Mimar, sanat tarihçisi ve tarihi roman yazarı Gül İrepoğlu'nun yeni kitabı “Osmanlı Saray Mücevheri - Mücevher Üzerinden Tarihi Okumak” tarihe mücevherler aracılığıyla ışık tutuyor
. Kültürel mirasımızın korunması ve tanıtılması için çalışmalarını yürüten Bilkent Kültür Girişimi (BKG), Prof. Dr. Gül İrepoğlu'nun kaleme aldığı ‘Osmanlı Saray Mücevheri – Mücevher Üzerinden Tarihi Okumak' kitabını tarih severlerin beğenisine sundu. 16 yıllık bilimsel bir araştırmanın ürünü olan bu kitapta İrepoğlu, mimari ve sanat tarihi bilgi birikimi ile yazarlık deneyimini buluşturuyor. Kitapta, 600 yıl sürmüş bir imparatorluğun göz kamaştıran mücevher eşyaları ve mücevher takıları, kendilerine özgü tarihleri, ayrıntıları, anlamları ve kullanımları aktarılıyor. Diğer taraftan mücevherin yüzyıllar içindeki gelişim ve değişimine paralel olarak imparatorluğun tarih sahnesindeki yeri de bu kitapta gözler önüne seriliyor.
İrepoğlu Bilkent Kültür Girişimi Yayınlarından çıkan kitabı ile ilgili olarak tarihe, merceğine yüzyılları simgeleyen mücevherlerin yerleştirildiği bir zaman dürbününden baktığını ve dönemin en parlak aynası olan mücevherleri dile getirerek tarihin akışını anlattığını söylüyor. İrepoğlu ayrıca padişahın hazinesiyle, değerli taşların anlamlarıyla, geleneklerle, göz kamaştıran tasarımlarla ve kullanım ayrıntılarıyla bu kitabı okuyucularına sunduğunu belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu kitapta altın çiçek yuvalı zümrütler, yakutlar, firuzelerle yüklü tüm bu mücevherleri ayrıntılarıyla izlerken, onları esas çekici kılanın, yüklenen anlamlar olduğunu da belgeleriyle okuyacaksınız.”
Kitabında, tarihin mücevher üzerinden okunabileceğini ortaya koyan İrepoğlu, birçok çarpıcı örneği de okuyucularına sunuyor. Bu örnekler arasında;
Yavuz Sultan Selim'in firuzeli yakutlu hançerinin necef kabzasındaki “İran fatihi” ve “Mülkün sahibi” yazıları ve ebced hesabıyla Allah sözcüğünün rakam değerlerini ve 920 (1514) tarihini vererek Çaldıran Zaferi'ne işaret eden harfler,
Taç giyme töreninde kendisine “Sezar” diye alkış tutulan Şarlman'ın tacına bir cevap gibi Kanunî için Venedik'te yaptırılan ve bu “Yeni İskender”e layık üst üste oturtulmuş dört kat taç bulunan ve cihan padişahının Avrupa üzerindeki üstünlük savının sergilenişi anlamındaki, günümüze gelememiş olan muhteşem başlık,
Sarayda elçi kabulü sırasında heyetin aralarından geçmesi için benzersiz mücevher koşumlu 40 baş hassa küheylânın dizilişi,
Sultan III. Mehmed'in validesi Safiye Sultan ile Kraliçe I. Elizabeth'in birlerine yolladıkları mücevher armağanların listesi,
Rus Çarı'na yollanan ve Osmanlı kuyumculuğunun dışa açılışı olarak görülebilecek mücevherler, İktidar simgesi, güç simgesi, yeni padişahın tahta çıkışında mutlaka takılması gereken, padişahın başında olmasa da bir alayın başında onu temsilen geçirilen, cenazesinde tabutunun başına takılan, türbesinde sandukasını bezeyen sorguç kavramının çeşitli açılımları yer alıyor.
Bilkent Kültür Girişimi Hakkında
Bilintur A.Ş.'nin alt markası Bilkent Kültür Girişimi, şu an 17 ilde 244 çalışanı 55 Müze Mağazası ve 45 Müze'nin Kahvesi ile hizmet vermektedir. Replikalardan ev tekstiline, magnetten yayınlara kadar faklı kategorilerde toplamda 12 bin adetlik ürün yelpazesi bulunan Bilkent Kültür Girşimi, Ar-Ge ekibi sayesinde kültürel tarihimiz ile ilgili ürünleri modern tasarımlarla buluşturmaktadır. Kültürel projeleri de hayata geçiren Bilkent Kültür Girişimi, kültürel mirasın korunmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına destek olmaktadır.
Prof. Dr. Gül İrepoğlu Hakkında
Osmanlı ve Avrupa sanatı, Doğu ile Batı'nın sanatsal ilişkileri ve mücevher tarihi alanlarında çalışan mimar ve sanat tarihçisi İrepoğlu, aynı zamanda yapıtları çeşitli dillere çevrilen bir romancı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'nde 26 yıllık öğretim üyeliğinden sonra haftalık televizyon programları hazırlayıp sunarak ve TAÇ Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı başkanlığını üstlenerek kültür-sanat dünyasına katkıda bulunmasının yanı sıra 2006 yılından bu yana UNESCO Türkiye Milli Komisyonu yönetim kurulu üyesi ve Somut Kültürel Miras Komitesi başkanı olarak kültürel mirasın korunması yolunda çalışmalar yaptı.
Mimar, sanat tarihçisi ve tarihi roman yazarı Gül İrepoğlu'nun yeni kitabı “Osmanlı Saray Mücevheri - Mücevher Üzerinden Tarihi Okumak” tarihe mücevherler aracılığıyla ışık tutuyor
. Kültürel mirasımızın korunması ve tanıtılması için çalışmalarını yürüten Bilkent Kültür Girişimi (BKG), Prof. Dr. Gül İrepoğlu'nun kaleme aldığı ‘Osmanlı Saray Mücevheri – Mücevher Üzerinden Tarihi Okumak' kitabını tarih severlerin beğenisine sundu. 16 yıllık bilimsel bir araştırmanın ürünü olan bu kitapta İrepoğlu, mimari ve sanat tarihi bilgi birikimi ile yazarlık deneyimini buluşturuyor. Kitapta, 600 yıl sürmüş bir imparatorluğun göz kamaştıran mücevher eşyaları ve mücevher takıları, kendilerine özgü tarihleri, ayrıntıları, anlamları ve kullanımları aktarılıyor. Diğer taraftan mücevherin yüzyıllar içindeki gelişim ve değişimine paralel olarak imparatorluğun tarih sahnesindeki yeri de bu kitapta gözler önüne seriliyor.
İrepoğlu Bilkent Kültür Girişimi Yayınlarından çıkan kitabı ile ilgili olarak tarihe, merceğine yüzyılları simgeleyen mücevherlerin yerleştirildiği bir zaman dürbününden baktığını ve dönemin en parlak aynası olan mücevherleri dile getirerek tarihin akışını anlattığını söylüyor. İrepoğlu ayrıca padişahın hazinesiyle, değerli taşların anlamlarıyla, geleneklerle, göz kamaştıran tasarımlarla ve kullanım ayrıntılarıyla bu kitabı okuyucularına sunduğunu belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu kitapta altın çiçek yuvalı zümrütler, yakutlar, firuzelerle yüklü tüm bu mücevherleri ayrıntılarıyla izlerken, onları esas çekici kılanın, yüklenen anlamlar olduğunu da belgeleriyle okuyacaksınız.”
Kitabında, tarihin mücevher üzerinden okunabileceğini ortaya koyan İrepoğlu, birçok çarpıcı örneği de okuyucularına sunuyor. Bu örnekler arasında;
Yavuz Sultan Selim'in firuzeli yakutlu hançerinin necef kabzasındaki “İran fatihi” ve “Mülkün sahibi” yazıları ve ebced hesabıyla Allah sözcüğünün rakam değerlerini ve 920 (1514) tarihini vererek Çaldıran Zaferi'ne işaret eden harfler,
Taç giyme töreninde kendisine “Sezar” diye alkış tutulan Şarlman'ın tacına bir cevap gibi Kanunî için Venedik'te yaptırılan ve bu “Yeni İskender”e layık üst üste oturtulmuş dört kat taç bulunan ve cihan padişahının Avrupa üzerindeki üstünlük savının sergilenişi anlamındaki, günümüze gelememiş olan muhteşem başlık,
Sarayda elçi kabulü sırasında heyetin aralarından geçmesi için benzersiz mücevher koşumlu 40 baş hassa küheylânın dizilişi,
Sultan III. Mehmed'in validesi Safiye Sultan ile Kraliçe I. Elizabeth'in birlerine yolladıkları mücevher armağanların listesi,
Rus Çarı'na yollanan ve Osmanlı kuyumculuğunun dışa açılışı olarak görülebilecek mücevherler, İktidar simgesi, güç simgesi, yeni padişahın tahta çıkışında mutlaka takılması gereken, padişahın başında olmasa da bir alayın başında onu temsilen geçirilen, cenazesinde tabutunun başına takılan, türbesinde sandukasını bezeyen sorguç kavramının çeşitli açılımları yer alıyor.
Bilkent Kültür Girişimi Hakkında
Bilintur A.Ş.'nin alt markası Bilkent Kültür Girişimi, şu an 17 ilde 244 çalışanı 55 Müze Mağazası ve 45 Müze'nin Kahvesi ile hizmet vermektedir. Replikalardan ev tekstiline, magnetten yayınlara kadar faklı kategorilerde toplamda 12 bin adetlik ürün yelpazesi bulunan Bilkent Kültür Girşimi, Ar-Ge ekibi sayesinde kültürel tarihimiz ile ilgili ürünleri modern tasarımlarla buluşturmaktadır. Kültürel projeleri de hayata geçiren Bilkent Kültür Girişimi, kültürel mirasın korunmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına destek olmaktadır.
Prof. Dr. Gül İrepoğlu Hakkında
Osmanlı ve Avrupa sanatı, Doğu ile Batı'nın sanatsal ilişkileri ve mücevher tarihi alanlarında çalışan mimar ve sanat tarihçisi İrepoğlu, aynı zamanda yapıtları çeşitli dillere çevrilen bir romancı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'nde 26 yıllık öğretim üyeliğinden sonra haftalık televizyon programları hazırlayıp sunarak ve TAÇ Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı başkanlığını üstlenerek kültür-sanat dünyasına katkıda bulunmasının yanı sıra 2006 yılından bu yana UNESCO Türkiye Milli Komisyonu yönetim kurulu üyesi ve Somut Kültürel Miras Komitesi başkanı olarak kültürel mirasın korunması yolunda çalışmalar yaptı.