Bu kitaptaki yazılar, bu hasmâne ilişkinin nedenlerini araştırırken, Türkiye modernitesinin pek tartışılmayan bir yönüne bakmaya çalışıyor. Bu da, "çevre" modernleşmesi ya da "aşağıdan yukarıya" doğru modernleşme diye tanımlayabileceğimiz bir modernleşme kipi. Bu modernleşme kipine, basitleştirerek, "kültürel modernleşme" ve ona hasım olan, merkezi elitlerin modernleşme anlayışına, yine basitleştirerek, "siyasi modernleşme" dersek popüler kültürün yeri ve önemi ortaya konulabilir. Türkiye popüler kültürü, başlangıcından itibaren ve sürekli olarak, "çevre" kültürlerden beslenmiş ve onların beğenilerini yansıtmıştır. Bu beğeniye olan aydın tepkisi ise, merkezi elitlerin siyasi otorite ile olan yapısal bağını açıkça ortaya koyar. "Televole"ye olan aydın tepkisi basit bir estetik tepki olmaktan çok, siyasal bir rahatsızlığın ifadesidir. Kitaptaki yazılar, "çevre" kültürlerine olan "siyasi" tepkiyi sorgularken, giderek güçlenen ve "merkezileşen" popüler kültürün ("halk zevkinin") geleceğin Türkiyesi'ndeki yerini de bulmaya çalışıyor. Popüler kültür merkezileştikçe "direnen" tarafını yitirmekte ve hızla merkezdeki kültüre eklemlenmektedir. "Çevre" kültürlerin muhafazakâr değerlerini de taşıdığı için şunu rahatlıkla iddia edebiliriz: Şu anki haliyle Türkiye popüler kültürü, yeni şehir mekânında muhafazakârlığın en önemli kaynak ve dayanaklarından biri olmuştur. (Arka kapaktan)
Bu kitaptaki yazılar, bu hasmâne ilişkinin nedenlerini araştırırken, Türkiye modernitesinin pek tartışılmayan bir yönüne bakmaya çalışıyor. Bu da, "çevre" modernleşmesi ya da "aşağıdan yukarıya" doğru modernleşme diye tanımlayabileceğimiz bir modernleşme kipi. Bu modernleşme kipine, basitleştirerek, "kültürel modernleşme" ve ona hasım olan, merkezi elitlerin modernleşme anlayışına, yine basitleştirerek, "siyasi modernleşme" dersek popüler kültürün yeri ve önemi ortaya konulabilir. Türkiye popüler kültürü, başlangıcından itibaren ve sürekli olarak, "çevre" kültürlerden beslenmiş ve onların beğenilerini yansıtmıştır. Bu beğeniye olan aydın tepkisi ise, merkezi elitlerin siyasi otorite ile olan yapısal bağını açıkça ortaya koyar. "Televole"ye olan aydın tepkisi basit bir estetik tepki olmaktan çok, siyasal bir rahatsızlığın ifadesidir. Kitaptaki yazılar, "çevre" kültürlerine olan "siyasi" tepkiyi sorgularken, giderek güçlenen ve "merkezileşen" popüler kültürün ("halk zevkinin") geleceğin Türkiyesi'ndeki yerini de bulmaya çalışıyor. Popüler kültür merkezileştikçe "direnen" tarafını yitirmekte ve hızla merkezdeki kültüre eklemlenmektedir. "Çevre" kültürlerin muhafazakâr değerlerini de taşıdığı için şunu rahatlıkla iddia edebiliriz: Şu anki haliyle Türkiye popüler kültürü, yeni şehir mekânında muhafazakârlığın en önemli kaynak ve dayanaklarından biri olmuştur. (Arka kapaktan)