#smrgKİTABEVİ Osmanlı'da Tören ve Alaylar - 2020

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786257221764
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Stok Kodu:
1199208691
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
183 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
120,00
Havale/EFT ile: 116,40
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199208691
595154
Osmanlı'da Tören ve Alaylar -        2020
Osmanlı'da Tören ve Alaylar - 2020 #smrgKİTABEVİ
120.00
Bir milleti ayakta tutan değerleri, inançları, örf ve âdetleri vardır. Bunlar milletlerin damarları, eti, kemiğidir. Harçsız, çimentosuz, temelsiz binalar nasıl çökerse, maddi ve manevi değerlerine sahip olmayan toplum ve milletler de çökerler.

İslâmiyetten önce örf, âdet ve geleneklerine düşkün olan Türkler, Müslüman olduktan sonra İslâmiyetin yasak etmediği âdet ve geleneklerini sürdürdüler. Muhteşem Osmanlı'nın kudret ve haşmetine yakışan, büyük ilgi gören ve halkın devlet ile kaynaşmasına vesile olan bu çok ihtişamlı tören ve alayların çoğu dinî içerikli idi.

Tören ve Alaylar sırasında halkın ve alkışçıların “mağrur olma Padişahım, senden büyük Allah var” hakimâne sözleri yanında, gönül doktoru ve sevgi pınarı Şeyh Edebâli'nin (Osman Bey'e); “Halkını yaşat ki Devlet yaşasın!” nasihati de padişah ve devlet adamlarını bir bakıma hizaya getiriyordu.

Törenler, Osmanlı'nın devlet hayatının ayrılmaz bir parçaydı. Ona özellik ve güzellik katıyordu. Cülûs, elçi kabûlü, sefere çıkış törenleri devletin haşmetine yakışır bir şekilde yapılırken, dosta ve düşmana heyecan ve korku salıyordu

Bir milleti ayakta tutan değerleri, inançları, örf ve âdetleri vardır. Bunlar milletlerin damarları, eti, kemiğidir. Harçsız, çimentosuz, temelsiz binalar nasıl çökerse, maddi ve manevi değerlerine sahip olmayan toplum ve milletler de çökerler.

İslâmiyetten önce örf, âdet ve geleneklerine düşkün olan Türkler, Müslüman olduktan sonra İslâmiyetin yasak etmediği âdet ve geleneklerini sürdürdüler. Muhteşem Osmanlı'nın kudret ve haşmetine yakışan, büyük ilgi gören ve halkın devlet ile kaynaşmasına vesile olan bu çok ihtişamlı tören ve alayların çoğu dinî içerikli idi.

Tören ve Alaylar sırasında halkın ve alkışçıların “mağrur olma Padişahım, senden büyük Allah var” hakimâne sözleri yanında, gönül doktoru ve sevgi pınarı Şeyh Edebâli'nin (Osman Bey'e); “Halkını yaşat ki Devlet yaşasın!” nasihati de padişah ve devlet adamlarını bir bakıma hizaya getiriyordu.

Törenler, Osmanlı'nın devlet hayatının ayrılmaz bir parçaydı. Ona özellik ve güzellik katıyordu. Cülûs, elçi kabûlü, sefere çıkış törenleri devletin haşmetine yakışır bir şekilde yapılırken, dosta ve düşmana heyecan ve korku salıyordu

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat