Târîh-i Osmânî Encümeni ve bunun yerini alan Türk Tarih Encümeni'nin en önemli faaliyeti dergi çıkarmak oldu. 9 Şubat 1910 tarihinde neşrine karar verilen Târîh-i Osmânî Encümeni Mecmuası'nın (TOEM) her cüzü seksen sayfa olmak üzere iki ayda bir çıkarılması planlandı. Mecmuada yayımlanacak yazıların niteliği tüzüğünde ayrıntılı biçimde belirtildi. Bunlar, Osmanlı tarihine ait eserlerde yeterli derecede bulunmayan ve başka dillerde yazılıp ulaşılamayan inceleme ve araştırmalar, tarihî belgeler, tarihle ilgilenen diğer cemiyetlerin üyeleriyle yapılan görüşmeler, encümenin aldığı kararlar, çeşitli dillerde yayımlanmış Türk tarihiyle ilgili eserlerle henüz neşredilmemiş tarih eserleri ve risâleler olarak tesbit edildi. Osmanlı öncesi dönemle alâkalı araştırmaların da yer aldığı TOEM'in görünürdeki çıkış sebebi neşri düşünülen Osmanlı tarihine malzeme hazırlamaktı. İlk sayısı 1 Nisan 1326 (14 Nisan 1910) tarihinde çıkan Târîh-i Osmânî Encümeni Mecmuası sekiz yıl süreyle düzenli biçimde yayımlandı. Mondros Mütarekesi'nin yol açtığı engeller yüzünden neşri bir süre sekteye uğradı. Bunu gidermek için dokuz ve onuncu yıllar 1921'de bir cüz; on bir, on iki ve on üçüncü yıllar 1923'te yine bir cüz halinde neşredildi. Encümenin isim değişikliği sebebiyle on dördüncü yılından yani 78. sayısından itibaren yeniden numaralanan, eski numaraları da devam ettirilen Türk Tarih Encümeni Mecmuası'nın (TTEM) ikinci yayım devresi üç yıl sürdü. Encümenin dağılması üzerine İcra Vekilleri Heyeti'nin 6 Temmuz 1927 tarihli kararıyla Maarif Vekâleti'ne bağlı olarak İstanbul Dârülfünunu içinde yine Türk Tarih Encümeni adıyla yeniden kurulması üzerine başlayan üçüncü yayım döneminde encümen başkanlığına Edebiyat Fakültesi Reisi M. Fuad Köprülü getirildi. Harf inkılâbının ardından beş sayısı “yeni seri” adı altında çıkan mecmuanın daha önceki on altı yıllık sayılarının Halil Ethem tarafından hazırlanan indeksi Fihrist-i Umûmî adıyla 1928'de yayımlandı. Ayrıca TOEM ve TTEM'deki yazıların tamamının müellif adlarına göre (Tarih Vesikaları, yeni seri, I/18 [Mart 1961], s. 461-483), son olarak da mecmuanın tıpkıbasım neşrinin yapılması münasebetiyle Abdülkadir Özcan tarafından son fasikül olan 101. cüzün başında müellif ve makale isimlerine göre fihristi hazırlandı (İstanbul 1988).
Yayın dönemi boyunca mecmuada elli civarında müellif tarafından kaleme alınan 280 kadar makale neşredildi. Makale yazarlarının büyük çoğunluğunu encümenin üyeleri oluşturur. Bunun yanında mecmuanın ilâvesi şeklinde birçok kaynağın yayımı sağlandı. İlk defa Ahmed Refik tarafından gerçekleştirilen belge yayımı daha sonra bu tür çalışmalara örnek oldu. Ahmed Refik'in Memâlik-i Osmâniyye'de Demirbaş Şarl ve Memâlik-i Osmâniyye'de Kral Rakoczi ve Tevâbii 1109-1154 adlı, arşiv belgelerine dayalı eserleri İsveç İlimler Akademisi ve Macarlar tarafından takdir nişanları ile ödüllendirildi. Birinci eser İsveç diline, ikincisi Macarca'ya, müellifin Onuncu Asr-ı Hicrîde İstanbul Hayatı 961-1000 adlı eseri Almanca'ya çevrildi. Öte yandan kurulup geliştirilmesi için gayret sarfedilen kütüphane işinde dönemin politik ve malî çalkantılarına rağmen oldukça ileri adımlar atıldı; satın alma, bağış ve becayiş yoluyla yazma ve basma 3000 kadar eser toplandı. Cumhuriyet döneminin ilk tarihçilerini yetiştiren, 1931 yılında kapatılan Târîh-i Osmânî Encümeni'nin yerini Mustafa Kemal'in emriyle aynı yıl oluşturulan Türk Tarihi Tedkik Cemiyeti aldı. Adı 1935'te Türk Tarih Kurumu'na çevrilen bu müessese gerek on altı seri altındaki neşriyatı ve Belleten ile Belgeler adlı süreli yayınları, gerekse düzenlediği milletlerarası kongrelerle faaliyetlerini sürdürmektedir . - Abdülkadir Özcan
Târîh-i Osmânî Encümeni ve bunun yerini alan Türk Tarih Encümeni'nin en önemli faaliyeti dergi çıkarmak oldu. 9 Şubat 1910 tarihinde neşrine karar verilen Târîh-i Osmânî Encümeni Mecmuası'nın (TOEM) her cüzü seksen sayfa olmak üzere iki ayda bir çıkarılması planlandı. Mecmuada yayımlanacak yazıların niteliği tüzüğünde ayrıntılı biçimde belirtildi. Bunlar, Osmanlı tarihine ait eserlerde yeterli derecede bulunmayan ve başka dillerde yazılıp ulaşılamayan inceleme ve araştırmalar, tarihî belgeler, tarihle ilgilenen diğer cemiyetlerin üyeleriyle yapılan görüşmeler, encümenin aldığı kararlar, çeşitli dillerde yayımlanmış Türk tarihiyle ilgili eserlerle henüz neşredilmemiş tarih eserleri ve risâleler olarak tesbit edildi. Osmanlı öncesi dönemle alâkalı araştırmaların da yer aldığı TOEM'in görünürdeki çıkış sebebi neşri düşünülen Osmanlı tarihine malzeme hazırlamaktı. İlk sayısı 1 Nisan 1326 (14 Nisan 1910) tarihinde çıkan Târîh-i Osmânî Encümeni Mecmuası sekiz yıl süreyle düzenli biçimde yayımlandı. Mondros Mütarekesi'nin yol açtığı engeller yüzünden neşri bir süre sekteye uğradı. Bunu gidermek için dokuz ve onuncu yıllar 1921'de bir cüz; on bir, on iki ve on üçüncü yıllar 1923'te yine bir cüz halinde neşredildi. Encümenin isim değişikliği sebebiyle on dördüncü yılından yani 78. sayısından itibaren yeniden numaralanan, eski numaraları da devam ettirilen Türk Tarih Encümeni Mecmuası'nın (TTEM) ikinci yayım devresi üç yıl sürdü. Encümenin dağılması üzerine İcra Vekilleri Heyeti'nin 6 Temmuz 1927 tarihli kararıyla Maarif Vekâleti'ne bağlı olarak İstanbul Dârülfünunu içinde yine Türk Tarih Encümeni adıyla yeniden kurulması üzerine başlayan üçüncü yayım döneminde encümen başkanlığına Edebiyat Fakültesi Reisi M. Fuad Köprülü getirildi. Harf inkılâbının ardından beş sayısı “yeni seri” adı altında çıkan mecmuanın daha önceki on altı yıllık sayılarının Halil Ethem tarafından hazırlanan indeksi Fihrist-i Umûmî adıyla 1928'de yayımlandı. Ayrıca TOEM ve TTEM'deki yazıların tamamının müellif adlarına göre (Tarih Vesikaları, yeni seri, I/18 [Mart 1961], s. 461-483), son olarak da mecmuanın tıpkıbasım neşrinin yapılması münasebetiyle Abdülkadir Özcan tarafından son fasikül olan 101. cüzün başında müellif ve makale isimlerine göre fihristi hazırlandı (İstanbul 1988).
Yayın dönemi boyunca mecmuada elli civarında müellif tarafından kaleme alınan 280 kadar makale neşredildi. Makale yazarlarının büyük çoğunluğunu encümenin üyeleri oluşturur. Bunun yanında mecmuanın ilâvesi şeklinde birçok kaynağın yayımı sağlandı. İlk defa Ahmed Refik tarafından gerçekleştirilen belge yayımı daha sonra bu tür çalışmalara örnek oldu. Ahmed Refik'in Memâlik-i Osmâniyye'de Demirbaş Şarl ve Memâlik-i Osmâniyye'de Kral Rakoczi ve Tevâbii 1109-1154 adlı, arşiv belgelerine dayalı eserleri İsveç İlimler Akademisi ve Macarlar tarafından takdir nişanları ile ödüllendirildi. Birinci eser İsveç diline, ikincisi Macarca'ya, müellifin Onuncu Asr-ı Hicrîde İstanbul Hayatı 961-1000 adlı eseri Almanca'ya çevrildi. Öte yandan kurulup geliştirilmesi için gayret sarfedilen kütüphane işinde dönemin politik ve malî çalkantılarına rağmen oldukça ileri adımlar atıldı; satın alma, bağış ve becayiş yoluyla yazma ve basma 3000 kadar eser toplandı. Cumhuriyet döneminin ilk tarihçilerini yetiştiren, 1931 yılında kapatılan Târîh-i Osmânî Encümeni'nin yerini Mustafa Kemal'in emriyle aynı yıl oluşturulan Türk Tarihi Tedkik Cemiyeti aldı. Adı 1935'te Türk Tarih Kurumu'na çevrilen bu müessese gerek on altı seri altındaki neşriyatı ve Belleten ile Belgeler adlı süreli yayınları, gerekse düzenlediği milletlerarası kongrelerle faaliyetlerini sürdürmektedir . - Abdülkadir Özcan