Osmanlı'ya Üçüncü Pencereden Bakmak serimizin bu üçüncü kitabı sizleri, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman'ın saltanat yıllarında bir yolculuğa davet ediyor. Üstelik bu yolculukta sadece ihtişamlı günlerin göz alıcı parıltısıyla aydın- lanan vadileri değil bunların yanında gölgede kalmış az bilinen vadilerde yaşananlara da dikkat çekileceğini en başında vurguluyor. Zira iktidarın, bu dünyayı bir hükümdara çok, iki hükümdara da az gördüğü bu süreçte, devlet otoritesinin sürdürülebilmesi adına yapılanlar belki de merhamet hissini yoklaya- cak vicdanlarınızda. Zirvelere doğru yol aldıkça akil-kalp hattında istikametinizi tayin etmekte zorlandığınız anlar olacak.
Zamanlar ve mekanlar değişse de gözünü hırs bürüyen insanoğlunun iktidar uğruna çevirdiği, alet olduğu entrikaları belki de ilk kez bu kadar yakından ve tanıklarının ağzından dinleme imkânı bulacaksınız. Cesur ve kararlı duruşuyla Yavuz'un öfke selinden nicelerini kurtaran bir şeyhülislâm, Akdeniz'e hükmeden bir kaptanıderya, haritasıyla haklı bir şöhret kazanan Pîrî Reis de rehberlik edecek size bu yolculukta. O geniş sınırları aşıp Memlük diyarına vardığınızda Devlet-i Âliye'yi bu kez de dışarıdan seyre imkân bulacaksınız.
Belki de bu zamana kadar hiç geçmediğiniz vadilerden geçtikten sonra göre- ceğiniz büyük resim, vicdanınızda kuracağınız adalet terazisinde daha farklı değerlendirmelere sevk edecek sizi. Kim bilir? İyisi mi, önyargılarınızı ve kabullerin- izi bir kenara koyup bir an evvel yola koyulun.