#smrgSAHAF Osmanlı İmparatorluğunda Ayanlık - 1994
Basıldığı Matbaa:
Türk Tarih Kurumu Basımevi
Dizi Adı:
VII / 157; Monografiler, Melanjlar
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
XV + 354 s. + 75 belge
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1994
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199008218
394382
https://www.simurgkitabevi.com/osmanli-imparatorlugunda-ayanlik-1994
Osmanlı İmparatorluğunda Ayanlık - 1994 #smrgSAHAF
0.00
Âyânlık sorununun sosyal ve ekonomik olaylar ile sıkı sıkıya bir bağlantısı bulunmaktadır. Osmanlı örgütleri arasında gelişen ve kuvvetlenen bu kurumu iyi anlayabilmek için Osmanlı İmparatorluğunun gerek sosyal ve ekonomik sorunları, gerekse Osmanlı örgütlerini iyi bilmek gerekir. Örneğin, yerliden olan ailelerin elde ettikleri mütesellimlik, voyvodalık, şehir kethüdalığı gibi görevlerle âyânlık örgütü arasında büyük ilgi vardır. XVIII. yüzyıl belgelerinden edindiğimiz sonuçlara göre, bu yerli aileler, ya önce âyân olmakta ve daha sonra mütesellimliği ele geçirmekte, ya da mütesellim olduktan sonra âyânlık görevini elde etmekteydiler. Mütesellimlik görevini elde etmeden önce uzun süre âyân olan şahıslar, daha sonra mütesellimlik voyvodalık gibi daha büyük memuriyetleri elde etme olanağını, âyânlık görevini yaptıkları sırada yığdıkları servet ve kazandıkları itibarla elde edebilme olanağına kavuşmaktadırlar. Mütesellimlik görevi elinden alınan şahıs, devrin şartlarına göre epey kazanç getiren bir görev olan âyânlık ile yetinmekte, fırsat bulur bulmaz da mütesellimliği tekrar ele geçirmek olanağını araştırmaktaydı. Diğer taraftan, levendler, ev göçleri, cizye, toprak, iltizam sorunu ve bunlara benzer daha pekçok sosyal ve ekonomik olayların âyânlığın kuvvetlenişinde büyük rol oynadıklarını iyi bilmekteyiz. Bu yüzden, âyânlık örgütünün dışında bu örgütle yanyana yaşayan örgütleri, sosyal ve ekonomik olayları, Anadolu'da meydâna gelen karışıklıkları ve bu olayların incelediğimiz zamandaki gelişimlerini, değişikliklerini, âyânlıkla bunların bağlantısını, âyânhğa yapmış oldukları etkiyi göstermek için büyük çaba sarf ettik. Çalışmamızda temel kaynağımız yurdun muhtelif yerlerinde bulunan kadı sicilleri ve arşiv vesikalarıdır. Normalin çok üstünde vesika olması, âyânlığın gelişip, kuvvetlenmesi, işlemesi ve sonradan bu örgütde olan değişiklikleri inceleyip, ortaya çıkarmamızı geciktirdi. Yalnız Başvekâlet Arşivi vesikalarından Cevdet, Hatt-ı hümâyûn, Ali Emiri tasnifleri, Mühimme, Ahkâm, Kalebend defterlerinin incelenmesinin ne kadar çok vakit alacağını sayın tarih tedkikçileri çok iyi bileceklerdir. Bunların dışında Topkapı Sarayı Arşivi, Ankara Etnografya Müzesi, Afyon, Bursa, Sivas, Kütahya müzelerindeki kadı sicillerini tedkik etmek uzun süreli ve titiz bir çalışmayı icap ettirdiğinden, Osmanlılarda âyânlığın kuvvetlenişi ve işleyişine çok zaman ayırdım ve âyânlık konusunu bir bütün halinde ortaya koymaya çalıştım. Âyânlık örgütünün kurulması ile Anadolu'da, merkezden gönderilen memurların dışında, enderunlu olmayan, yerli halktan çıkan bit idareci zümre türemiştir ki bunların devlet ile halk arasında, özellikle, XVIII. yüzyılın ortaları ve ikinci yarısında vasıta olarak oynadıkları rol, bu zümrenin çabucak kuvvetlenmesini temin etmiştir. Artık, XVIII. yüzyılda, merkezden gönderilen memurların dışında, ayanların, âyân kökenli büyük hanedanlara mensup devlet görevlilerinin sayıları artmış ve belgelerde sık sık bunlara hitap edildiği görülmeye başlanmıştır. (Önsözden)
Âyânlık sorununun sosyal ve ekonomik olaylar ile sıkı sıkıya bir bağlantısı bulunmaktadır. Osmanlı örgütleri arasında gelişen ve kuvvetlenen bu kurumu iyi anlayabilmek için Osmanlı İmparatorluğunun gerek sosyal ve ekonomik sorunları, gerekse Osmanlı örgütlerini iyi bilmek gerekir. Örneğin, yerliden olan ailelerin elde ettikleri mütesellimlik, voyvodalık, şehir kethüdalığı gibi görevlerle âyânlık örgütü arasında büyük ilgi vardır. XVIII. yüzyıl belgelerinden edindiğimiz sonuçlara göre, bu yerli aileler, ya önce âyân olmakta ve daha sonra mütesellimliği ele geçirmekte, ya da mütesellim olduktan sonra âyânlık görevini elde etmekteydiler. Mütesellimlik görevini elde etmeden önce uzun süre âyân olan şahıslar, daha sonra mütesellimlik voyvodalık gibi daha büyük memuriyetleri elde etme olanağını, âyânlık görevini yaptıkları sırada yığdıkları servet ve kazandıkları itibarla elde edebilme olanağına kavuşmaktadırlar. Mütesellimlik görevi elinden alınan şahıs, devrin şartlarına göre epey kazanç getiren bir görev olan âyânlık ile yetinmekte, fırsat bulur bulmaz da mütesellimliği tekrar ele geçirmek olanağını araştırmaktaydı. Diğer taraftan, levendler, ev göçleri, cizye, toprak, iltizam sorunu ve bunlara benzer daha pekçok sosyal ve ekonomik olayların âyânlığın kuvvetlenişinde büyük rol oynadıklarını iyi bilmekteyiz. Bu yüzden, âyânlık örgütünün dışında bu örgütle yanyana yaşayan örgütleri, sosyal ve ekonomik olayları, Anadolu'da meydâna gelen karışıklıkları ve bu olayların incelediğimiz zamandaki gelişimlerini, değişikliklerini, âyânlıkla bunların bağlantısını, âyânhğa yapmış oldukları etkiyi göstermek için büyük çaba sarf ettik. Çalışmamızda temel kaynağımız yurdun muhtelif yerlerinde bulunan kadı sicilleri ve arşiv vesikalarıdır. Normalin çok üstünde vesika olması, âyânlığın gelişip, kuvvetlenmesi, işlemesi ve sonradan bu örgütde olan değişiklikleri inceleyip, ortaya çıkarmamızı geciktirdi. Yalnız Başvekâlet Arşivi vesikalarından Cevdet, Hatt-ı hümâyûn, Ali Emiri tasnifleri, Mühimme, Ahkâm, Kalebend defterlerinin incelenmesinin ne kadar çok vakit alacağını sayın tarih tedkikçileri çok iyi bileceklerdir. Bunların dışında Topkapı Sarayı Arşivi, Ankara Etnografya Müzesi, Afyon, Bursa, Sivas, Kütahya müzelerindeki kadı sicillerini tedkik etmek uzun süreli ve titiz bir çalışmayı icap ettirdiğinden, Osmanlılarda âyânlığın kuvvetlenişi ve işleyişine çok zaman ayırdım ve âyânlık konusunu bir bütün halinde ortaya koymaya çalıştım. Âyânlık örgütünün kurulması ile Anadolu'da, merkezden gönderilen memurların dışında, enderunlu olmayan, yerli halktan çıkan bit idareci zümre türemiştir ki bunların devlet ile halk arasında, özellikle, XVIII. yüzyılın ortaları ve ikinci yarısında vasıta olarak oynadıkları rol, bu zümrenin çabucak kuvvetlenmesini temin etmiştir. Artık, XVIII. yüzyılda, merkezden gönderilen memurların dışında, ayanların, âyân kökenli büyük hanedanlara mensup devlet görevlilerinin sayıları artmış ve belgelerde sık sık bunlara hitap edildiği görülmeye başlanmıştır. (Önsözden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.