1199058837
444828
https://www.simurgkitabevi.com/prof-dr-semavi-eyice-bibliyografyasi
Prof. Dr. Semavi Eyice Bibliyografyası - #smrgSAHAF
0.00
Eserlerini bir araya getirmeğe çalıştığım sayın müellif, 45 yıldan beri bilim dünyası ile yakın temas içindedir. Reşad Ekrem Koçu tarafından neşredilen ve alanında tek kalan İstanbul Ansiklopedisinde ilk ürünlerini veren müellifin, daha ortaokul sıralarında elinde not defteri ve fotoğraf makinesi olduğu halde İstanbul'u dolaşma çalışmaları hiç bir zaman durmadı ve sonradan muhtelif yöre ve konulara da aynı hız ile yöneldi. 1943 yılında Galatasaray Lisesi'nden mezun olduğu zaman Cavid Baysun gibi sonradan Edebiyat Fakültesi'nde beraber bulunacağı, Ernest Mamboury gibi eserlerinden yararlandığı ve çok derinleştirmekten başka ölümünden sonra nekrolojisini yazdığı kişilerden ders gördü ve muhakkak sanat tarihi eğitimi görmek isteyen biri olarak yetişti. Viyana ve Berlin şehirlerinde devam eden eğitimi, 1948 yılında İstanbul'da "İstanbul Minareleri" adlı mezuniyet tezi ile tamamlandı. 1952 yılında doktorasını "Side'nin Bizans dönemine ait yapıları" adlı eseriyle bitirdi. Hemen doçentlik çalışmalarına başlayıp 1955 yılında tamamladığı kitabı İstanbul'da Son Devir Bizans Mimarisi başlığını taşır. İki defa basılan bu eserin aynı zamanda Türk sanatı tarihinde de yeri bulunmaktadır. Profesörlük sırası geldiği zaman, sonradan daha pek çok detaylarını açıklayacağı "İlk Osmanlı devrinin dini-içtimai bir müessesesi: Zaviyeler" adlı çalışmasını kaleme aldı. Ana çalışma alanı olarak Bizans Sanatı üzerinde mütehassıs olmakla beraber başta İstanbul olmak üzere Türk medeniyetinin yayıldığı yerlerdeki kalıntılar üzerinde yetkiyle duran müellifin en büyük başarıları arasında kaleme aldığı bio-bibliyografik çalışmalarıdır. Başta İstanbul tarihi üzerine çalışanlar olmak üzere Türk sanatına katkıları bulunan kişiler üzerinde hazırladığı çalışmalardan başka ansiklopedilerde yazdığı maddelerin de çok özel bir yeri bulunmaktadır. Bibliyografik çalışmalara titiz bir yaklaşımla eğilen müellifin kalemi sayesinde sonsuzluğa göçmüş kişilerin eserlerini ve ayrıca yetiştikleri atmosferi de çok iyi öğrenmekteyiz. Çoğu ile yakın ilişkisi bulunması hiç de ihmal edilmeyecek kayıtların sonraki nesillere kazandırılmasını sağlamıştır.
Eserlerini bir araya getirmeğe çalıştığım sayın müellif, 45 yıldan beri bilim dünyası ile yakın temas içindedir. Reşad Ekrem Koçu tarafından neşredilen ve alanında tek kalan İstanbul Ansiklopedisinde ilk ürünlerini veren müellifin, daha ortaokul sıralarında elinde not defteri ve fotoğraf makinesi olduğu halde İstanbul'u dolaşma çalışmaları hiç bir zaman durmadı ve sonradan muhtelif yöre ve konulara da aynı hız ile yöneldi. 1943 yılında Galatasaray Lisesi'nden mezun olduğu zaman Cavid Baysun gibi sonradan Edebiyat Fakültesi'nde beraber bulunacağı, Ernest Mamboury gibi eserlerinden yararlandığı ve çok derinleştirmekten başka ölümünden sonra nekrolojisini yazdığı kişilerden ders gördü ve muhakkak sanat tarihi eğitimi görmek isteyen biri olarak yetişti. Viyana ve Berlin şehirlerinde devam eden eğitimi, 1948 yılında İstanbul'da "İstanbul Minareleri" adlı mezuniyet tezi ile tamamlandı. 1952 yılında doktorasını "Side'nin Bizans dönemine ait yapıları" adlı eseriyle bitirdi. Hemen doçentlik çalışmalarına başlayıp 1955 yılında tamamladığı kitabı İstanbul'da Son Devir Bizans Mimarisi başlığını taşır. İki defa basılan bu eserin aynı zamanda Türk sanatı tarihinde de yeri bulunmaktadır. Profesörlük sırası geldiği zaman, sonradan daha pek çok detaylarını açıklayacağı "İlk Osmanlı devrinin dini-içtimai bir müessesesi: Zaviyeler" adlı çalışmasını kaleme aldı. Ana çalışma alanı olarak Bizans Sanatı üzerinde mütehassıs olmakla beraber başta İstanbul olmak üzere Türk medeniyetinin yayıldığı yerlerdeki kalıntılar üzerinde yetkiyle duran müellifin en büyük başarıları arasında kaleme aldığı bio-bibliyografik çalışmalarıdır. Başta İstanbul tarihi üzerine çalışanlar olmak üzere Türk sanatına katkıları bulunan kişiler üzerinde hazırladığı çalışmalardan başka ansiklopedilerde yazdığı maddelerin de çok özel bir yeri bulunmaktadır. Bibliyografik çalışmalara titiz bir yaklaşımla eğilen müellifin kalemi sayesinde sonsuzluğa göçmüş kişilerin eserlerini ve ayrıca yetiştikleri atmosferi de çok iyi öğrenmekteyiz. Çoğu ile yakın ilişkisi bulunması hiç de ihmal edilmeyecek kayıtların sonraki nesillere kazandırılmasını sağlamıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.