Bu hikâyelerde bizdeki mizah hikâyeciliğini aşan yönler var. Rıfat Ilgaz, her şeyden önce, gündelik olayların halka yaygın geçici parlaklığına bağlı, çabuk eskiyen mizah unsurundan uzak duruyor. Bu hikâyelerde, çalakalem dergiciliğin ötesinde, daha çok sanat" seviyesine ulaşan değerler var. Hikâyesini "mizahlık olay"la değil, kişilerin çatışmalı yaşamalarındaki mizaha yatkın davranışlara dayanarak kuruyor. Onda Çehov, O. Henry, Stendal gibilerinde gördüğümüz hikâyenin kuruluşuna oturan ölçülü ve düzenli bir "mizah gücü" var.
Rıfat Ilgaz nice yıldır yazının çilesini çekmiş bir yazar. Yıllar evirip çevirip bir yere ulaştırıyor bazı yazarları. Türkçenin yaratıcı gücüne, gerçeği anlatışın bir kıvrak dokunduğu yaşama ayrıntısına can veren bir çizgiye ulaştırıyor." (Tahir Alangu; Arka kapaktan)
Bu hikâyelerde bizdeki mizah hikâyeciliğini aşan yönler var. Rıfat Ilgaz, her şeyden önce, gündelik olayların halka yaygın geçici parlaklığına bağlı, çabuk eskiyen mizah unsurundan uzak duruyor. Bu hikâyelerde, çalakalem dergiciliğin ötesinde, daha çok sanat" seviyesine ulaşan değerler var. Hikâyesini "mizahlık olay"la değil, kişilerin çatışmalı yaşamalarındaki mizaha yatkın davranışlara dayanarak kuruyor. Onda Çehov, O. Henry, Stendal gibilerinde gördüğümüz hikâyenin kuruluşuna oturan ölçülü ve düzenli bir "mizah gücü" var.
Rıfat Ilgaz nice yıldır yazının çilesini çekmiş bir yazar. Yıllar evirip çevirip bir yere ulaştırıyor bazı yazarları. Türkçenin yaratıcı gücüne, gerçeği anlatışın bir kıvrak dokunduğu yaşama ayrıntısına can veren bir çizgiye ulaştırıyor." (Tahir Alangu; Arka kapaktan)