Göçmen olmanın kendisinde uyandırdığı duygulara ilişkin tek söz etmezdi. Ancak ona dikkatlice baktığımda İstanbul'a, eski dostlarına, doğduğu ülkenin iklimine ve mutfağına duyduğu özlemi kolayca görebilirdim. Çalışma masasının üzerinde, dostu Nâzım Hikmet'in fotoğrafının yanı başında, daha küçük boyutta siyah beyaz bir fotoğrafta Kızkulesi görülürdü. Babam doğduğu ülkeden ayrıldığı günden itibaren bu fotoğrafı, gittiği her yere beraberinde taşıdı. Onun, ülkesine duyduğu özlemi anlatabilmek için Karadeniz kıyısında Soçi'de yaptığımız iki haftalık tatili hatırlamam yeterli. Babam, sık sık balkonda oturur, elindeki portatif radyoda Türkçe bir istasyon arar ve uzun süre tek kelime etmeden İstanbul'un bulunduğu yöne doğru bakıp denizi seyrederdi. - Meline Pehlivanyan
1940'lar, İstanbul Ermenileri için, edebi bir hareketin filizlenip meyve verdiği canlı bir ortamı beraberinde getirdi. İstanbul Ermenileri'nin "yeni" edebiyat akımı olarak adlandırılan bu hareketin önde gelen temsilcilerinden biri de Aram Pehlivanyan.
Pehlivanyan, Aşkhadank [Emek] adlı edebiyat dergisinde ve daha sonra kapatılan Nor Or [Yeni Gün] adlı haftalık gazetede Ermenice eserler verdi, makaleleri yayınlandı. Gazete yazılarındaki politik tutumu ve Türkiye Komünist Partisi (TKP) içinde yer alması sebebiyle mahkûmiyetler aldı. 1949'da hapisten çıkınca Kağaki Jıkhorin Meç [Kentin Gürültüsünde] adlı Ermenice şiir kitabı yayımladı.
Özgürlük İki Adım Ötede Değil, Pehlivanyan'ın Ermenice şiir kitabının çevirisi niteliğinde ancak şairin o kitapta yer almayan Türkçe ve Ermenice şiirlerini de kapsıyor. Ayrıca yazarın dünyasına nüfuz etmeyi kolaylaştırıcı kişisel tanıklıklar, fotoğraflar ve belgelerle, şiir kitabının ötesinde, bir döneme ışık tutan bir belge-kitap niteliğine de bürünüyor.