#smrgKİTABEVİ Ragif 1290 Güzel Ayrılış - 2024

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6259551258
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199234815
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
288
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
169,65
Havale/EFT ile: 164,56
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199234815
621759
Ragif 1290 Güzel Ayrılış -        2024
Ragif 1290 Güzel Ayrılış - 2024 #smrgKİTABEVİ
169.65
Kuş cıvıltılarının doldurduğu yazı muştulayan masmavi göğe doğru kafamı kaldırıp baktığımda sanki gözlerini yola dikmiş gelip gideni seyreden, onları karşılayan, uğurlayan evlerin yalnızlık alıcı estetik yapılı pencereleriyle göz göze geliyorum. Gözüm ne zaman bir pencereye ilişse babam,

“Ragif, oğlum kafanı kaldırma bak çok ayıp! Evlerin pencerelerine bakılmaz. Yolda giderken ayağının ucuna bakacaksın. Büyüklerimiz buna “nazar ber kadem” derler. Çarşıda, yolda, şehrin içinde nerede olursan ol, gözünle ayağının ucunu takip edeceksin. Bir daha sakın unutma. Bu hareket seni dışa değil, içe yönlendirecektir. İç huzurunu tesis etmek isteyenin önündeki bu en hayati çıkar yolda ısrarcı olmanı beklerim. Hem pencereler dışarıdan içeriye bakmak için değil, içeriden dışarıya bakmak içindir.”

Yani göz gibi mi baba?
“Evet, Ragif göz gibi içeriden dışarıya bakacaksın.”
İtinayla döşenmiş taşların üzerinden seksek oynar gibi kimi zaman babamın yanından kimi zaman da önünden ilerliyorum. Ne zaman iki taş birden atlamak istesem, düşüyorum. Babam, “Oğlum şunları tek tek atla, düşme! Bak, hem yarın okula başlayacaksın, okulun ilk günü topallayarak gitme.” diye her düştüğümde uyarıyor.
Babamla yoldayız zira okulun ilk günü tertemiz kıyafetle gideyim diye babam bana Kapalıçarşı'dan elbise alacaktı.
Sarıgüzel Mahallesi'nin her iki yanı da yemyeşil ormanı andıran serin ve gölgeli, düzgün taş döşenmiş yolundan çarşıya doğru hoplaya zıplaya ilerlerken yolun kenarında gözüme iri bir ceviz takıldı.
Yere eğilip aldığım cevizin üzerindeki tozu toprağı şöyle üfleyip sildim. Arkadaşlarımla dün sokakta oynadığımız oyundan kalmıştır, dedim kendi kendime...

Kuş cıvıltılarının doldurduğu yazı muştulayan masmavi göğe doğru kafamı kaldırıp baktığımda sanki gözlerini yola dikmiş gelip gideni seyreden, onları karşılayan, uğurlayan evlerin yalnızlık alıcı estetik yapılı pencereleriyle göz göze geliyorum. Gözüm ne zaman bir pencereye ilişse babam,

“Ragif, oğlum kafanı kaldırma bak çok ayıp! Evlerin pencerelerine bakılmaz. Yolda giderken ayağının ucuna bakacaksın. Büyüklerimiz buna “nazar ber kadem” derler. Çarşıda, yolda, şehrin içinde nerede olursan ol, gözünle ayağının ucunu takip edeceksin. Bir daha sakın unutma. Bu hareket seni dışa değil, içe yönlendirecektir. İç huzurunu tesis etmek isteyenin önündeki bu en hayati çıkar yolda ısrarcı olmanı beklerim. Hem pencereler dışarıdan içeriye bakmak için değil, içeriden dışarıya bakmak içindir.”

Yani göz gibi mi baba?
“Evet, Ragif göz gibi içeriden dışarıya bakacaksın.”
İtinayla döşenmiş taşların üzerinden seksek oynar gibi kimi zaman babamın yanından kimi zaman da önünden ilerliyorum. Ne zaman iki taş birden atlamak istesem, düşüyorum. Babam, “Oğlum şunları tek tek atla, düşme! Bak, hem yarın okula başlayacaksın, okulun ilk günü topallayarak gitme.” diye her düştüğümde uyarıyor.
Babamla yoldayız zira okulun ilk günü tertemiz kıyafetle gideyim diye babam bana Kapalıçarşı'dan elbise alacaktı.
Sarıgüzel Mahallesi'nin her iki yanı da yemyeşil ormanı andıran serin ve gölgeli, düzgün taş döşenmiş yolundan çarşıya doğru hoplaya zıplaya ilerlerken yolun kenarında gözüme iri bir ceviz takıldı.
Yere eğilip aldığım cevizin üzerindeki tozu toprağı şöyle üfleyip sildim. Arkadaşlarımla dün sokakta oynadığımız oyundan kalmıştır, dedim kendi kendime...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat