderesli yıllara, Fener ve Balat hatıralarına, Çapa'daki Yüksek Öğretmen Okulu günlerine, unutamadığı hocalarına, Tanpınar ve Kaplan'la tanışmalarına, arkadaş çevresine, Erzurum'a gidişine ve yazları İstanbul'a dönüşüne kadar geniş bir yelpazeyi kuşattı. İlginç anekdotlar, ünlü hocalarla ve bazı şahsiyetlerle ilgili yazılmamış bilgiler, yasaklarla dolu bir dönemin tahlili, enteresan diyaloglar... Yakın geçmişin soluk sayfalarında kalmış neler yoktu ki o konuşmalarda!.. Mütevazı ve sade bir hayatın serpiştirilmiş siyah-beyaz fotoğraf kareleri de diyebiliriz buna!
Mahmûd Celâleddin Ökten, Aliya İzzetbegoviç gibi isimlerin biyografilerini hazırlamış olan Hüseyin Yorulmaz, şimdi de hocaların hocası Orhan Okay üzerine çok geniş kapsamlı bir biyografi çalışmasıyla karşımıza çıkıyor. Nesli tükenen bir “ideal” adamı olarak görülen Orhan Hoca için bütün önemli kırılım noktalarına değiniyor, Hocanın çalışmalarından dönemin siyasi yapısına, insan ilişkilerinden öğretme metotlarına, kendi tanıklıklarından Hocanın aile ve yakın arkadaş çevresine geniş bir yelpazeden bakıyor. Nurettin Topçu'dan Mehmet Kaplan'a, Necip Fazıl'dan Ahmet Hamdi Tanpınar'a; İstanbul'dan Erzurum'a, Artvin'den Diyarbakır'a; Edirnekapı'dan Vefa'ya, Fatih'ten Beyazıt'a; Milliyetçilik'ten Anadoluculuk'a isimler, şehirler, akımlar, mekânlar, konuşmalar, mektuplar, Sadeliğin İhtişamı Orhan Okay'da.