Türkiye'nin sosyal dünyası üzerine düşünen ve onun çıkarlarını savunan yeni, yerli ve özgün bir sosyoloji bir elzemdir. Sosyolojide yerlileşme, yerlilik konusu üzerinde durmak ve yerli çözümler peşinde koşmak şarttır. Türkiye'yi açıklamak için yerli tezler geliştirmek, adeta bir zorunluluktur. Bizim için özgün bir sosyoloji daha manîdârdır. Özgünlüğün sosyolojisi kaçınılmazdır.
Daha önce yayımlanmış bazı makalelerimin ve çeşitli kongrelerde sunduğum bazı bildirilerimin yeniden düzenlenerek bir araya getirilmesinden oluşan bu metni, Türk sosyolojisine olan gereksinime bir nebze cevap olsun diye düşündüm. Türk toplumunun özgünlüğünü öne çıkarırken, Türk düşünce dünyasından dolaşmamız gerekiyor. Bu zengin düşünce dünyasında ve tarih hazinesinde gezinti yaparak, kendi geleneğimizin izlerini sürerek, toplum olaylarını açıklayıcı yeni teoriler geliştirmek zorundayız.
Türk toplumunun yapısı, özellikleri ve sorunlarına çözüm önerilerini, Türk sosyologlarından beklemeliyiz. Türkiye'nin sorunlarını çözme işini Batılı sosyolojik teorilere/sosyologlara havale etme alışkanlığından, aktarmacı ve tercümeye dayalı taşeroncu sosyoloji anlayışından kurtulup kendimize yönelmeli, yerli ve özgün açıklamalar peşinde koşmalıyız. Türk sosyolojisini, Batı sosyolojisinin hegemonyasından kurtarmalı ve onu özgürleştirmeliyiz. -Prof. Dr. Sezgin Kızılçelik (Önsözden)
Türkiye'nin sosyal dünyası üzerine düşünen ve onun çıkarlarını savunan yeni, yerli ve özgün bir sosyoloji bir elzemdir. Sosyolojide yerlileşme, yerlilik konusu üzerinde durmak ve yerli çözümler peşinde koşmak şarttır. Türkiye'yi açıklamak için yerli tezler geliştirmek, adeta bir zorunluluktur. Bizim için özgün bir sosyoloji daha manîdârdır. Özgünlüğün sosyolojisi kaçınılmazdır.
Daha önce yayımlanmış bazı makalelerimin ve çeşitli kongrelerde sunduğum bazı bildirilerimin yeniden düzenlenerek bir araya getirilmesinden oluşan bu metni, Türk sosyolojisine olan gereksinime bir nebze cevap olsun diye düşündüm. Türk toplumunun özgünlüğünü öne çıkarırken, Türk düşünce dünyasından dolaşmamız gerekiyor. Bu zengin düşünce dünyasında ve tarih hazinesinde gezinti yaparak, kendi geleneğimizin izlerini sürerek, toplum olaylarını açıklayıcı yeni teoriler geliştirmek zorundayız.
Türk toplumunun yapısı, özellikleri ve sorunlarına çözüm önerilerini, Türk sosyologlarından beklemeliyiz. Türkiye'nin sorunlarını çözme işini Batılı sosyolojik teorilere/sosyologlara havale etme alışkanlığından, aktarmacı ve tercümeye dayalı taşeroncu sosyoloji anlayışından kurtulup kendimize yönelmeli, yerli ve özgün açıklamalar peşinde koşmalıyız. Türk sosyolojisini, Batı sosyolojisinin hegemonyasından kurtarmalı ve onu özgürleştirmeliyiz. -Prof. Dr. Sezgin Kızılçelik (Önsözden)