#smrgKİTABEVİ Roma Portre Sanatı 2 - CİLTLİ - 2013
Elinizdeki kitabın hazırlanmasında yine birçok zorlukla karşılaşıldı. Bu zorlukların başında görsel veriler üzerine çalışan çoğu araştırmacının yaşayabileceği zorluk olan, görsel veriye ulaşma zorluğudur. Daha önce de belirttiğimiz gibi müzelerimizin kataloglarının olmayışı nedeniyle gerek teşhirde gerekse depolarda korunan eserlere ulaşmak büyük güçlükler yaratmaktadır. Hele hele bazı müzelerimizin depolarına bir göz atmak, ABD'ye vize almak gibi zor ve neredeyse imkânsız bir olaydır. Bu tür vizeyi aldığınızda da karşılaşacağınız durum eserlerin perişan halleridir.
Kültür varlıklarının uzun yıllar toprak altında kalmalarından kaynaklanan bir takım deformasyonlar ve bozulmaya yönelik lekelenmeler oluşmaktadır. Bu lekelenmeler basit bir temizlik çalışmasıyla giderilebilecek olmasına rağmen ne yazık ki eserlere “yaklaşma yasağı” varmışçasına bu durum halen devam etmektedir. Elbette müzeler ve ören yerlerindeki bu sorunların giderilmesi için her şeyden önce finansal sorunların çözülmesi gerekir. Fakat şimdiye kadar gelmiş geçmiş hükümet politikalarında bu yönde olumlu bir gelişme olmamıştır.
Zira Kültür Bakanlığı'nın yıllık genel bütçedeki payı % 1'in dahi altındadır. Bu yüzden müzelerimizde bakım ve onarım yapabilecek yetişmiş personel sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. Bu konuyla bağlantılı olarak söz konusu eksiklikleri giderecek düşünceye sahip bilgi sahibi bürokratlar da ne yazık ki yoktur. Saydığımız tüm bu nedenlerden dolayı gerek ören yerleri gerekse müzelerin teşhir ve depo bölümlerinde ve özellikle de müze bahçelerinde sergilenen kültür varlıklarının çoğu ne yazık ki “zekaret” dönemlerini yaşamaktadırlar.
Bundan dolayı insanın içinden “keşke toprak altında kalsalardı daha iyi olurdu !” demek geçiyor fakat denilemiyor. Zira eğer toprak altında kalsalardı, geçmişin tarihi, kültür tarihi ve sanatı, bilimsel olarak açıklanıp ortaya konulamazdı. Aslına bakılırsa dünyanın en zengin tarih ve kültür tarihine sahip olan Anadolu'nun bu zenginliği petrol veya uranyum yataklarına eş değer sayılabilecek maddi ve manevi değerleri olan bir zenginlik olup işlemesi ve işletilmesi için gereken şey bilgidir.
Roma Portre Sanatı I adlı serinin ilk kitabında da dile getirdiğimiz gibi özellikle Türk arkeolog ve arkeoloji öğrencilerinin yararlanabileceklerini düşündüğümüz bu çalışmalar, arkeolog ve öğrencilerin yanı sıra müzelerde görevli meslektaşların konuyla ilgili Türkçe kaynak ihtiyacını karşılayacağını umut etmekteyiz. Ramazan ÖZGAN
Elinizdeki kitabın hazırlanmasında yine birçok zorlukla karşılaşıldı. Bu zorlukların başında görsel veriler üzerine çalışan çoğu araştırmacının yaşayabileceği zorluk olan, görsel veriye ulaşma zorluğudur. Daha önce de belirttiğimiz gibi müzelerimizin kataloglarının olmayışı nedeniyle gerek teşhirde gerekse depolarda korunan eserlere ulaşmak büyük güçlükler yaratmaktadır. Hele hele bazı müzelerimizin depolarına bir göz atmak, ABD'ye vize almak gibi zor ve neredeyse imkânsız bir olaydır. Bu tür vizeyi aldığınızda da karşılaşacağınız durum eserlerin perişan halleridir.
Kültür varlıklarının uzun yıllar toprak altında kalmalarından kaynaklanan bir takım deformasyonlar ve bozulmaya yönelik lekelenmeler oluşmaktadır. Bu lekelenmeler basit bir temizlik çalışmasıyla giderilebilecek olmasına rağmen ne yazık ki eserlere “yaklaşma yasağı” varmışçasına bu durum halen devam etmektedir. Elbette müzeler ve ören yerlerindeki bu sorunların giderilmesi için her şeyden önce finansal sorunların çözülmesi gerekir. Fakat şimdiye kadar gelmiş geçmiş hükümet politikalarında bu yönde olumlu bir gelişme olmamıştır.
Zira Kültür Bakanlığı'nın yıllık genel bütçedeki payı % 1'in dahi altındadır. Bu yüzden müzelerimizde bakım ve onarım yapabilecek yetişmiş personel sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. Bu konuyla bağlantılı olarak söz konusu eksiklikleri giderecek düşünceye sahip bilgi sahibi bürokratlar da ne yazık ki yoktur. Saydığımız tüm bu nedenlerden dolayı gerek ören yerleri gerekse müzelerin teşhir ve depo bölümlerinde ve özellikle de müze bahçelerinde sergilenen kültür varlıklarının çoğu ne yazık ki “zekaret” dönemlerini yaşamaktadırlar.
Bundan dolayı insanın içinden “keşke toprak altında kalsalardı daha iyi olurdu !” demek geçiyor fakat denilemiyor. Zira eğer toprak altında kalsalardı, geçmişin tarihi, kültür tarihi ve sanatı, bilimsel olarak açıklanıp ortaya konulamazdı. Aslına bakılırsa dünyanın en zengin tarih ve kültür tarihine sahip olan Anadolu'nun bu zenginliği petrol veya uranyum yataklarına eş değer sayılabilecek maddi ve manevi değerleri olan bir zenginlik olup işlemesi ve işletilmesi için gereken şey bilgidir.
Roma Portre Sanatı I adlı serinin ilk kitabında da dile getirdiğimiz gibi özellikle Türk arkeolog ve arkeoloji öğrencilerinin yararlanabileceklerini düşündüğümüz bu çalışmalar, arkeolog ve öğrencilerin yanı sıra müzelerde görevli meslektaşların konuyla ilgili Türkçe kaynak ihtiyacını karşılayacağını umut etmekteyiz. Ramazan ÖZGAN