#smrgSAHAF Postyapısalcı Anarşizmin Siyaset Felsefesi -

Stok Kodu:
1199009214
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
196 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2000
Çeviren:
Rahmi G. Öğdül
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
The Political Philosophy of Poststructuralist Anarchism
Kategori:
0,00
1199009214
395378
Postyapısalcı Anarşizmin Siyaset Felsefesi -
Postyapısalcı Anarşizmin Siyaset Felsefesi - #smrgSAHAF
0.00
Olan ile olması gereken arasındaki gerilim, geleneksel anarşizmden Marksizm'e, Eleştirel Kuram'dan postyapısalcılığa kadar siyaset felsefesinin ana sorunsalını oluşturur.

Marksizm, olan'ı açıklarken ekonomik ilişkileri merkeze koyar, erk ilişkilerini de bu bağlamda yorumlar. Geleneksel anarşizm ise, Marksizm'in toplumsal ve siyasal alan arasına çizdiği kesin ayrıma karşı çıkar; ama insanın doğası gereği iyi olduğu kabulüne dayanan hümanizmi nedeniyle kimi sorunları bünyesinde barındırır. Foucault, Deleuze ve Lyotard postyapısalcı yaklaşımla, tek bir merkezden çıkarak toplumu kontrol altına alan baskıcı erk anlayışı yerine; merkezsiz, her yerde bulunan, üretici bir erk anlayışını ortaya koyarak siyaset felsefelerinde büyük bir dönüşümün imkanlarını sağlamışlardır.

Todd May, Postyapısalcı Anarşizmin Siyaset Felsefesi'nde, hümanist a priori'sinden kurtulmuş, postyapısalcı bir anarşizm anlayışı geliştiriyor. Postyapısalcılığın kuramsal öncüllerini devlet, erk, toplumsal alan, siyasal pratik gibi bağlamlarda inceleyen May, postyapısalcı düşüncenin bu alanlara ilişkin yaklaşımını bir taktik siyaset felsefesi olarak benimsiyor. May'e göre stratejik siyaset felsefesi tek bir hedefe yönelik, üniter bir çözümlemeyi gerekli kılar. Tüm sorunları temel bir soruna indirger. Merkezde temel sorunun, çevrede ise türemiş sorunların yer aldığı eşmerkezli halkalardan oluşmuş bir toplumsal ve siyasal evren tasvir eder. Bu felsefeye göre erk bir merkezden yayılır. Özgürleşebilmek için öncü bir partinin müdahale/mücadele türü esastır.

Foucault, Deleuze ve Lyotard'ın yapıtlarında açığa çıkan taktik siyaset felsefesi için erkin konumlandığı tek bir merkez yoktur. Erkin merkezsizleşmiş, dağınık ve ağsal bir özellik gösterdiği yerde öncü rolü gereksizleşir. Temsiliyet reddedilir. Erk ve baskının merkezsiz olması gibi direnişin de merkezsiz olması zorunludur.

Özellikle Foucault, Deleuze ve Lyotard'ın yapıtlarında somutlaştığı biçimiyle postyapısalcılık, taktik olarak tanımlanan siyaset felsefesi türünü oluşturmaktadır. Bu düşünürlerin siyasal duruşları, egemen (stratejik) siyaset felsefesi geleneğinin doğrudan karşısında yer alır.

Anarşizm kendi içinde, postyapısalcı düşüncenin habercisi sayılabilecek genel siyasal perspektif ve çözümleme türlerini barındırıyor. Anarşizm postyapısalcılığı önceliyor. Taktik ve stratejik düşünce arasında kararsızlık sergilemesine karşın, felsefesini belirli bir çözümleme aracılığıyla değil, genel bir tarzda ifade etmesi nedeniyle, postyapısalcı siyaset felsefesinin yerleşeceği bir kasnak oluşturuyor. Anarşizm de temsili siyasal müdahaleyi reddediyor. Anarşistler açısından erkin yoğunlaşması, erkin kötüye kullanılması için bir davetiyedir. Bu yüzden anarşistler siyasi müdahaleyi, indirgenemez mücadeleler çokluğu içinde arıyorlar. - (Rahmi G. Öğdül, Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi, Eylül 2000)

Olan ile olması gereken arasındaki gerilim, geleneksel anarşizmden Marksizm'e, Eleştirel Kuram'dan postyapısalcılığa kadar siyaset felsefesinin ana sorunsalını oluşturur.

Marksizm, olan'ı açıklarken ekonomik ilişkileri merkeze koyar, erk ilişkilerini de bu bağlamda yorumlar. Geleneksel anarşizm ise, Marksizm'in toplumsal ve siyasal alan arasına çizdiği kesin ayrıma karşı çıkar; ama insanın doğası gereği iyi olduğu kabulüne dayanan hümanizmi nedeniyle kimi sorunları bünyesinde barındırır. Foucault, Deleuze ve Lyotard postyapısalcı yaklaşımla, tek bir merkezden çıkarak toplumu kontrol altına alan baskıcı erk anlayışı yerine; merkezsiz, her yerde bulunan, üretici bir erk anlayışını ortaya koyarak siyaset felsefelerinde büyük bir dönüşümün imkanlarını sağlamışlardır.

Todd May, Postyapısalcı Anarşizmin Siyaset Felsefesi'nde, hümanist a priori'sinden kurtulmuş, postyapısalcı bir anarşizm anlayışı geliştiriyor. Postyapısalcılığın kuramsal öncüllerini devlet, erk, toplumsal alan, siyasal pratik gibi bağlamlarda inceleyen May, postyapısalcı düşüncenin bu alanlara ilişkin yaklaşımını bir taktik siyaset felsefesi olarak benimsiyor. May'e göre stratejik siyaset felsefesi tek bir hedefe yönelik, üniter bir çözümlemeyi gerekli kılar. Tüm sorunları temel bir soruna indirger. Merkezde temel sorunun, çevrede ise türemiş sorunların yer aldığı eşmerkezli halkalardan oluşmuş bir toplumsal ve siyasal evren tasvir eder. Bu felsefeye göre erk bir merkezden yayılır. Özgürleşebilmek için öncü bir partinin müdahale/mücadele türü esastır.

Foucault, Deleuze ve Lyotard'ın yapıtlarında açığa çıkan taktik siyaset felsefesi için erkin konumlandığı tek bir merkez yoktur. Erkin merkezsizleşmiş, dağınık ve ağsal bir özellik gösterdiği yerde öncü rolü gereksizleşir. Temsiliyet reddedilir. Erk ve baskının merkezsiz olması gibi direnişin de merkezsiz olması zorunludur.

Özellikle Foucault, Deleuze ve Lyotard'ın yapıtlarında somutlaştığı biçimiyle postyapısalcılık, taktik olarak tanımlanan siyaset felsefesi türünü oluşturmaktadır. Bu düşünürlerin siyasal duruşları, egemen (stratejik) siyaset felsefesi geleneğinin doğrudan karşısında yer alır.

Anarşizm kendi içinde, postyapısalcı düşüncenin habercisi sayılabilecek genel siyasal perspektif ve çözümleme türlerini barındırıyor. Anarşizm postyapısalcılığı önceliyor. Taktik ve stratejik düşünce arasında kararsızlık sergilemesine karşın, felsefesini belirli bir çözümleme aracılığıyla değil, genel bir tarzda ifade etmesi nedeniyle, postyapısalcı siyaset felsefesinin yerleşeceği bir kasnak oluşturuyor. Anarşizm de temsili siyasal müdahaleyi reddediyor. Anarşistler açısından erkin yoğunlaşması, erkin kötüye kullanılması için bir davetiyedir. Bu yüzden anarşistler siyasi müdahaleyi, indirgenemez mücadeleler çokluğu içinde arıyorlar. - (Rahmi G. Öğdül, Varlık Aylık Edebiyat ve Kültür Dergisi, Eylül 2000)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat