İslamiyet'in deruni boyutunu, “ihsan” mertebesini oluşturan tasavvufun mensupları için peygamber kıssaları dini hayatı sağlam bir biçimde tanıma ve yaşama yolunda önemli vasıtalar olarak başlangıçtan beri kullanılagelmşitir. Hatta menakıbname geleneğinin bunun bir uzantısı olarak geliştiğini söylemek, pek de yanlış bir görüş sayılmaz.
Gürer'in bu çalışmasında, sadece tasavvuf tarihinde değil, görüşleri ve eserleriyle dünya düşünce tarihinde derin izler bırakmış olan iki büyük sufinin, İbn Arabi ve Mevlana'nın, peygamber kıssalarını nasıl değerlendirdikleri, yorumladıkları örnekler vasıtasıyla işlenmiştir. Şüphesiz ki, bu iki güzide mütefekkirin düşünce hayatında ve sisteminde peygamber kıssaların vazgeçilmez bir yeri vardır.
İslamiyet'in deruni boyutunu, “ihsan” mertebesini oluşturan tasavvufun mensupları için peygamber kıssaları dini hayatı sağlam bir biçimde tanıma ve yaşama yolunda önemli vasıtalar olarak başlangıçtan beri kullanılagelmşitir. Hatta menakıbname geleneğinin bunun bir uzantısı olarak geliştiğini söylemek, pek de yanlış bir görüş sayılmaz.
Gürer'in bu çalışmasında, sadece tasavvuf tarihinde değil, görüşleri ve eserleriyle dünya düşünce tarihinde derin izler bırakmış olan iki büyük sufinin, İbn Arabi ve Mevlana'nın, peygamber kıssalarını nasıl değerlendirdikleri, yorumladıkları örnekler vasıtasıyla işlenmiştir. Şüphesiz ki, bu iki güzide mütefekkirin düşünce hayatında ve sisteminde peygamber kıssaların vazgeçilmez bir yeri vardır.