#smrgKİTABEVİ Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Jandarma Kuruluş Teşkilat ve Mücadele (1903 - 1938) -
Tekir, birinci bölümde klasik dönemden itibaren modern jandarmaya giden süreci gözden geçirmektedir. Zaptiye Müşiriyeti ve jandarmanın kuruluşuna kadar geçen sancılı süreci bu bölümde ele almıştır. İkinci bölümü ise kendi içerisinde üç ayrı kısma ayırıyor: Birinci Dünya Savaşı, Mondros Mütarekesi ve Millî Mücadele Dönemi. İlk olarak Birinci Dünya Savaşı'nda cepheye sürülen jandarmaların kısa sürede cephelerde erimesini irdeliyor. Mütareke ahkamına göre ülkenin tek silahlı unsuru haline gelen jandarmanın Milli Mücadele yıllarındaki teşkilatı ve faaliyetleri ise bölümün son kısmını teşkil ediyor. Yazar, kitabın üçüncü ve son bölümünde Atatürk devrinde uzun savaş yıllarında yıpranan jandarmanın yeniden teşkilatlandırılmasını, Cumhuriyet jandarmasının kuruluş sürecini ele alıyor.
Arşiv belgeleri ve kaynak eserlerin ışığında devlet ve toplum arasında aracı bir teşkilat olan modern jandarmanın kuruluş hikayesinin kronolojik olarak anlatıldığı bu çalışma Türk Askeri Tarihi alanında çok önemli bir boşluğu dolduruyor.
Tekir, birinci bölümde klasik dönemden itibaren modern jandarmaya giden süreci gözden geçirmektedir. Zaptiye Müşiriyeti ve jandarmanın kuruluşuna kadar geçen sancılı süreci bu bölümde ele almıştır. İkinci bölümü ise kendi içerisinde üç ayrı kısma ayırıyor: Birinci Dünya Savaşı, Mondros Mütarekesi ve Millî Mücadele Dönemi. İlk olarak Birinci Dünya Savaşı'nda cepheye sürülen jandarmaların kısa sürede cephelerde erimesini irdeliyor. Mütareke ahkamına göre ülkenin tek silahlı unsuru haline gelen jandarmanın Milli Mücadele yıllarındaki teşkilatı ve faaliyetleri ise bölümün son kısmını teşkil ediyor. Yazar, kitabın üçüncü ve son bölümünde Atatürk devrinde uzun savaş yıllarında yıpranan jandarmanın yeniden teşkilatlandırılmasını, Cumhuriyet jandarmasının kuruluş sürecini ele alıyor.
Arşiv belgeleri ve kaynak eserlerin ışığında devlet ve toplum arasında aracı bir teşkilat olan modern jandarmanın kuruluş hikayesinin kronolojik olarak anlatıldığı bu çalışma Türk Askeri Tarihi alanında çok önemli bir boşluğu dolduruyor.