#smrgSAHAF Şark Meselesi: Bidayet - i Zuhürundan Zamanımıza Kadar - 2003

Anadolu'daki Türk varlığının başlangıcından itibaren Türklerin Anadolu'yu yurt edinme yolundaki çabalarıyla birlikte Hıristiyan-Batı Dünyası'nın gündemine giren Şark Meselesi, Batı Alemi için uzun vadeli bir hedef olmuştur. Türklerin Batı'ya yönelmeleri ve ilerledikleri bölgeleri vatan yapmaları, aynı zamanda Hıristiyan dünyasına karşı İslam Dünyası'nın da hamiliğini üstlenmeleri ve bu görevi başarıyla yerine getirmeleri Hıristiyan-Batı Dünyası için büyük bir problem olarak görülmüş ve coğrafyalarında Türk yayılmasını önlemek için de Osmanlı Devleti içerisinde çeşitli gaileler çıkarmaktan geri durmamışlardır.
Bu çalışma ise yukarıda ifade ettiğimiz zihniyetin Şark Meselesi'ni kendi bakış açısıyla nasıl yansıttığını göstermesi açısından dikkate değerdir. Fransız yazar Edouard de Drialut tarafından yazılan ve Fransızca'dan Osmanlıca'ya Nafiz Bey tarafından tercüme edilen bu eserin mukaddime kısmında eserin naşiri Muhtar Halid'in de ifade ettiği gibi eserde zaman zaman milli ve manevi değerlerimizi rencide edecek ifadeler bulunsa da eserin bu şekliyle sunulması bu zihniyetin sergilenmesi açısından dikkate değerdir... (Arka kapaktan)
Fransız yazar Edouard Driault tarafından yazılan "Şark Mes'elesi" adlı bu eser, yazarın Osmanlı Devleti ve dolayısıyla da Türkler hakkındaki bakış açısını bir "batılı kimliği" ile sunması açısından oldukça dikkat çekicidir. Yazarın temel bakış açısı; klasik batı kimliğinin öteki konumunda olan Türklerin barbarlar olduğu ve imparatorluğun dağılma sürecinin ise halkların (Araplar, Slavlar, Yunanlılar, Makedonlar...) bu barbarlardan kurtulması olduğu yönündedir. Bu tarz bir ön yargıyla kaleme alınmış olan ve ciddi bir emek sonucu yeni harflere çevirilerek Türk okuyucularının istifadesine sunulmuş olan bu kitap, bir taraftan Batılıların ön yargılarını gözler önüne sererken, diğer taraftan da Doğu'nun Batı için ne ifade ettiğini açıkça ortaya koymaktadır. (Arka Kapak)
Anadolu'daki Türk varlığının başlangıcından itibaren Türklerin Anadolu'yu yurt edinme yolundaki çabalarıyla birlikte Hıristiyan-Batı Dünyası'nın gündemine giren Şark Meselesi, Batı Alemi için uzun vadeli bir hedef olmuştur. Türklerin Batı'ya yönelmeleri ve ilerledikleri bölgeleri vatan yapmaları, aynı zamanda Hıristiyan dünyasına karşı İslam Dünyası'nın da hamiliğini üstlenmeleri ve bu görevi başarıyla yerine getirmeleri Hıristiyan-Batı Dünyası için büyük bir problem olarak görülmüş ve coğrafyalarında Türk yayılmasını önlemek için de Osmanlı Devleti içerisinde çeşitli gaileler çıkarmaktan geri durmamışlardır.
Bu çalışma ise yukarıda ifade ettiğimiz zihniyetin Şark Meselesi'ni kendi bakış açısıyla nasıl yansıttığını göstermesi açısından dikkate değerdir. Fransız yazar Edouard de Drialut tarafından yazılan ve Fransızca'dan Osmanlıca'ya Nafiz Bey tarafından tercüme edilen bu eserin mukaddime kısmında eserin naşiri Muhtar Halid'in de ifade ettiği gibi eserde zaman zaman milli ve manevi değerlerimizi rencide edecek ifadeler bulunsa da eserin bu şekliyle sunulması bu zihniyetin sergilenmesi açısından dikkate değerdir... (Arka kapaktan)
Fransız yazar Edouard Driault tarafından yazılan "Şark Mes'elesi" adlı bu eser, yazarın Osmanlı Devleti ve dolayısıyla da Türkler hakkındaki bakış açısını bir "batılı kimliği" ile sunması açısından oldukça dikkat çekicidir. Yazarın temel bakış açısı; klasik batı kimliğinin öteki konumunda olan Türklerin barbarlar olduğu ve imparatorluğun dağılma sürecinin ise halkların (Araplar, Slavlar, Yunanlılar, Makedonlar...) bu barbarlardan kurtulması olduğu yönündedir. Bu tarz bir ön yargıyla kaleme alınmış olan ve ciddi bir emek sonucu yeni harflere çevirilerek Türk okuyucularının istifadesine sunulmuş olan bu kitap, bir taraftan Batılıların ön yargılarını gözler önüne sererken, diğer taraftan da Doğu'nun Batı için ne ifade ettiğini açıkça ortaya koymaktadır. (Arka Kapak)