Elektrik hepimizin günlük hayatında vazgeçemediği bir enerji kaynağı. Elektriğin herhangi bir nedenle olmadığı durumlarda hayatın adeta durduğu bir çağda yaşıyoruz. Evimizde, iş yerimizde olduğu kadar ülkemizin sanayisinde, tarımındaki birçok gelişmeyi de elektriğin hayatımıza girmesine borçluyuz.
Sağlıktan haberleşmeye, eğitimden ulaşıma kadar hayatımıza işleyen elektriğin ülkemizde kullanılmaya başlanması ise II. Abdülha-mid dönemine rastlar. Tersane-i Amire'den sonra Türkiye'nin ilk elektrik fabrikası 1913 yılında Silahtarağa'da kurulmuş, 11 Şubat 1914 tarihinde elektrikli tramvaylara ilk elektrik verilmiştir. 1939 yılında millileşen İETT, elektrikli tramvay işletmeciliğinin yanı sıra uzun yıllar elektrik üretim ve dağıtım hizmetlerini yürütmüştür. 1952 yılma kadar bu hizmeti bir arada yürüten İETT, bu tarihten sonra sadece dağıtım işini üstlenmiş, 1982 yılında ise elektrik dağıtım hizmetini tamamen Türkiye Elektrik Kurumu'na (TEK) devretmiştir.
İstanbul'daki ulaşımın ilk işletmecisi olan İETT, havagazı ve elektrik üretim, dağıtımının işletmecisi olarak da ilk kurumdur. 145 yıllık geçmişinde birçok tecrübeyi bir arada bulunduran İETT bugünlere toplu ulaşım otoritesi olma özelliğini koruyarak gelmiştir.
Açılımı “İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü” olan İETT, İstanbul'da ilklerin birleşme noktasıdır.
Elektrik üreten ve dağıtan kurum olduğu yıllardan, elektrikli otobüs sürüş denemeleri yapan yıllara gelen İETT, Türkiye'de elektrik kullanımı serencammm merkezinde yer alan bir işletmedir. Elinizde bulunan "OsmanlI'dan Cumhuriyet'e İstanbul'da Elektrik” isimli kitap hem bu serencam hem de elektriğin tarihi hakkında detaylı bilgiler edinebileceğiniz bir eserdir.
Alanında bir ilk olan bu eserin ortaya çıkmasında emeği geçen değerli akademisyenlerimize, ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyor, eserin siz değerli okuyucularımıza önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. - Arif Emecen
İstanbul'da elektriğin tarihi aslında Türkiye'de elektriğin tarihidir. 145 yıllık geçmişinde ulaşımın olduğu gibi, havagazı ve elektrik üretim, dağıtımının da ilk işletmecisi olan İETT (İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü), adında hala yer alan ‘E'nin Osmanlı'dan başlayıp Cumhuriyet ile süren hikâyesini kitaplaştırdı. Prof. Dr. Vahdettin Engin ve Prof. Dr. Ufuk Gülsoy'un arşivlerde üç yıl süren araştırması gösteriyor ki, dünyaya hükmeden imparatorluğun başkentindeki aydınlanma süreci, dünyadaki gelişmelere uygun bir seyir izliyor. İkinci endüstri devrimini tetikleyen elektrik enerjisiyle ilgili keşifler, İstanbul'un elektriğe uzanan yolculuğunda önemli dönemeçleri oluşturuyor.
Türkiye'de elektriğin 138 yıllık hikâyesine ayna tutan kitap, az bilinen detayları aydınlatıyor, elektriğin tarihini bir belgesel gibi anlatıyor. İstanbul'da ışığa ispermeçet mumuyla, yağ kandilleriyle kavuşulduğu günlerde geceleri sokaklarda fenersiz gezmenin yasak olduğunu biliyor muydunuz? Yasağa uymayanların hapse girdiği veya hamamlara atılarak sabaha kadar külhanları yakmaya mecbur tutulduğu 1800'lerin ilk yarısı, Tanzimat Fermanı sonrası memurların ve saray görevlilerinin evlerinin önüne kandil asmakla görevlendirildiği dönem, bunlar kitabın en dikkat çekici bölümlerinden. Havagazıyla önce Dolmabahçe Sarayı'nın aydınlatıldığı, üretim fazlasının Cadde-i Kebir'de (İstiklal Caddesi) kullanıldığı, devletin elektrik konusunda eğitim almaları için Avrupa'ya öğrenci gönderdiği, Tersane-i Amire'nin kurulduğu yıllar…
Elektrikle yakından ilgilenen II. Abdülhamid'in Avrupa'ya elektrikli araba ve elektrikli sandal sipariş ettiğini, sarayda elektrikli fotoğraf makinesi, elektrikli şamdan kullandığını Prof. Dr. Engin ve Prof. Dr. Gülsoy'un satırlarından öğrenmek mümkün. Devletin halkla ilişkiler faaliyetlerini okuyucusuna aktaran kitapta, elektriğin halka tanıtımında basının nasıl kullanıldığı dönemin gazetelerinden Takvim-i Vekayi ve Servet-i Fünun'dan sayfalarla anlatılıyor. Birinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesi Dersaadet Tramvay Şirketi'nin nasıl elektrikli tramvay hizmete vermeye başladığı, abonelerle yapılan ilk sözleşmeler, savaştan sonra başlayan işgal yılları, milli mücadele dönemi, Cumhuriyet'in ilanı, Cumhuriyet hükümetinin talep ve hassasiyetleri, İstanbul'un elektrikle başlayan sosyo-ekonomik değişimini belgeleriyle ortaya koyuyor.
Türkiye'de alanında ilk özgün araştırma niteliğini taşıyan kitap, bugün İstanbul'u elektrikli otobüslerle tanıştırmaya hazırlanan İETT'nin vizyonu ve misyonunun canlı tarihi niteliğini taşıyor.
Elektrik hepimizin günlük hayatında vazgeçemediği bir enerji kaynağı. Elektriğin herhangi bir nedenle olmadığı durumlarda hayatın adeta durduğu bir çağda yaşıyoruz. Evimizde, iş yerimizde olduğu kadar ülkemizin sanayisinde, tarımındaki birçok gelişmeyi de elektriğin hayatımıza girmesine borçluyuz.
Sağlıktan haberleşmeye, eğitimden ulaşıma kadar hayatımıza işleyen elektriğin ülkemizde kullanılmaya başlanması ise II. Abdülha-mid dönemine rastlar. Tersane-i Amire'den sonra Türkiye'nin ilk elektrik fabrikası 1913 yılında Silahtarağa'da kurulmuş, 11 Şubat 1914 tarihinde elektrikli tramvaylara ilk elektrik verilmiştir. 1939 yılında millileşen İETT, elektrikli tramvay işletmeciliğinin yanı sıra uzun yıllar elektrik üretim ve dağıtım hizmetlerini yürütmüştür. 1952 yılma kadar bu hizmeti bir arada yürüten İETT, bu tarihten sonra sadece dağıtım işini üstlenmiş, 1982 yılında ise elektrik dağıtım hizmetini tamamen Türkiye Elektrik Kurumu'na (TEK) devretmiştir.
İstanbul'daki ulaşımın ilk işletmecisi olan İETT, havagazı ve elektrik üretim, dağıtımının işletmecisi olarak da ilk kurumdur. 145 yıllık geçmişinde birçok tecrübeyi bir arada bulunduran İETT bugünlere toplu ulaşım otoritesi olma özelliğini koruyarak gelmiştir.
Açılımı “İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü” olan İETT, İstanbul'da ilklerin birleşme noktasıdır.
Elektrik üreten ve dağıtan kurum olduğu yıllardan, elektrikli otobüs sürüş denemeleri yapan yıllara gelen İETT, Türkiye'de elektrik kullanımı serencammm merkezinde yer alan bir işletmedir. Elinizde bulunan "OsmanlI'dan Cumhuriyet'e İstanbul'da Elektrik” isimli kitap hem bu serencam hem de elektriğin tarihi hakkında detaylı bilgiler edinebileceğiniz bir eserdir.
Alanında bir ilk olan bu eserin ortaya çıkmasında emeği geçen değerli akademisyenlerimize, ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyor, eserin siz değerli okuyucularımıza önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. - Arif Emecen
İstanbul'da elektriğin tarihi aslında Türkiye'de elektriğin tarihidir. 145 yıllık geçmişinde ulaşımın olduğu gibi, havagazı ve elektrik üretim, dağıtımının da ilk işletmecisi olan İETT (İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü), adında hala yer alan ‘E'nin Osmanlı'dan başlayıp Cumhuriyet ile süren hikâyesini kitaplaştırdı. Prof. Dr. Vahdettin Engin ve Prof. Dr. Ufuk Gülsoy'un arşivlerde üç yıl süren araştırması gösteriyor ki, dünyaya hükmeden imparatorluğun başkentindeki aydınlanma süreci, dünyadaki gelişmelere uygun bir seyir izliyor. İkinci endüstri devrimini tetikleyen elektrik enerjisiyle ilgili keşifler, İstanbul'un elektriğe uzanan yolculuğunda önemli dönemeçleri oluşturuyor.
Türkiye'de elektriğin 138 yıllık hikâyesine ayna tutan kitap, az bilinen detayları aydınlatıyor, elektriğin tarihini bir belgesel gibi anlatıyor. İstanbul'da ışığa ispermeçet mumuyla, yağ kandilleriyle kavuşulduğu günlerde geceleri sokaklarda fenersiz gezmenin yasak olduğunu biliyor muydunuz? Yasağa uymayanların hapse girdiği veya hamamlara atılarak sabaha kadar külhanları yakmaya mecbur tutulduğu 1800'lerin ilk yarısı, Tanzimat Fermanı sonrası memurların ve saray görevlilerinin evlerinin önüne kandil asmakla görevlendirildiği dönem, bunlar kitabın en dikkat çekici bölümlerinden. Havagazıyla önce Dolmabahçe Sarayı'nın aydınlatıldığı, üretim fazlasının Cadde-i Kebir'de (İstiklal Caddesi) kullanıldığı, devletin elektrik konusunda eğitim almaları için Avrupa'ya öğrenci gönderdiği, Tersane-i Amire'nin kurulduğu yıllar…
Elektrikle yakından ilgilenen II. Abdülhamid'in Avrupa'ya elektrikli araba ve elektrikli sandal sipariş ettiğini, sarayda elektrikli fotoğraf makinesi, elektrikli şamdan kullandığını Prof. Dr. Engin ve Prof. Dr. Gülsoy'un satırlarından öğrenmek mümkün. Devletin halkla ilişkiler faaliyetlerini okuyucusuna aktaran kitapta, elektriğin halka tanıtımında basının nasıl kullanıldığı dönemin gazetelerinden Takvim-i Vekayi ve Servet-i Fünun'dan sayfalarla anlatılıyor. Birinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesi Dersaadet Tramvay Şirketi'nin nasıl elektrikli tramvay hizmete vermeye başladığı, abonelerle yapılan ilk sözleşmeler, savaştan sonra başlayan işgal yılları, milli mücadele dönemi, Cumhuriyet'in ilanı, Cumhuriyet hükümetinin talep ve hassasiyetleri, İstanbul'un elektrikle başlayan sosyo-ekonomik değişimini belgeleriyle ortaya koyuyor.
Türkiye'de alanında ilk özgün araştırma niteliğini taşıyan kitap, bugün İstanbul'u elektrikli otobüslerle tanıştırmaya hazırlanan İETT'nin vizyonu ve misyonunun canlı tarihi niteliğini taşıyor.