#smrgKİTABEVİ Oryantalizm ve Medeniyetler Çatışması - 2024
Doktorasını Almanya'da felsefe alanında yapan ve Batı bilim ve kültür tarihini çok iyi bilen Mahmud Hamdi Zakzûk, yukarıdaki soruya cevap aradığı bu kitapta, tarih boyunca Avrupa'nın İslam'a dair düşüncelerinin şekillenmesinde ve Müslümanlara yönelik tavırlarının oluşmasında en büyük etkinin oryantalizme ait olduğunu vurguluyor.
İslam'ı karalamak ve insanları bu dinden soğutup Hıristiyanlaştırmak için misyonerler oryantalistlerden fikrî destek aldılar. Aynı şekilde emperyalist ülkeler, sömürge hâline getirdikleri İslam ülkelerini daha iyi tanımak; onların dil, din, âdet ve kültürlerini en ince ayrıntısına kadar öğrenip zayıf yönlerini kendi çıkarlarına uygun biçimde kullanmak amacıyla oryantalizmden istifade ettiler.
Çok azı müstesna, ilmî ve kültürel faaliyetlerinde objektif davranmayan oryantalistler her zaman belli bir ajandayla hareket ettiler; kendi din, tarih ve kültürlerinin zaaflarına söz etmezken bize ait olanları didik didik ederek eleştirip saldıracak zaaf noktaları aradılar.
Peki, biz bu “bilimsel” ve “kültürel” saldırılara karşı ne yapmalıyız?
Bunlara nasıl direnip cevap verebiliriz? Hep savunmada mı kalmalıyız? Bunların cevabı ve somut çözüm önerileri bu kitapta.
Doktorasını Almanya'da felsefe alanında yapan ve Batı bilim ve kültür tarihini çok iyi bilen Mahmud Hamdi Zakzûk, yukarıdaki soruya cevap aradığı bu kitapta, tarih boyunca Avrupa'nın İslam'a dair düşüncelerinin şekillenmesinde ve Müslümanlara yönelik tavırlarının oluşmasında en büyük etkinin oryantalizme ait olduğunu vurguluyor.
İslam'ı karalamak ve insanları bu dinden soğutup Hıristiyanlaştırmak için misyonerler oryantalistlerden fikrî destek aldılar. Aynı şekilde emperyalist ülkeler, sömürge hâline getirdikleri İslam ülkelerini daha iyi tanımak; onların dil, din, âdet ve kültürlerini en ince ayrıntısına kadar öğrenip zayıf yönlerini kendi çıkarlarına uygun biçimde kullanmak amacıyla oryantalizmden istifade ettiler.
Çok azı müstesna, ilmî ve kültürel faaliyetlerinde objektif davranmayan oryantalistler her zaman belli bir ajandayla hareket ettiler; kendi din, tarih ve kültürlerinin zaaflarına söz etmezken bize ait olanları didik didik ederek eleştirip saldıracak zaaf noktaları aradılar.
Peki, biz bu “bilimsel” ve “kültürel” saldırılara karşı ne yapmalıyız?
Bunlara nasıl direnip cevap verebiliriz? Hep savunmada mı kalmalıyız? Bunların cevabı ve somut çözüm önerileri bu kitapta.