Göç, insanlık tarihinin başlangıcından itibaren mevcut bir olgudur. Özellikle büyük ölçekte yaşanan göç olgusunun ortaya çıkardığı sosyal, ekonomik, kültürel ve idari değişimler tarihin seyrinde kırılmalara neden olmuştur. Bu minvalde Kavimler göçü ya da Oğuz göçleri örnek verilebilir. İnsanoğlunun yaşadığı mekânı terk etmesi kolay olmasa da buna sebebiyet veren siyasi, ekonomik, sosyal ya da dini temelli pek çok etmen vardır. Bu kadar çok yönlü bir olgu olması nedeniyle göç çalışmaları tarihten sosyolojiye, coğrafyadan arkeolojiye pek çok bilim dalının ilgi alanına girmektedir.
Halihazırda literatür taraması yapıldığında Osmanlı dönemine ait göç çalışmalarının genel itibari ile 1768-1774 Osmanlı-Rus savaşının bir sonucu olarak 18. yüzyılın son çeyreğinden itibaren başlatıldığı görülmektedir. 18. yüzyıl sonlarından Osmanlı Devleti'nin yıkılmasına kadar geçen süreçte gerek Kafkaslarda gerek Karadeniz'in kuzeyinde gerekse Balkanlarda alınan her mağlubiyet Anadolu'ya doğru yoğun göçlere neden olmuştur. Bundan dolayı Osmanlı dönemini kapsayan göç çalışmalarının tamamına yakını bu yüzyıllarda Kafkaslardan, Balkanlardan ve Karadeniz'in kuzeyinden Anadolu topraklarına yönelen göçleri konu edindiği görülmektedir. Bu husus dikkate alındığında Osmanlı dönemi göç çalışmalarında 14-17. yüzyılın ihmal edildiği söylenebilir. Oysaki 15-16. yüzyıl göç çalışmaları için tahrir defterleri, 17. yüzyıl için ise avarız defterleri göçler bağlamında önemli veriler sunmaktadır.
Osmanlı dönemi göçleri konusunda kaynak olarak kullanılabilecek başka defter serileri de bulunmaktadır. Yukarıda zikredilenler dışında mühimme defterleri, şer'iye sicilleri, ahkam-şikayet defterleri ve hatta nikah defterleri de önemli kaynaklardır.
Elinizdeki bu çalışma, “Klasik Dönem” olarak nitelendirilen 15.-16. yüzyılın göçlerini konu edinmektedir. Bu döneme yönelik göç araştırmalarının yok denecek kadar az olduğunu ifade etmek gerekir. Dolayısıyla elinizde bulunan bu çalışma ile Osmanlı şehirlerinin demografik yapısını ve klasik dönem göçlerinin neden olduğu siyasi, sosyal, iktisadi ve idari sonuçlarını ortaya koyabilmek için tahrir defterlerini kaynak olarak kullanacak araştırmacılara hem yöntem hem de örnek oluşturması amaçlanmıştır.