#smrgKİTABEVİ Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Şırnak Tarihi : İdari Sosyal ve Ekonomik Yapı (1853-1929) - 2022
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786258414509
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
184
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
97,50
Havale/EFT ile:
94,58
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199206057
592452
https://www.simurgkitabevi.com/osmanlidan-cumhuriyete-sirnak-tarihi-idari-sosyal-ve-ekonomik-yapi-1853-1929-2022
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Şırnak Tarihi : İdari Sosyal ve Ekonomik Yapı (1853-1929) - 2022 #smrgKİTABEVİ
97.50
Bürokrasi ve modernleşme gibi iki tipik tek partili dönem gerçeğinin köklü bir merkezi devlet geleneği temelinden hareket alınarak incelendiği bu kitapta toplum ve devlet yapılanmasındaki radikal değişimlerin öncü güçlerine ışık tutulmaktadır. Biri araç ve diğeri amaç birleşimini temsil eden bu iki kavramın Atatürk Döneminde, bizzat kendisinin çizdiği çerçeve içinde bulduğu toplumsal dönüt ve yansıma, yeni devletin kurucu kadrolarının bir gelenek haline dönüşecek olan misyonunun da temelini oluşturmuştur. Bürokrasinin devlete içkin kimliği ve kendini konumlandırdığı kutsiyet alanı çok partili yıllara ve günümüz siyaset ve bürokrasisine sirayet eden güçlü bir hegemonik yanıt bulmuştur. Bu noktada toplumun edilgenliği ve devlet ile bütünleştirilmiş bürokratik kesimlerin onu domine eden aktivitesi, toplumsal özgürlük alanlarında ciddi bir sessizliğin oluşmasında etkili olmuştur. Askeri devlet geleneği, soğuk ve seçkin bürokrat tipi ve bu mutfağın önünde bulunan siyasi aktörler, köklü ve güçlü merkezi devlet geleneği içinde harmanlanmıştır.
Bürokrasi ve modernleşme gibi iki tipik tek partili dönem gerçeğinin köklü bir merkezi devlet geleneği temelinden hareket alınarak incelendiği bu kitapta toplum ve devlet yapılanmasındaki radikal değişimlerin öncü güçlerine ışık tutulmaktadır. Biri araç ve diğeri amaç birleşimini temsil eden bu iki kavramın Atatürk Döneminde, bizzat kendisinin çizdiği çerçeve içinde bulduğu toplumsal dönüt ve yansıma, yeni devletin kurucu kadrolarının bir gelenek haline dönüşecek olan misyonunun da temelini oluşturmuştur. Bürokrasinin devlete içkin kimliği ve kendini konumlandırdığı kutsiyet alanı çok partili yıllara ve günümüz siyaset ve bürokrasisine sirayet eden güçlü bir hegemonik yanıt bulmuştur. Bu noktada toplumun edilgenliği ve devlet ile bütünleştirilmiş bürokratik kesimlerin onu domine eden aktivitesi, toplumsal özgürlük alanlarında ciddi bir sessizliğin oluşmasında etkili olmuştur. Askeri devlet geleneği, soğuk ve seçkin bürokrat tipi ve bu mutfağın önünde bulunan siyasi aktörler, köklü ve güçlü merkezi devlet geleneği içinde harmanlanmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.