İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünya çapında kurulan dehşet dengesinin sabit-lediği politik konumların 1980'li yıllardan itibaren çözülüp dağılmasıyla birlikte bir "yeni" duygusu, dünyada hemen her düzeyde patlak verdi. Biteni anlatmak için kullanılabilecek terimlerde sıkıntı çekilmezken, başlayanı, "yeni"yi tarif etmek için başvurulan ve bir tür şemsiye işlevi gören bir terim alabildiğine muğlak kaldı: Postmodern. Bu muğlaklığı gidermeye yönelik olarak yayımladığımız Mike Featherstone'un "Postmodernizm ve Tüketim Kültürü" başlıklı çalışmasının ardından bir kitap daha sunuyoruz: Postmodern Teori. Eleştirel bir toplum teorisinin yeniden inşasını he-defleyen Best ve Kellner öncelikle, 1870'lerden itibaren dolaşıma giren terimin bir arkeolojisini sunuyor bize. Bu arkeolojinin ışığında, Foucault, Deleuze, Guattari, Baudrillard, Lyotard, Jameson, Laclau, Mouffe gibi isimleri "postmodernist" yaftası altında toplama gerekçelerini belirtip, bu simaların çalışmalarını eleştirel bir süz-geçten geçiriyorlar. Bu tartışma esnasında yaptıkları serimleme sayesinde, post-modernist olduğu söylenebilecek bir dizi kavram ve itiraz açıklığa kavuşturuluyor: Büyük anlatı, temsil, hakikat, özne, gerçek, ilerleme, devrim nosyonlarının reddi ve bunların yerine sunulan arzu, yersiz yurtsuzlaşma, köksap, çokkatlılık, dil oyun-ları, fark, özne konumları, bilgi/iktidar, soy kütüğü, simülasyon, hiper-gerçek, ra-dikal demokrasi, hegemonya nosyonları. Radikal bir tarihsel kopuşun yaşandığı fikrine katılmamakla birlikte toplumsal ve kültürel boyutlarda önemli değişimlerin olduğunu kabul eden Best ve Kellner, bu değişimlerin toplum ve kültür teorisinin yeniden inşa edilmesini gerektirdiğini savunarak, postmodernist olarak sınıflandırdıkları teorileri toptan karalayıp yadsımak yerine, bunların "rasyonel çekirdek"lerini araştırıp çıkarıyor.
"Aşırılıkçı" ve "yeniden inşacı" postmodernistler arasında yaptıkları ayrım uyarınca, modern dönemi karakterize eden teorik söylemlerin indirgemeci ve mekanistik boyutlarına saldıran postmodernistlerin haklı itirazlarını işe yarar birer rasyonel içgörü olarak kabul ediyorlar. Buna karşılık, postmodern teorinin daldığı çıkmaz sokakları da analiz etmekten geri kalmıyorlar. Rasyonelliğin rasyonel eleştirisi, totalitenin totalleştirici reddi, öznellik kategorisinin öznel bir kibirle bir köşeye fırlatılması, aşırı mekanistik tek-nedenli teorilerin eleştirilmesine karşılık nedenselliğin toptan reddi, akıl eleştirisinde nüansların gözden kaçırılması bunlardan yalnızca birkaçıdır.
Sonuç olarak bu kitapta, yaşadığımız çağın sorunlarını çok-boyutlu bir eleştirel teorinin inşasıyla analiz etmeye ve kapitalizmin küresel evresini tüm karmaşıklığıyla kavrayarak bir sonraki yüzyılda yaşanılası bir dünyanın kurulmasına katkı yapmaya yönelik bir çaba var. Bir de Best ve Kellner'ın kitaplarını ithaf ettikleri okurları: "...içinde bulunduğumuz yılların ve gelecek yüzyılın meydan okumalarıyla hesap-laşmak üzere yeni teoriler ve politikalar geliştirmek için postmodern teorinin ve öbür eleştirel söylemlerin içgörülerini kullanacaklarını umduğumuz bizden sonraki radikal entelektüeller ve eylemciler kuşağı..." Tekil okumayla yetinmeyen okurlar için... (Tanıtım Bülteninden)