#smrgKİTABEVİ Osmanlı Devlet Toplum İlişkisinde Şikâyet Mekanizması ve İşleyiş Biçimi - 2024

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
IV/A-2-2.4. Dizi - Sayı: 11
ISBN-10:
9751631930
Kargoya Teslim Süresi:
6&9
Stok Kodu:
1199191405
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
302 s. + Tablo, Grafik
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
139,50
Havale/EFT ile: 133,93
Siparişiniz 6&9 iş günü arasında kargoda
1199191405
577437
Osmanlı Devlet Toplum İlişkisinde Şikâyet Mekanizması ve İşleyiş Biçimi -        2024
Osmanlı Devlet Toplum İlişkisinde Şikâyet Mekanizması ve İşleyiş Biçimi - 2024 #smrgKİTABEVİ
139.50
Osmanlı Devleti'nde bulunan herkes, karşılaştığı herhangi bir haksızlığı şikâyetle iletme hakkına sahipti. Şikâyet kabul eden birçok merci olmasına rağmen esasında bütün merciler padişah adına şikâyet dinliyor ve çözüm üretiyordu. Bu uygulama, Klasik İslam düşüncesinde saltanatın ve devletin varlığı ve devamlılığı açısından adalete hayati önem atfeden daire-i adliye anlayışın bir ürünüdür. Buna göre adil olmayan bir hükümdar tebaasını, servetini, askerini ve dolayısıyla saltanatını yitirir. Adalet temelli bu anlayış, İslam devletlerinde Divan-ı Mezalim adıyla zulmü engellemeye yönelik ihtisas kurumlarını doğurmuştur. Osmanlı Devleti bir mezalim divanı teşkil etmemişse de ahalinin şikâyet hakkını kullandığı bu özel divanların fonksiyonunu, başta Divan-ı Hümayun olmak üzere veziriazam divanları, eyalet ve sancak divanları ile kadı mahkemelerine nakletmiştir. Böylelikle Osmanlı Devleti'nde şikâyet hakkının kullanımı için başvuru merciinin sayısı artırılmış ve bu hakkın daha yaygın ve etkin bir şekilde kullanımına imkân tanınmıştır. Şikâyetçiler; arzuhal vasıtasıyla, bizzat Divan huzurunda sözlü bir şekilde yahut da kadı arzıyla şikâyetlerini formel bir şekilde Divan-ı Hümayun'a iletmesini bildikleri gibi edebiyat ve tarikat türü vasıtalarla da informel yöntemleri kullanarak şikâyetlerinin yetkili mercilere ulaşmasını sağlamışlardır. Ayrıca Osmanlı Devleti'nde şikâyet iletim kanalları olabildiğince geniş tutulduğu gibi bu kanallar savaşta-barışta sürekli açık tutularak da mekanizmanın işleyişinin her daim ve her vasıtayla sağlanması mümkün kılınmıştır. Devlet en başından beri kurguladığı şikâyet mekanizmasına; zulmü önlemek, zulüm gerçekleştiyse telafi etmek, taşrada icra edilen tüm idari, mali askeri ve hukuki faaliyetleri denetlemek, mahkeme kararlarını kontrol etmek, hukukun yeniden üretimi ile toplumsal, ekonomik ve siyasal devamlılığa katkı sağlamak gibi işlevler yüklemiştir. Şikâyet mekanizmasının ürünü olan ve Divan-ı Hümayun tarafından tutulan şikâyet defterleri çok çeşitli konuları/şikâyetleri ihtiva etmektedir. Bu çalışmada incelenen defterlerdeki şikâyetler; adli yargı meseleleri, vergi, vakıf ve savaş ana başlıkları altında tasnif edilmiştir. Bu başlıklar altında; şikâyetlerin gerekçeleri, şikâyet süreçleri, Divan-ı Hümayun'un bu sorunlara ne tür çözümler ürettiği ve çözümleri hangi argümanlarla sağladığı üzerinde durulmuştur.
Osmanlı Devleti'nde bulunan herkes, karşılaştığı herhangi bir haksızlığı şikâyetle iletme hakkına sahipti. Şikâyet kabul eden birçok merci olmasına rağmen esasında bütün merciler padişah adına şikâyet dinliyor ve çözüm üretiyordu. Bu uygulama, Klasik İslam düşüncesinde saltanatın ve devletin varlığı ve devamlılığı açısından adalete hayati önem atfeden daire-i adliye anlayışın bir ürünüdür. Buna göre adil olmayan bir hükümdar tebaasını, servetini, askerini ve dolayısıyla saltanatını yitirir. Adalet temelli bu anlayış, İslam devletlerinde Divan-ı Mezalim adıyla zulmü engellemeye yönelik ihtisas kurumlarını doğurmuştur. Osmanlı Devleti bir mezalim divanı teşkil etmemişse de ahalinin şikâyet hakkını kullandığı bu özel divanların fonksiyonunu, başta Divan-ı Hümayun olmak üzere veziriazam divanları, eyalet ve sancak divanları ile kadı mahkemelerine nakletmiştir. Böylelikle Osmanlı Devleti'nde şikâyet hakkının kullanımı için başvuru merciinin sayısı artırılmış ve bu hakkın daha yaygın ve etkin bir şekilde kullanımına imkân tanınmıştır. Şikâyetçiler; arzuhal vasıtasıyla, bizzat Divan huzurunda sözlü bir şekilde yahut da kadı arzıyla şikâyetlerini formel bir şekilde Divan-ı Hümayun'a iletmesini bildikleri gibi edebiyat ve tarikat türü vasıtalarla da informel yöntemleri kullanarak şikâyetlerinin yetkili mercilere ulaşmasını sağlamışlardır. Ayrıca Osmanlı Devleti'nde şikâyet iletim kanalları olabildiğince geniş tutulduğu gibi bu kanallar savaşta-barışta sürekli açık tutularak da mekanizmanın işleyişinin her daim ve her vasıtayla sağlanması mümkün kılınmıştır. Devlet en başından beri kurguladığı şikâyet mekanizmasına; zulmü önlemek, zulüm gerçekleştiyse telafi etmek, taşrada icra edilen tüm idari, mali askeri ve hukuki faaliyetleri denetlemek, mahkeme kararlarını kontrol etmek, hukukun yeniden üretimi ile toplumsal, ekonomik ve siyasal devamlılığa katkı sağlamak gibi işlevler yüklemiştir. Şikâyet mekanizmasının ürünü olan ve Divan-ı Hümayun tarafından tutulan şikâyet defterleri çok çeşitli konuları/şikâyetleri ihtiva etmektedir. Bu çalışmada incelenen defterlerdeki şikâyetler; adli yargı meseleleri, vergi, vakıf ve savaş ana başlıkları altında tasnif edilmiştir. Bu başlıklar altında; şikâyetlerin gerekçeleri, şikâyet süreçleri, Divan-ı Hümayun'un bu sorunlara ne tür çözümler ürettiği ve çözümleri hangi argümanlarla sağladığı üzerinde durulmuştur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat