Viyana'dan doğuya, İstanbul'a uzanan bir yolculuk… Sanayileşmemiş toplumlarla ve hayat tarzlarıyla tanışma… Osmanlı ve antik Yunan mimarlık mirasıyla karşılaşmalar… 20. yüzyıl mimarlığına ve sanatına Le Corbusier adıyla damgasını vuracak olan İsviçreli bu genç mimar, bu benzersiz tecrübesini defterler dolusu yazıya ve çizgiye döker.Avrupa'da kitlesel sanayi üretiminin doruğa ulaştığı, yeni teknolojilerin alışılmış hayat tarzlarını sürekli değişmeye zorladığı, hep daha çok değişim talep ettiği bir çağda, yeni arayışlar peşinde yollara düşmüş genç bir mimar adayı…
Avrupa'da kitlesel sanayi üretiminin doruğa ulaştığı, yeni teknolojilerin alışılmış hayat tarzlarını sürekli değişmeye zorladığı, hep daha çok değişim talep ettiği bir çağda, yeni arayışlar peşinde yollara düşmüş genç bir mimar adayı... Viyana'dan doğuya, İstanbul'a uzanan bir yolculuk... Sanayileşmemiş toplumlarla ve hayat tarzlarıyla tanışma... Osmanlı ve antik Yunan mimarlık mirasıyla karşılaşmalar... 20. yüzyıl mimarlığına ve sanatına Le Corbusier adıyla damgasını vuracak olan İsviçreli bu genç mimar, bu benzersiz tecrübesini defterler dolusu yazıya ve çizgiye döker. Geziye Avrupa modernleşmesi üzerine hınzırca eleştirilerle başlayan Le Corbusier, modernliğin eşiğindeki Osmanlı ülkesinde merak, keşif ve hayranlık duygularına teslim olur. Trablusgarp ve Balkan Savaşlarının Meşrutiyet'in coşkusuna gölge düşürmesine ramak kaldığı bir dönemde tadını çıkarır İstanbul'un ve şehrin büyük bölümünü kül eden Fatih-Altımermer Yangını'na tanık olur. Le Corbusier'nin önce kısmen bir yerel gazetede yayımladığı, yarım asır sonra da kitaplaştırdığı -mimarlık anlayışının oluşmasında önemli payı olan- bu gezisine ait notları, dilimizde ilk kez eksiksiz olarak yayımlanıyor.