#smrgKİTABEVİ Paris - Fresno Güncesi 1967 - 68, Ölüm Dirim ve Aya Kaçış - 2001
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Mart Matbaacılık
Dizi Adı:
Günce
ISBN-10:
9757265381
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
138 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2001
Çeviren:
Beril Eyüboğlu
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199027847
413942
https://www.simurgkitabevi.com/paris-fresno-guncesi-1967-68-olum-dirim-ve-aya-kacis-2001
Paris - Fresno Güncesi 1967 - 68, Ölüm Dirim ve Aya Kaçış - 2001 #smrgKİTABEVİ
0.00
Başkalarını gözlemlediğim zaman, yani başka ailelerin çocuklarını, kendi çocuklarımı ve Armenak Saroyan'la Takuhi Saroyan'ın dört çocuğundan biri olan kendimi düşünürüm. Başkalarının çocuklarının ne kadar aklı başında, terbiyeli, becerikli, saygılı ve ne yapacaklarının kestirilebilir olduğunu, buna karşın benim halkımın çocuklarının, insanları hayretten hayrete düşürdüğünü görür, şaşar kalırım. Öteki çocuklar kim oldukları, bu dünyadaki yerleri ve yapıp ettikleri konusunda fevkalade rahattır. Oysa biz Ermeniler için bu ta en başından beri müthiş bir mücadeledir. Sonunda, belki de hepimizin deli olduğu hükmüne vardım, ama tımarhaneye kapatılacak türden değil. Bizler öfkemizi, toplum ya da tıp yetkilileri üzerimize varmadan bastırmayı biliyoruz. İçimizde kaçık olmayanlar parmakla gösterilecek kadar azdır. Bunu aşağı yukarı 'hep böyle' olduğumuz anlamında söylüyorum; yani eskisine göre daha beter olduğumuz sanılmasın. Her şeye kusur buluruz. Kokuşmuş bir dünyada yaşadığımızı bilir, ama bu gerçeği kabullendikten sonra bile, dertlenmekten kendimizi alamayız; hatta arada sırada öfkeden köpürdüğümüz de olur. Ailenin çeşitli kollarını gözümün önüne getirdiğimde, uysal, sıradan, ciddi, uyumlu, hevesli, saygılı, talepkar olmayan, hoş, becerikli, ne istediğini bilen, uzun lafın kısası, öteki nazik insanlarda rastlanan özelliklere sahip bir tek aile bile bulamıyorum. Kaçıklık ailemin her kolunda kendini gösteren başat bir özellik. Çatlak olmayan birini bulmak mümkün değil. Neden böyle? Nasıl bu hale geldik? Cevabı yok bu soruların tabii. (Arka Kapak)
Başkalarını gözlemlediğim zaman, yani başka ailelerin çocuklarını, kendi çocuklarımı ve Armenak Saroyan'la Takuhi Saroyan'ın dört çocuğundan biri olan kendimi düşünürüm. Başkalarının çocuklarının ne kadar aklı başında, terbiyeli, becerikli, saygılı ve ne yapacaklarının kestirilebilir olduğunu, buna karşın benim halkımın çocuklarının, insanları hayretten hayrete düşürdüğünü görür, şaşar kalırım. Öteki çocuklar kim oldukları, bu dünyadaki yerleri ve yapıp ettikleri konusunda fevkalade rahattır. Oysa biz Ermeniler için bu ta en başından beri müthiş bir mücadeledir. Sonunda, belki de hepimizin deli olduğu hükmüne vardım, ama tımarhaneye kapatılacak türden değil. Bizler öfkemizi, toplum ya da tıp yetkilileri üzerimize varmadan bastırmayı biliyoruz. İçimizde kaçık olmayanlar parmakla gösterilecek kadar azdır. Bunu aşağı yukarı 'hep böyle' olduğumuz anlamında söylüyorum; yani eskisine göre daha beter olduğumuz sanılmasın. Her şeye kusur buluruz. Kokuşmuş bir dünyada yaşadığımızı bilir, ama bu gerçeği kabullendikten sonra bile, dertlenmekten kendimizi alamayız; hatta arada sırada öfkeden köpürdüğümüz de olur. Ailenin çeşitli kollarını gözümün önüne getirdiğimde, uysal, sıradan, ciddi, uyumlu, hevesli, saygılı, talepkar olmayan, hoş, becerikli, ne istediğini bilen, uzun lafın kısası, öteki nazik insanlarda rastlanan özelliklere sahip bir tek aile bile bulamıyorum. Kaçıklık ailemin her kolunda kendini gösteren başat bir özellik. Çatlak olmayan birini bulmak mümkün değil. Neden böyle? Nasıl bu hale geldik? Cevabı yok bu soruların tabii. (Arka Kapak)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.