#smrgSAHAF Öteki Defterler: Orası / Zeytin ve Üzüm Adası / Bayram / Piraye'ye -
Elinizdeki kitabın ana gövdesini Nâzım Hikmet'in beş bölümünü yazabildiği "Orası" adlı roman oluşturuyor: Hapishane ortamının ustalıkla betimlendiği, birbirinden ilginç çok farklı tiplerin birarada anlatıldığı romandaki kişilerin ve olayların ne kadar gerçek olduğunu Nâzım'ın hayatını yakından bilenler görebilir.
Diğer parçalar ise, İmroz adasında geçen, kısa ama roman kıvamında bir anlatı olan "Zeytin ve Üzüm Adası"; 1930'lu yılların Yüksekkaldırım ve Tünel çevresindeki renkli dünyayı, Mübadele'nin bıraktığı izleri bütün güncelliğiyle yansıtan "Bayram" adını verdiğimiz bir öykü ve Nâzım'ın hapishanedeki düşlerini güçlü imgelerle, bir mektup sıcaklığıyla anlattığı, "Piraye'ye" adını verdiğimiz bir metin.
Öteki Defterler, Nâzım Hikmet külliyatının vazgeçilmez bir parçası olmayı hak ediyor.
Soğuk. Soba sönmüş. Dar, uzun battaniyemin altında yapayalnızdım. Halbuki bilirsin ki ben en iyi yazılarımı sokakta kalabalığın arasında dolaşarak yazmışımdır, evde okuduğumu anlamak için çocuklarımın gürültüsüne muhtacım ve insanların arasından ayrıldığım vakit karaya vurmuş hazin bir palamuda dönerim.
Elinizdeki kitabın ana gövdesini Nâzım Hikmet'in beş bölümünü yazabildiği "Orası" adlı roman oluşturuyor: Hapishane ortamının ustalıkla betimlendiği, birbirinden ilginç çok farklı tiplerin birarada anlatıldığı romandaki kişilerin ve olayların ne kadar gerçek olduğunu Nâzım'ın hayatını yakından bilenler görebilir.
Diğer parçalar ise, İmroz adasında geçen, kısa ama roman kıvamında bir anlatı olan "Zeytin ve Üzüm Adası"; 1930'lu yılların Yüksekkaldırım ve Tünel çevresindeki renkli dünyayı, Mübadele'nin bıraktığı izleri bütün güncelliğiyle yansıtan "Bayram" adını verdiğimiz bir öykü ve Nâzım'ın hapishanedeki düşlerini güçlü imgelerle, bir mektup sıcaklığıyla anlattığı, "Piraye'ye" adını verdiğimiz bir metin.
Öteki Defterler, Nâzım Hikmet külliyatının vazgeçilmez bir parçası olmayı hak ediyor.
Soğuk. Soba sönmüş. Dar, uzun battaniyemin altında yapayalnızdım. Halbuki bilirsin ki ben en iyi yazılarımı sokakta kalabalığın arasında dolaşarak yazmışımdır, evde okuduğumu anlamak için çocuklarımın gürültüsüne muhtacım ve insanların arasından ayrıldığım vakit karaya vurmuş hazin bir palamuda dönerim.