İki eserin bir araya getirildiği bu kitapta, ilk eser, pek çok zaman yazdıklarıyla Batılı yazarların İslam ve Osmanlı'ya karşı ön yargılı fikirlerini çürütmeyi amaçlayan Namık Kemal'in, “İslam'ın ilme engel olduğunu, Müslümanların İslam'dan kurtulmadıkça ilerlemelerinin mümkün olamayacağını” ileri süren Fransız düşünür Ernest Renan'nun 1883 yılında Sorbonne Üniversitesinde verdiği “İslam ve İlim” başlıklı konferansa ve bu isimle yayımladığı kitaba karşı İslam'ı savunan bir müdafaanamesidir. Ayrıca eser içerdiği derinlikli bilgileri sebebiyle sadece Renan'nun fikirlerine değil Avrupa düşüncesinin yanlı görüşlerine de bir cevap niteliğindedir.
Garip şey! Meğer Müslüman olduğumuz için başımızın etrafına bir “demir halka” geçirilmiş, o halka da duyularımızı her çeşit ilme, her türlü öğrenime ve yeni bilgilere kapalı tutarmış ve bizim bundan hâlâ haberimiz yokmuş!
İkinci eserde ise Türk tarihinin meşhur müdafaalarından Kanije Müdafaası konu edilmektedir. Namık Kemal bu eserinde bu tarihî olayı bütün canlılığıyla resmetmiş ve Türk askerlerinin üstün gayretlerini, Tiryaki Hasan Paşa'nın zekâ dolu çözüm yollarını bir roman havasında anlatmıştır.
Üç ay boyunca aç kaldık! Yastık yerine kılıçlarımıza yaslandık! Bu kadar kardeşimiz gözümüzün önünde şehit oldu. İçimizde yara almamış bir tek insan kalmadı. Gülleler içinde yuvarlandık. Bu kadar gayret ve fedakârlığın neticesini bugün alacağız. Elhamdülillah hepimiz Müslüman'ız. Bu yüzden gayet iyi biliyoruz ki düşman karşısında vefat edenlerimiz şehit olurlar. Şehitlik Allah indinde peygamberlikten sonra gelen en yüce rütbedir. Sağ kalanlarımız ise gerek dünyada ve gerekse ahirette kurtuluşa, selamete erer. Ben Alman düşmanın hücum şeklini çok iyi bilirim. Bir kere geri çekilirse mağlup olduğu gündür. Yerlerinizde sebat edip ilk hücumda asla yılmayın. Bir kere böyle hareket ederseniz Allah'ın yardımıyla zafer mutlaka bizim olacaktır!