“Yazı perisinin ne zaman yolunun üstüne çıkacağı belli olmaz insanın, yedisinde onun büyüsüne kapılıp bir daha yakasını kurtaramayanlar olduğu gibi yetmişinde, giderayak yazının atına binenler yok değildir. O elmayı bir kere dişlemeye görsün insan, bir daha alamaz kendini. Yazı, aşığını kendi elleriyle büyüten, gün görmüş bir kadın gibidir. Ona, yaşamın bütün tecrübesini, bin bir dolabını öğretirken yazıcının gençliğini, yüreğinin ateşini ve beyninin ışığını kendine mahkum ve mecbur eder. Sabırlı, mahir ve fakat kıskanç, ihanet kabul etmez bir kadın gibidir yazı.”
“Yazı perisinin ne zaman yolunun üstüne çıkacağı belli olmaz insanın, yedisinde onun büyüsüne kapılıp bir daha yakasını kurtaramayanlar olduğu gibi yetmişinde, giderayak yazının atına binenler yok değildir. O elmayı bir kere dişlemeye görsün insan, bir daha alamaz kendini. Yazı, aşığını kendi elleriyle büyüten, gün görmüş bir kadın gibidir. Ona, yaşamın bütün tecrübesini, bin bir dolabını öğretirken yazıcının gençliğini, yüreğinin ateşini ve beyninin ışığını kendine mahkum ve mecbur eder. Sabırlı, mahir ve fakat kıskanç, ihanet kabul etmez bir kadın gibidir yazı.”