#smrgKİTABEVİ Reinhardt'ın Bahçesi - 2024
Saplantıların en zehirlisi melankolinin labirentlerinde kaybolmaya adanmış tek paragraflık bu romanda Hırvatistan'dan Tolstoy'un çiftliğine, Almanya'dan Latin Amerika ormanlarının derinliklerine sürükleniyoruz. Sene 1907, Jacov Reinhardt üstadı Carrasquilla'yı aramak için yardımcısıyla beraber yaşadığı küçük Hırvat köyünden Güney Amerika'ya bir yolculuğa çıkar. Jacov'un melankoliyle narsisistik meşguliyeti onu tüketir ve yolculuğu boyunca aradığı kahramanını kâtibine anlatırken, Jacov'un saplantısının çaresini elinde tutan kayıp filozofla karşılaşma umudu giderek daha az olası görünmektedir. Reinhardt'ın saplantısı kıtalar aşan, gerçekliğin silindiği, adını bilmediğimiz anlatıcının insafına kaldığımız bir anlatıya dönüşüyor.
“Reinhardt'ın Bahçesi, dışarıdan küçük, egzotik ve melankolik görünen ama içine girdiğinizde mümkün olan en iyi tarzda devasa ve coşkun olabilen o mükemmel kitaplardan biri. Roberto Bolaño'nun Tılsım'ını düşünün, Djuna Barnes'ın Geceyi Anlat Bana'sını düşünün, Denis Johnson'ın Tren Düşler'ini düşünün, Jean Rhys'ın Geniş, Geniş Bir Deniz'ini düşünün, Antonio Di Benedetto'nun Zama'sını düşünün, Thomas Bernhard'ın Bitik Adam'ını düşünün. Düşünün.”
Rodrigo Fresán
“Melankoli ülkesine macera dolu bir yolculuk. İnsan kırılganlığının büyüleyici bir incelemesi.”
Guadalupe Nettel
Saplantıların en zehirlisi melankolinin labirentlerinde kaybolmaya adanmış tek paragraflık bu romanda Hırvatistan'dan Tolstoy'un çiftliğine, Almanya'dan Latin Amerika ormanlarının derinliklerine sürükleniyoruz. Sene 1907, Jacov Reinhardt üstadı Carrasquilla'yı aramak için yardımcısıyla beraber yaşadığı küçük Hırvat köyünden Güney Amerika'ya bir yolculuğa çıkar. Jacov'un melankoliyle narsisistik meşguliyeti onu tüketir ve yolculuğu boyunca aradığı kahramanını kâtibine anlatırken, Jacov'un saplantısının çaresini elinde tutan kayıp filozofla karşılaşma umudu giderek daha az olası görünmektedir. Reinhardt'ın saplantısı kıtalar aşan, gerçekliğin silindiği, adını bilmediğimiz anlatıcının insafına kaldığımız bir anlatıya dönüşüyor.
“Reinhardt'ın Bahçesi, dışarıdan küçük, egzotik ve melankolik görünen ama içine girdiğinizde mümkün olan en iyi tarzda devasa ve coşkun olabilen o mükemmel kitaplardan biri. Roberto Bolaño'nun Tılsım'ını düşünün, Djuna Barnes'ın Geceyi Anlat Bana'sını düşünün, Denis Johnson'ın Tren Düşler'ini düşünün, Jean Rhys'ın Geniş, Geniş Bir Deniz'ini düşünün, Antonio Di Benedetto'nun Zama'sını düşünün, Thomas Bernhard'ın Bitik Adam'ını düşünün. Düşünün.”
Rodrigo Fresán
“Melankoli ülkesine macera dolu bir yolculuk. İnsan kırılganlığının büyüleyici bir incelemesi.”
Guadalupe Nettel