#smrgKİTABEVİ Res Publica - 2013
Bahsi geçen tartışmada üç ana tema dikkat çekici: Res publica uzun bir süre devlet ya da meşru yönetim gibi bir anlamda kullanıldı. Ancak Erken Rönesans'tan itibaren devlet ile res publica arasındaki teorik örtüşmenin gerilediği ve cumhuriyet kavramının bugünküne yakın bir anlamda kullanılmaya başladığına tanıklık ediyoruz. Bu hatırlatma demokrasi ve cumhuriyetin modern zamanlarda birbirlerini ikame eden kavramlar olarak görülmesi alışkanlığının soy kütüğünü ortaya koyuyor.
Bir diğer önemli tespit cumhuriyetçilik-liberalizm ilişkileri bağlamında ortaya çıkıyor. Metin içerisindeki çalışmalara bakarak rahatlıkla söylenebilir ki, Montesquieu ve Kant gibi örnekler bakımından liberal, Spinoza, Rousseau ve Arendt gibi düşünürler açısından ise anti-liberal bir cumhuriyetçilik var. Tabii liberal cumhuriyetçilik ve anti-liberal cumhuriyetçiliğin pek çok noktada birbirlerine eklemlenebildiği tarihsel bir olgu. Yurtseverlik ideolojisi bahsi geçen eklemlenmenin en bilinen örneklerinden biri.
Res Publica içinde son olarak Pettit ve Skinner'in çalışmalarında kristalize olan Neo-Romacı cumhuriyet anlayışa dikkat çekiliyor. Pettit ve Skinner modern cumhuriyetçilik tartışmalarının merkezinde yer alan iki düşünür. Neo-Romacı anlayışın en özgün yanı ise negatif özgürlük-pozitif özgürlük ikiliğini aşan özgürlük anlayışları.
Bahsi geçen tartışmada üç ana tema dikkat çekici: Res publica uzun bir süre devlet ya da meşru yönetim gibi bir anlamda kullanıldı. Ancak Erken Rönesans'tan itibaren devlet ile res publica arasındaki teorik örtüşmenin gerilediği ve cumhuriyet kavramının bugünküne yakın bir anlamda kullanılmaya başladığına tanıklık ediyoruz. Bu hatırlatma demokrasi ve cumhuriyetin modern zamanlarda birbirlerini ikame eden kavramlar olarak görülmesi alışkanlığının soy kütüğünü ortaya koyuyor.
Bir diğer önemli tespit cumhuriyetçilik-liberalizm ilişkileri bağlamında ortaya çıkıyor. Metin içerisindeki çalışmalara bakarak rahatlıkla söylenebilir ki, Montesquieu ve Kant gibi örnekler bakımından liberal, Spinoza, Rousseau ve Arendt gibi düşünürler açısından ise anti-liberal bir cumhuriyetçilik var. Tabii liberal cumhuriyetçilik ve anti-liberal cumhuriyetçiliğin pek çok noktada birbirlerine eklemlenebildiği tarihsel bir olgu. Yurtseverlik ideolojisi bahsi geçen eklemlenmenin en bilinen örneklerinden biri.
Res Publica içinde son olarak Pettit ve Skinner'in çalışmalarında kristalize olan Neo-Romacı cumhuriyet anlayışa dikkat çekiliyor. Pettit ve Skinner modern cumhuriyetçilik tartışmalarının merkezinde yer alan iki düşünür. Neo-Romacı anlayışın en özgün yanı ise negatif özgürlük-pozitif özgürlük ikiliğini aşan özgürlük anlayışları.