#smrgKİTABEVİ Paris Tablosu - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
6259537375
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
420
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Çeviren:
Aysen Altınel
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
262,50
Havale/EFT ile:
252,03
1199236854
623925

https://www.simurgkitabevi.com/paris-tablosu-2025
Paris Tablosu - 2025 #smrgKİTABEVİ
262.50
Flanör'ün atası Louis-Sébastien Mercier, Paris'in kaosunu dolduran karakterleri, mekânları ve âdetleri haritaladığı Paris Tablosu'nu bitirdiğinde 12 cilt ve 3000 sayfayı aşan bir yekûn ortaya çıkmıştı. Yüzlerce konuda gözlemlerini aktaran Mercier devrim öncesi Fransa'sının, yani Ancien régime'in en büyük arşivini oluşturmakla kalmaz, “şehir hayatı” üzerine yeni bir edebiyatın da temellerini atar. La Bruyère'in yöntemini saray toplumundan sokaklara taşıyan Mercier, Balzac'tan Hugo'ya yeni bir neslin arşınlayacağı yüzlerce dünyayı, anlatılmayı bekleyen sonsuz mümkünü görünür kılar. Paris Tablosu'nda tasvir, yurttaşlık etiğine sadakat olarak yeniden formüle edilir ve “halk” sonunda ufuktan çıkıp sahnenin ortasındaki yerini alır.
“Paris'ten bahsedeceğim; binalarından, tapınaklarından, anıtlarından, ilginçliklerinden vs. değil.. Kamusal ve özel ahlak anlayışlarından, hakim fikirlerden, güncel ruh halinden, çılgın ya da makul ama sürekli değişen âdetlerden oluşan bu tuhaf yığın hakkında beni etkileyen her şeyden söz edeceğim… Geçmiş yüzyıllar üzerinde yeterince duruldu; ben bugün yaşayanlarla ve kendi yüzyılımın görünümüyle ilgilendim.. Etrafımda olup bitenlere özel bir dikkat borçluyum. Sparta'ya, Roma'ya ve Atina'ya gitmek yerine, kendim gibi diğer insanlar arasında yaşamak zorundayım. Asıl anlamam gereken kişi benim çağdaşım, yurttaşım, çünkü onunla iletişim kurmam gerekiyor ve böylece karakterindeki her nüans benim için özel bir önem kazanıyor… Tekrar ediyorum, ben sadece resmetmek istedim, yargılamak değil.” MERCIER
“Paris'ten bahsedeceğim; binalarından, tapınaklarından, anıtlarından, ilginçliklerinden vs. değil.. Kamusal ve özel ahlak anlayışlarından, hakim fikirlerden, güncel ruh halinden, çılgın ya da makul ama sürekli değişen âdetlerden oluşan bu tuhaf yığın hakkında beni etkileyen her şeyden söz edeceğim… Geçmiş yüzyıllar üzerinde yeterince duruldu; ben bugün yaşayanlarla ve kendi yüzyılımın görünümüyle ilgilendim.. Etrafımda olup bitenlere özel bir dikkat borçluyum. Sparta'ya, Roma'ya ve Atina'ya gitmek yerine, kendim gibi diğer insanlar arasında yaşamak zorundayım. Asıl anlamam gereken kişi benim çağdaşım, yurttaşım, çünkü onunla iletişim kurmam gerekiyor ve böylece karakterindeki her nüans benim için özel bir önem kazanıyor… Tekrar ediyorum, ben sadece resmetmek istedim, yargılamak değil.” MERCIER
Flanör'ün atası Louis-Sébastien Mercier, Paris'in kaosunu dolduran karakterleri, mekânları ve âdetleri haritaladığı Paris Tablosu'nu bitirdiğinde 12 cilt ve 3000 sayfayı aşan bir yekûn ortaya çıkmıştı. Yüzlerce konuda gözlemlerini aktaran Mercier devrim öncesi Fransa'sının, yani Ancien régime'in en büyük arşivini oluşturmakla kalmaz, “şehir hayatı” üzerine yeni bir edebiyatın da temellerini atar. La Bruyère'in yöntemini saray toplumundan sokaklara taşıyan Mercier, Balzac'tan Hugo'ya yeni bir neslin arşınlayacağı yüzlerce dünyayı, anlatılmayı bekleyen sonsuz mümkünü görünür kılar. Paris Tablosu'nda tasvir, yurttaşlık etiğine sadakat olarak yeniden formüle edilir ve “halk” sonunda ufuktan çıkıp sahnenin ortasındaki yerini alır.
“Paris'ten bahsedeceğim; binalarından, tapınaklarından, anıtlarından, ilginçliklerinden vs. değil.. Kamusal ve özel ahlak anlayışlarından, hakim fikirlerden, güncel ruh halinden, çılgın ya da makul ama sürekli değişen âdetlerden oluşan bu tuhaf yığın hakkında beni etkileyen her şeyden söz edeceğim… Geçmiş yüzyıllar üzerinde yeterince duruldu; ben bugün yaşayanlarla ve kendi yüzyılımın görünümüyle ilgilendim.. Etrafımda olup bitenlere özel bir dikkat borçluyum. Sparta'ya, Roma'ya ve Atina'ya gitmek yerine, kendim gibi diğer insanlar arasında yaşamak zorundayım. Asıl anlamam gereken kişi benim çağdaşım, yurttaşım, çünkü onunla iletişim kurmam gerekiyor ve böylece karakterindeki her nüans benim için özel bir önem kazanıyor… Tekrar ediyorum, ben sadece resmetmek istedim, yargılamak değil.” MERCIER
“Paris'ten bahsedeceğim; binalarından, tapınaklarından, anıtlarından, ilginçliklerinden vs. değil.. Kamusal ve özel ahlak anlayışlarından, hakim fikirlerden, güncel ruh halinden, çılgın ya da makul ama sürekli değişen âdetlerden oluşan bu tuhaf yığın hakkında beni etkileyen her şeyden söz edeceğim… Geçmiş yüzyıllar üzerinde yeterince duruldu; ben bugün yaşayanlarla ve kendi yüzyılımın görünümüyle ilgilendim.. Etrafımda olup bitenlere özel bir dikkat borçluyum. Sparta'ya, Roma'ya ve Atina'ya gitmek yerine, kendim gibi diğer insanlar arasında yaşamak zorundayım. Asıl anlamam gereken kişi benim çağdaşım, yurttaşım, çünkü onunla iletişim kurmam gerekiyor ve böylece karakterindeki her nüans benim için özel bir önem kazanıyor… Tekrar ediyorum, ben sadece resmetmek istedim, yargılamak değil.” MERCIER
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.