Müziğin bunca tekdüzeleşmesinin ardından böyle bir uyuştutucu etkisinin olması bizi şaşırtmamalı. Müzikle umutsuzca doldumaya çalışılan, zamanın aşırı doluluğundan, paradoksal olarak, türeyen zaman boşlukları ve önceden tasarlanmış yaşam biçimlerine bağlanmanın sonucunda gelen genel sıkıntı halinin yol açtığı akıl gedikleridir.
Ülkemizde akademik anlamda müzik bilimciliği, 1970'li yılların sonlarında İzmir Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi içinde Müzik Bölümü'nün kurulması ve 1980'li yılların başında Eğitim Enstitüleri, Müzik eğitimi bölümlerinin üniversite kapsamı içine alınmaları ile dikkat çekmeye başlamıştır. Sayıları giderek artmakta olan bu kuruluşlarda çalışan elemanların yaptıkları araştırmalar birikmeye başlamış, çeşitli üniversitelerimizde gerçekleştirilmekte olan sempozyum, konferans, seminer gibi etkinlikler de müzik bilimleri alanına küçümsenmeyecek birikim sağlamaya başlamıştır.
Fakat değişik nedenlerle yayınlanma olanağı bulmayan doktora, tüksek lisans tezleri, kişisel diğer araştırmalar ve müzik bilimi yazıları ilgililere ulaştırılmadıkları için, dar çevrelerde kalmakta veya raflarında tozlanmaya terk edilmektedirler. Oysa yapılan araştırma sonuçlarının hızla geniş kitlelerin yararına sunulması hem araştırmacılar için, hem de onlardan yararlanması gereken diğer akademisyenler ve okuyucular için önemlidir.
Müzik sanatı ve müzik bilimleri alanında zaten yetersiz olan yayınlar bu nedenle zenginleşememektedir. Ülkemizin müzik kültürüne bir katkı olarak, akademisyenlere, müzik eğitimi bölümlerinde okumakta olan gençlerimize ve bu konulara ilgi duymakta olan diğer okuyuculara böyle bir kaynak sunma amacındayız.
Dizimizin ilk kitabı olan Ali Ergur'un Portedeki Hayalet adlı çalışması, müzik dünyasının düşünce kapılarını aralıyor. Müziğin ses-söz ilişkisini irdeleyerek, sesi söze dönüştürüyor. Analitik incelemeleri, özellikle kompozitörler için yönlendirici olma özelliği taşıyor. Kitap yalnızca kompozitörlerin değil müzikle yakından ilgilenen her okuyucunun yararlanabileceği bir kitap.
Müziğin bunca tekdüzeleşmesinin ardından böyle bir uyuştutucu etkisinin olması bizi şaşırtmamalı. Müzikle umutsuzca doldumaya çalışılan, zamanın aşırı doluluğundan, paradoksal olarak, türeyen zaman boşlukları ve önceden tasarlanmış yaşam biçimlerine bağlanmanın sonucunda gelen genel sıkıntı halinin yol açtığı akıl gedikleridir.
Ülkemizde akademik anlamda müzik bilimciliği, 1970'li yılların sonlarında İzmir Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi içinde Müzik Bölümü'nün kurulması ve 1980'li yılların başında Eğitim Enstitüleri, Müzik eğitimi bölümlerinin üniversite kapsamı içine alınmaları ile dikkat çekmeye başlamıştır. Sayıları giderek artmakta olan bu kuruluşlarda çalışan elemanların yaptıkları araştırmalar birikmeye başlamış, çeşitli üniversitelerimizde gerçekleştirilmekte olan sempozyum, konferans, seminer gibi etkinlikler de müzik bilimleri alanına küçümsenmeyecek birikim sağlamaya başlamıştır.
Fakat değişik nedenlerle yayınlanma olanağı bulmayan doktora, tüksek lisans tezleri, kişisel diğer araştırmalar ve müzik bilimi yazıları ilgililere ulaştırılmadıkları için, dar çevrelerde kalmakta veya raflarında tozlanmaya terk edilmektedirler. Oysa yapılan araştırma sonuçlarının hızla geniş kitlelerin yararına sunulması hem araştırmacılar için, hem de onlardan yararlanması gereken diğer akademisyenler ve okuyucular için önemlidir.
Müzik sanatı ve müzik bilimleri alanında zaten yetersiz olan yayınlar bu nedenle zenginleşememektedir. Ülkemizin müzik kültürüne bir katkı olarak, akademisyenlere, müzik eğitimi bölümlerinde okumakta olan gençlerimize ve bu konulara ilgi duymakta olan diğer okuyuculara böyle bir kaynak sunma amacındayız.
Dizimizin ilk kitabı olan Ali Ergur'un Portedeki Hayalet adlı çalışması, müzik dünyasının düşünce kapılarını aralıyor. Müziğin ses-söz ilişkisini irdeleyerek, sesi söze dönüştürüyor. Analitik incelemeleri, özellikle kompozitörler için yönlendirici olma özelliği taşıyor. Kitap yalnızca kompozitörlerin değil müzikle yakından ilgilenen her okuyucunun yararlanabileceği bir kitap.