Bunun karşısında, süreklilik gösteren, bir defa verildiği yahut icra edildiği zaman değiştirilemeyen antlaşmalar ekonomik ve ticari antlaşmalardır. Bu tip antlaşmalar, devletin yapılarına göre, bir taraf aleyhine olmak üzere daima değişim arzeder. Buna en iyi örnek, Osmanlı Devletinin Avrupa devletleriyle yaptığı ekonomik ve ticari antlaşmalardır.
İlkin kapitülasyonlar olarak karşımıza çıkan bu ticari antlaşmalar, 18. yüzyıla gelindiğinde, bütünüyle Osmanlı Devleti aleyhine olarak gelişmiş, sonuçta devleti bir açık pazar haline getirmişti. Bu olumsuz gelişmeler sonucu, Batılı kapitalist devletlerden borç almak zorunda bırakılan Osmanlı Devleti, nihayet tekerrür eden bu borçlar altında ezilerek, hızlı bir çöküş sürecine girmiştir.
Osmanlı Devleti'nin güçlü olduğu dönemlerde, bu ticaret antlaşmalarının devlet bünyesinde olumsuz bir etkisi olmamış, fakat siyasal ve ekonomik zaaf dönemlerinde devletin çöküşüne büyük ivmeler kazandırmıştır.
Bunun karşısında, süreklilik gösteren, bir defa verildiği yahut icra edildiği zaman değiştirilemeyen antlaşmalar ekonomik ve ticari antlaşmalardır. Bu tip antlaşmalar, devletin yapılarına göre, bir taraf aleyhine olmak üzere daima değişim arzeder. Buna en iyi örnek, Osmanlı Devletinin Avrupa devletleriyle yaptığı ekonomik ve ticari antlaşmalardır.
İlkin kapitülasyonlar olarak karşımıza çıkan bu ticari antlaşmalar, 18. yüzyıla gelindiğinde, bütünüyle Osmanlı Devleti aleyhine olarak gelişmiş, sonuçta devleti bir açık pazar haline getirmişti. Bu olumsuz gelişmeler sonucu, Batılı kapitalist devletlerden borç almak zorunda bırakılan Osmanlı Devleti, nihayet tekerrür eden bu borçlar altında ezilerek, hızlı bir çöküş sürecine girmiştir.
Osmanlı Devleti'nin güçlü olduğu dönemlerde, bu ticaret antlaşmalarının devlet bünyesinde olumsuz bir etkisi olmamış, fakat siyasal ve ekonomik zaaf dönemlerinde devletin çöküşüne büyük ivmeler kazandırmıştır.