#smrgSAHAF Sanat Tarihinin Temel Kavramları -

Basıldığı Matbaa:
Evrim Matbaacılık
Dizi Adı:
Sanat Dizisi
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Stok Kodu:
1199099160
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
291 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
4
Basım Tarihi:
1995
Çeviren:
Hayrullah Örs
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199099160
484961
Sanat Tarihinin Temel Kavramları -
Sanat Tarihinin Temel Kavramları - #smrgSAHAF
0.00
Sanat Tarihinin Temel Kavramları, 1915 yılında yayınlanmıştır. O dönemde sanat tarihleri, salt tarihçi gözüyle yazılıyordu. İnsanı ne kadar iyi tanırsak sanatını da o kadar iyi anlayabiliriz diye düşünülüyor, sanattan çok sanatçının kişiliği, devri, içinde geliştiği eğitim ve kültür ortamı aydınlatılmaya çalışılıyordu. Sanat tarihinin bilim özgürlüğüne kavuşabilmesi için, konusunu sınırlaması gerekiyordu. "Form tarihi olarak sanat tarihi" görüşü bu gereksemeden doğar, Sanat Tarihinin Temel Kavramları da bu tür sanat tarihine ilk örneğini verir.

Sanat, Wölfflin'e göre de bir kültür ve fikir ürünüdür ama, onun kendine özgü olan bir yanı vardır, bu da form'dur. Wölfflin yazılarında "insanlar hep aynı gözle bakmamışlardır dünyaya" diye sık sık tekrarlar. Büyük sanat üslûpları, her devrin dünyaya başka bir gözle baktığını, gördüklerini anlatabilmek için de başka bir form dili yaratmak zorunda kaldığını bize öğretiyor. Göz de görme de -düşünme etkinliği gibi- sürekli bir gelişme içindedir Wölfflin'e göre.

Bu düşüncelerin ürünü olarak ortaya çıkan Sanat Tarihinin Temel Kavramları'nın, sanat çevrelerince yadırganarak yazarın ölüm tarihine (1945) kadar sürecek olan uzun tartışmalara yol açmış olmasına şaşırmamalıdır. Bu kitapla o zamana kadar herkesçe benimsenilen "insanı tanı sanatını anla" ilkesi altüst oluyor: araştırmanın yönü sanat yapıtının içeriğinden form yüzeyine kayıyor, form yapısıyla ilgili sorunlar çözülmeye çalışılıyordu. Böylesine kökten bir yenilik elbette yadırganacak ve tepkiyle karşılanacaktı. (Önsöz'den)

Sanat Tarihinin Temel Kavramları, 1915 yılında yayınlanmıştır. O dönemde sanat tarihleri, salt tarihçi gözüyle yazılıyordu. İnsanı ne kadar iyi tanırsak sanatını da o kadar iyi anlayabiliriz diye düşünülüyor, sanattan çok sanatçının kişiliği, devri, içinde geliştiği eğitim ve kültür ortamı aydınlatılmaya çalışılıyordu. Sanat tarihinin bilim özgürlüğüne kavuşabilmesi için, konusunu sınırlaması gerekiyordu. "Form tarihi olarak sanat tarihi" görüşü bu gereksemeden doğar, Sanat Tarihinin Temel Kavramları da bu tür sanat tarihine ilk örneğini verir.

Sanat, Wölfflin'e göre de bir kültür ve fikir ürünüdür ama, onun kendine özgü olan bir yanı vardır, bu da form'dur. Wölfflin yazılarında "insanlar hep aynı gözle bakmamışlardır dünyaya" diye sık sık tekrarlar. Büyük sanat üslûpları, her devrin dünyaya başka bir gözle baktığını, gördüklerini anlatabilmek için de başka bir form dili yaratmak zorunda kaldığını bize öğretiyor. Göz de görme de -düşünme etkinliği gibi- sürekli bir gelişme içindedir Wölfflin'e göre.

Bu düşüncelerin ürünü olarak ortaya çıkan Sanat Tarihinin Temel Kavramları'nın, sanat çevrelerince yadırganarak yazarın ölüm tarihine (1945) kadar sürecek olan uzun tartışmalara yol açmış olmasına şaşırmamalıdır. Bu kitapla o zamana kadar herkesçe benimsenilen "insanı tanı sanatını anla" ilkesi altüst oluyor: araştırmanın yönü sanat yapıtının içeriğinden form yüzeyine kayıyor, form yapısıyla ilgili sorunlar çözülmeye çalışılıyordu. Böylesine kökten bir yenilik elbette yadırganacak ve tepkiyle karşılanacaktı. (Önsöz'den)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat