"Platon Düşüncesinde Tekhnê" bir kitap olarak Platon düşüncesinde fiil esasında belirlenen philosophia'nın, sanatın kökeninde yer alan sözcük olan tekhnê esasında ve ustası sophos (bilge) ekseninde nasıl tanımlandığını ortaya koymak amacıyla, diyalogları şimdiye dek yapıldığı gibi yazarının oluşturduğu kendi iç yapısının kuruluş ilkesini hiçe saymak yerine, aksine temel alarak, muhatap düzeyleri bakımından tasnif eden ve mevcut diğer tasnif ölçütlerinden (zaman sırası, tarz ölçümü vs.) oldukça farklı bir okuma önerisi sunuyor.
Sonrasında ise elde edilen bu yeni ölçüt üzerinden, Platon sonrası düşünce tarihinin dönüm noktalarının, sanat ve felsefe ortak eksenindeki kavramlar temelinde eleştirel bir yorumunu yapıyor. Sırasıyla; Aristoteles'te katharsis (arınma), Kant'ta Erhaben (yüce), Nietzsche'de Rausch (coşku) ve Heidegger'de alêtheia (saklı olanın açılması olarak hakikat) üzerinden sanat ve hakikat bağlamında bir düşünce tarihi eleştirisi hattı oluşturuyor.
Son kısımda ise sanat ve felsefenin günümüz sanatı içindeki anlamına yönelik bir adım olarak, sanatı Kant'tan sonra estetik düşüncede kabul edilen yönde biçimsel değil içeriğindeki kurucu mimetik fiil temelinde anlayan bir yaklaşım incelenerek ortaya konuluyor..
"Platon Düşüncesinde Tekhnê" bir kitap olarak Platon düşüncesinde fiil esasında belirlenen philosophia'nın, sanatın kökeninde yer alan sözcük olan tekhnê esasında ve ustası sophos (bilge) ekseninde nasıl tanımlandığını ortaya koymak amacıyla, diyalogları şimdiye dek yapıldığı gibi yazarının oluşturduğu kendi iç yapısının kuruluş ilkesini hiçe saymak yerine, aksine temel alarak, muhatap düzeyleri bakımından tasnif eden ve mevcut diğer tasnif ölçütlerinden (zaman sırası, tarz ölçümü vs.) oldukça farklı bir okuma önerisi sunuyor.
Sonrasında ise elde edilen bu yeni ölçüt üzerinden, Platon sonrası düşünce tarihinin dönüm noktalarının, sanat ve felsefe ortak eksenindeki kavramlar temelinde eleştirel bir yorumunu yapıyor. Sırasıyla; Aristoteles'te katharsis (arınma), Kant'ta Erhaben (yüce), Nietzsche'de Rausch (coşku) ve Heidegger'de alêtheia (saklı olanın açılması olarak hakikat) üzerinden sanat ve hakikat bağlamında bir düşünce tarihi eleştirisi hattı oluşturuyor.
Son kısımda ise sanat ve felsefenin günümüz sanatı içindeki anlamına yönelik bir adım olarak, sanatı Kant'tan sonra estetik düşüncede kabul edilen yönde biçimsel değil içeriğindeki kurucu mimetik fiil temelinde anlayan bir yaklaşım incelenerek ortaya konuluyor..