#smrgSAHAF Perde'li Düşünceler: Yönetmenler ve İzlekler Işığında Sinema -
Peter Greenaway'in sinemayı sanat tarihine eklemlendirme girişimleri, Buñuel'in yerleşik ahlaki değerleri çarpıcı imgeler yaratarak sorgulaması, Tarkovski'nin özenle kurduğu görsel imgeler ve ruhu derinden kavrayan bir ritimle aktardığı mistisizm kare kare inceleniyor.
Godard ve Rohmer'in 21. yüzyıl başındaki filmlerinde sayısal teknolojiyi, bilgisayar oyunu ötesinde, özgün bir sinema estetiği yaratmak için kullanmaları; Kubrick'in sinema tarihindeki özel yeri; Coppola'nın yaratıcılığını ve sinemayı kullanarak sinema endüstrisiyle hesaplaşması; Noé'nin şiddeti sinemada görselleştirmesinin estetik sınırları sinema tarihi bağlamında irdeleniyor.
Sinema tarihindeki, müzik kullanımı, Alman dışavurumculuğu gibi yaşamsal dönüşümler; Michel Chion, Gilles Deleuze gibi düşünürlerin yapıtlarında ele alınan felsefi temelleri araştırılarak; önde gelen yönetmenler ve sinema eleştirmenlerinin, ses ve ışığın sinema sanatının gelişimindeki rolü üzerine söyledikleri inceleniyor.
İsmail Ertürk'ün, doğduğu yer Söke'nin sinema salonlarında tanıştığı büyü; İstanbul, Ankara, New York, Londra, Hong Kong, Paris ve daha nice başka şehirlerin sinema salonlarında, giderek keskinleşen eleştirel bir gözün ışığıyla bir perdeden diğerine taşınıyor.
Peter Greenaway'in sinemayı sanat tarihine eklemlendirme girişimleri, Buñuel'in yerleşik ahlaki değerleri çarpıcı imgeler yaratarak sorgulaması, Tarkovski'nin özenle kurduğu görsel imgeler ve ruhu derinden kavrayan bir ritimle aktardığı mistisizm kare kare inceleniyor.
Godard ve Rohmer'in 21. yüzyıl başındaki filmlerinde sayısal teknolojiyi, bilgisayar oyunu ötesinde, özgün bir sinema estetiği yaratmak için kullanmaları; Kubrick'in sinema tarihindeki özel yeri; Coppola'nın yaratıcılığını ve sinemayı kullanarak sinema endüstrisiyle hesaplaşması; Noé'nin şiddeti sinemada görselleştirmesinin estetik sınırları sinema tarihi bağlamında irdeleniyor.
Sinema tarihindeki, müzik kullanımı, Alman dışavurumculuğu gibi yaşamsal dönüşümler; Michel Chion, Gilles Deleuze gibi düşünürlerin yapıtlarında ele alınan felsefi temelleri araştırılarak; önde gelen yönetmenler ve sinema eleştirmenlerinin, ses ve ışığın sinema sanatının gelişimindeki rolü üzerine söyledikleri inceleniyor.
İsmail Ertürk'ün, doğduğu yer Söke'nin sinema salonlarında tanıştığı büyü; İstanbul, Ankara, New York, Londra, Hong Kong, Paris ve daha nice başka şehirlerin sinema salonlarında, giderek keskinleşen eleştirel bir gözün ışığıyla bir perdeden diğerine taşınıyor.