#smrgSAHAF Osmanlıdan Günümüze Misyoner Faaliyetleri: Okullar, Kiliseler, Yardım Kurumları - 2002

ISBN-10:
9758455192
Stok Kodu:
1199033113
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
451 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2002
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199033113
419201
Osmanlıdan Günümüze Misyoner Faaliyetleri: Okullar, Kiliseler, Yardım Kurumları -        2002
Osmanlıdan Günümüze Misyoner Faaliyetleri: Okullar, Kiliseler, Yardım Kurumları - 2002 #smrgSAHAF
0.00
Oryantalizm, Avrupalılar'ın doğuya hakim olmak, doğuyu yeniden kurmak ve doğunun amiri olmak için geliştirdikleri bütün silahların adıdır! Yani oryantalizm, hıristiyan Batı'nın, Müslüman doğuyu siyasi, sosyolojik, askeri ideolojik, bilimsel ve estetik bakımdan yönetmesi demektir. Avrupalılar'a göre, vahşi doğunun fethe ihtiyacı vardır. Dolayısıyla doğuya yapılacak seferler saldırı niteliği taşımaz. Çünkü amaç onları kurtarmaktır. Aslında çoğu oryantaliste göre, doğu batı ile eşit olmadığı gibi, doğulu insan da batılı insanla eşit deildir. Mesela John Westlake, “Uluslararası Hukuk Prensipleri” adlı eserinde “Medenileşmemiş bölgelerden” bahsederken, bunların büyük güçler tarafından işgal edilmesi gereğini savunmaktadır.

Yani doğulu, üstün ırka mensup olmadığı için yönetilmelidir. Bir oryantaliste göre, batılı vatanını savunursa kahraman, ama bu işi bir doğulu yaparsa, İslami taassupla hareket eden dar ufuklu bir kültür düşmanıdır.

Necdet Sevinç, büyük yankılar uyandıran elinizdeki eserinde, oryantalizmin keşif kolunu teşkil eden misyonerlerin Türkiye'de faaliyete geçirdikleri kolejleri ve çoğunun kurcusu oldukları azınlık koullarını tarihi bir süreç içinde inceliyor. (Arka Kapak'tan)

Oryantalizm, Avrupalılar'ın doğuya hakim olmak, doğuyu yeniden kurmak ve doğunun amiri olmak için geliştirdikleri bütün silahların adıdır! Yani oryantalizm, hıristiyan Batı'nın, Müslüman doğuyu siyasi, sosyolojik, askeri ideolojik, bilimsel ve estetik bakımdan yönetmesi demektir. Avrupalılar'a göre, vahşi doğunun fethe ihtiyacı vardır. Dolayısıyla doğuya yapılacak seferler saldırı niteliği taşımaz. Çünkü amaç onları kurtarmaktır. Aslında çoğu oryantaliste göre, doğu batı ile eşit olmadığı gibi, doğulu insan da batılı insanla eşit deildir. Mesela John Westlake, “Uluslararası Hukuk Prensipleri” adlı eserinde “Medenileşmemiş bölgelerden” bahsederken, bunların büyük güçler tarafından işgal edilmesi gereğini savunmaktadır.

Yani doğulu, üstün ırka mensup olmadığı için yönetilmelidir. Bir oryantaliste göre, batılı vatanını savunursa kahraman, ama bu işi bir doğulu yaparsa, İslami taassupla hareket eden dar ufuklu bir kültür düşmanıdır.

Necdet Sevinç, büyük yankılar uyandıran elinizdeki eserinde, oryantalizmin keşif kolunu teşkil eden misyonerlerin Türkiye'de faaliyete geçirdikleri kolejleri ve çoğunun kurcusu oldukları azınlık koullarını tarihi bir süreç içinde inceliyor. (Arka Kapak'tan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat