#smrgKİTABEVİ Pan-İslamcının Macera Kılavuzu: Davutoğlu Ne Diyor, Bir Şey Diyor mu ? -
Şimdi, Türkiye'ye bir ufuk gösteriyor, “...sefere çıkacak ordulara okunacakmış gibi hamasetle, karşısına alıp konuşabilse ikna edemeyeceği kimse olamazmış gibi abartılı bir özgüvenle, itiraz edene kırılacağı, küseceği, çok kızacağı izlenimi uyandıran bir tutkuyla, 100-200 yıl öncesine doğru son sürat yol alan bir kervanın en önünde, göğsünü rüzgâra açmış gibi coşkuyla...” - Ümit Kıvanç'ın tasvir ettiği gibi. Osmanlı romantizmiyle, Pan-İslâmist milliyetçiliği kanatlandıran tehlikeli bir jeopolitikanın ufku bu.
Ümit Kıvanç, Davutoğlu'nun onlarca baskı yapmış Stratejik Derinlik kitabının derinlerine inerek, “sınır tanımayan” emperyal hâkimiyet fantezisine dikkatimizi çekiyor. “Afroavrasya” ölçeğinde, yani Asya'dan Avrupa'ya ve Afrika'ya yayılan bir hâkimiyet iddiasını, ezelî bir “misyonla” meşrulaştıran bir söylemle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Belki bu “vizyonun” hedeflerinden, içeriğinden daha da önemlisi, jeopolitika kavramını saran zihniyet örgüsüdür. Yüzlerce yıllık tarihsel süreçlerden değişmez dinî-millî öznelerin değişmez fıtratlarından başka bir şey anlamayan, insan topluluklarını satranç tahtasındaki piyonlar misali gören, somut bilgiyi boş verip her şeyi iri kıyım strateji genellemeleriyle açıkladığını sanan bir zihniyet... Entelektüel görünümlü bir hamaset anlatısı... Bir sözde-bilim...
Elinizdeki kitap, Davutoğlu'nun saygın temsilcilerinden olduğu bir toplum-dünya-insan görüşünü anlamak için küçük bir rehber aslında.
YAZAR Ümit Kıvanç 1956'da İstanbul'da doğdu. Haliyle, birtakım okullarda okudu. 1980 öncesi dönemi mâlûm şekilde geçirdi, 12 Eylül'ü görece az hasarla atlattı. Altın Kitaplar Yayınevi, Milliyet yazıişleri, Cumhuriyet Haber Merkezi'nde, Yeni-Gündem haftalık hndan piyanist Ayşe Tütüncü'nün Bir Piyano Beş Perküsyon grubunda davul çaldı. 1990'ların ortalarında kısa ve belgesel filmler yapmaya başladı. Önemli belgeselleri arasında, Kızlar ve Kökler, Nazê, Şarkılarla Geçtim Aranızdan (Kazım Koyuncu için bir film), 19 Ocak'tan 19 Ocak'a (Hrant Dink cinayeti sonrası), Uçurtmam Tellere Takıldı (Ahmet Kaya için bir film) sayılabilir. (Filmleri hakkında daha geniş bilgi için: www.gecetreni.com.) Edebiyat çalışmaları 1989'dan itibaren yayımlanmaya başlandı. İlk kitabı, “birtakım kadınlar, muhtelif erkekler ve hep bildiğimiz şeyler üzerine bir upuzun hikâye” olan Aşkım Bana Resimaltı'dır. Bunu “siyasî polisiye roman” Bekle Dedim Gölgeye (1989) izledi. Erkek Hikâyeleri (1990), hikâyelerini topladığı ilk kitabıdır. Macbeth - Muhitimize Uyarlama Denemesi (1991) ise tek oyunu. Yakın tarihimizi yeniden yorumlamaya ve anlamaya bir katkı niteliği de taşıyan Gaib Romans adlı romanı 1992'de çıktı. Bunu Yalnız Olmuyor (1995) ve Siyah Makamı (1997) izledi. Futbol basını üzerine eleştiri niteliğindeki Kesin Ofsayt (2001) İletişim, siyasî ve toplumsal konulardaki makalelerini derlediği Demiş Bulundum (1999), Birikim Yayınları'nca yayımlandı.
Şimdi, Türkiye'ye bir ufuk gösteriyor, “...sefere çıkacak ordulara okunacakmış gibi hamasetle, karşısına alıp konuşabilse ikna edemeyeceği kimse olamazmış gibi abartılı bir özgüvenle, itiraz edene kırılacağı, küseceği, çok kızacağı izlenimi uyandıran bir tutkuyla, 100-200 yıl öncesine doğru son sürat yol alan bir kervanın en önünde, göğsünü rüzgâra açmış gibi coşkuyla...” - Ümit Kıvanç'ın tasvir ettiği gibi. Osmanlı romantizmiyle, Pan-İslâmist milliyetçiliği kanatlandıran tehlikeli bir jeopolitikanın ufku bu.
Ümit Kıvanç, Davutoğlu'nun onlarca baskı yapmış Stratejik Derinlik kitabının derinlerine inerek, “sınır tanımayan” emperyal hâkimiyet fantezisine dikkatimizi çekiyor. “Afroavrasya” ölçeğinde, yani Asya'dan Avrupa'ya ve Afrika'ya yayılan bir hâkimiyet iddiasını, ezelî bir “misyonla” meşrulaştıran bir söylemle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Belki bu “vizyonun” hedeflerinden, içeriğinden daha da önemlisi, jeopolitika kavramını saran zihniyet örgüsüdür. Yüzlerce yıllık tarihsel süreçlerden değişmez dinî-millî öznelerin değişmez fıtratlarından başka bir şey anlamayan, insan topluluklarını satranç tahtasındaki piyonlar misali gören, somut bilgiyi boş verip her şeyi iri kıyım strateji genellemeleriyle açıkladığını sanan bir zihniyet... Entelektüel görünümlü bir hamaset anlatısı... Bir sözde-bilim...
Elinizdeki kitap, Davutoğlu'nun saygın temsilcilerinden olduğu bir toplum-dünya-insan görüşünü anlamak için küçük bir rehber aslında.
YAZAR Ümit Kıvanç 1956'da İstanbul'da doğdu. Haliyle, birtakım okullarda okudu. 1980 öncesi dönemi mâlûm şekilde geçirdi, 12 Eylül'ü görece az hasarla atlattı. Altın Kitaplar Yayınevi, Milliyet yazıişleri, Cumhuriyet Haber Merkezi'nde, Yeni-Gündem haftalık hndan piyanist Ayşe Tütüncü'nün Bir Piyano Beş Perküsyon grubunda davul çaldı. 1990'ların ortalarında kısa ve belgesel filmler yapmaya başladı. Önemli belgeselleri arasında, Kızlar ve Kökler, Nazê, Şarkılarla Geçtim Aranızdan (Kazım Koyuncu için bir film), 19 Ocak'tan 19 Ocak'a (Hrant Dink cinayeti sonrası), Uçurtmam Tellere Takıldı (Ahmet Kaya için bir film) sayılabilir. (Filmleri hakkında daha geniş bilgi için: www.gecetreni.com.) Edebiyat çalışmaları 1989'dan itibaren yayımlanmaya başlandı. İlk kitabı, “birtakım kadınlar, muhtelif erkekler ve hep bildiğimiz şeyler üzerine bir upuzun hikâye” olan Aşkım Bana Resimaltı'dır. Bunu “siyasî polisiye roman” Bekle Dedim Gölgeye (1989) izledi. Erkek Hikâyeleri (1990), hikâyelerini topladığı ilk kitabıdır. Macbeth - Muhitimize Uyarlama Denemesi (1991) ise tek oyunu. Yakın tarihimizi yeniden yorumlamaya ve anlamaya bir katkı niteliği de taşıyan Gaib Romans adlı romanı 1992'de çıktı. Bunu Yalnız Olmuyor (1995) ve Siyah Makamı (1997) izledi. Futbol basını üzerine eleştiri niteliğindeki Kesin Ofsayt (2001) İletişim, siyasî ve toplumsal konulardaki makalelerini derlediği Demiş Bulundum (1999), Birikim Yayınları'nca yayımlandı.