#smrgKİTABEVİ Osmanlı ve Avrupalılar - 2023

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Cantekin Matbaacılık
Dizi Adı:
Sosyoloji 14
ISBN-10:
9758717903
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199211556
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
372
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
indirimli
175,00
Havale/EFT ile: 169,75
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199211556
598067
Osmanlı ve Avrupalılar -        2023
Osmanlı ve Avrupalılar - 2023 #smrgKİTABEVİ
175.00
Osmanlı'nın Avrupa ile ilişkisi basit bir etkileyen ve etkilenen düzleminde okunamaz. Eğer böyle olsaydı toplumların üstünlükleri veya gerileme nedenleri sıradan koşullarla izah edilmiş olurdu. Bugüne dek Avrupa ile olan inişli çıkışlı ve muhataralı akıl/gönül ilişkisinde Batıcı, geleneksel veya sol çevreler alışılmış bir güç denklemiyle yola koyuldular. Taraflardan gelen her türlü modernleşme / kalkınma / gelişme hamleleri yaşanılan süreci bir dereceye kadar açıklayabilirdi. Çoğu zaman bu teklifler kalıcı olmayan bir 'tepki'yi dile getiriyordu. Bunun ötesinde zihniyet bakımından sahici bir yüzleşmeye gidilemedi ve geniş düşünce modelleri kurulamadı.

Peki, Osmanlı'daki oyunun kuralı ne idi? Fetih ve kahretmeye dayalı bir düzen hangi motivasyonlardan besleniyordu? Güç ve otorite karşısında her daim aman dileyen bir tebaanın davranış kalıpları, üretim ve tüketim alışkanlıkları ne tür bir gelenek içerisinde şekilleniyordu? "Birey"den yola çıkarak "dünya sistemi"ni oluşturan toplumların "ortak zihniyeti"nin ve farklılıklarının görülebilmesi için her türlü tarihsel, kültürel, etnografik ve antropolojik araştırmaya daha çok gereksinim vardır.

Oğuz Adanır; Marc Bloch, Marcel Mauss, Lucien LévyBruhl, Fernand Braudel, Karl Polanyi ve Jean Baudrillard gibi farklı kulvarların temsilcileriyle Türk düşünce tarihinde kalıcı izler bırakmış Sabri Ülgener, Niyazi Berkes ve Abdülkadir İnan gibi isimleri birlikte değerlendirmektedir. Bu yönüyle bütünlüklü bir zihniyet tarihi okumasına girişmekte ve aykırı bir sentez çalışmasını gündeme getirmektedir.

Osmanlı'nın Avrupa ile ilişkisi basit bir etkileyen ve etkilenen düzleminde okunamaz. Eğer böyle olsaydı toplumların üstünlükleri veya gerileme nedenleri sıradan koşullarla izah edilmiş olurdu. Bugüne dek Avrupa ile olan inişli çıkışlı ve muhataralı akıl/gönül ilişkisinde Batıcı, geleneksel veya sol çevreler alışılmış bir güç denklemiyle yola koyuldular. Taraflardan gelen her türlü modernleşme / kalkınma / gelişme hamleleri yaşanılan süreci bir dereceye kadar açıklayabilirdi. Çoğu zaman bu teklifler kalıcı olmayan bir 'tepki'yi dile getiriyordu. Bunun ötesinde zihniyet bakımından sahici bir yüzleşmeye gidilemedi ve geniş düşünce modelleri kurulamadı.

Peki, Osmanlı'daki oyunun kuralı ne idi? Fetih ve kahretmeye dayalı bir düzen hangi motivasyonlardan besleniyordu? Güç ve otorite karşısında her daim aman dileyen bir tebaanın davranış kalıpları, üretim ve tüketim alışkanlıkları ne tür bir gelenek içerisinde şekilleniyordu? "Birey"den yola çıkarak "dünya sistemi"ni oluşturan toplumların "ortak zihniyeti"nin ve farklılıklarının görülebilmesi için her türlü tarihsel, kültürel, etnografik ve antropolojik araştırmaya daha çok gereksinim vardır.

Oğuz Adanır; Marc Bloch, Marcel Mauss, Lucien LévyBruhl, Fernand Braudel, Karl Polanyi ve Jean Baudrillard gibi farklı kulvarların temsilcileriyle Türk düşünce tarihinde kalıcı izler bırakmış Sabri Ülgener, Niyazi Berkes ve Abdülkadir İnan gibi isimleri birlikte değerlendirmektedir. Bu yönüyle bütünlüklü bir zihniyet tarihi okumasına girişmekte ve aykırı bir sentez çalışmasını gündeme getirmektedir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat