#smrgSAHAF Satürn'ün Halkaları: İngiltere'de Bir Hac Yolculuğu - 2006
Satürn'ün Halkaları, 2001 yılında bir trafik kazasında yaşamını yitiren W. G. Sebald'in, İngiltere'nin doğu kesimindeki Suffolk Kontluğu'nda çıktığı geziye dayanıyor. Adını, eskilerin inanışına göre Satürn'ün etkisi altındaki ağustos ayında yapılan bu geziden alan ve İngiltere'de Bir Hac Yolculuğu altbaşlığını taşıyan yapıtında Sebald, İngiltere taşrasının uçsuz bucaksız kırlarında dolaşıp eski malikânelerini ziyaret ediyor, buralarda konaklayıp sahipleriyle konuşuyor. Yol boyunca karşılaştığı türlü hikâyelerin izini sürse de Sebald, Satürn'ün Halkaları'nda, yine de gezi edebiyatının alışık olduğumuz, bildik örneklerinden birini ortaya koymuyor. Edebiyattan tarihe, tarihten doğa bilimine metinlerarası geçişlerle, Batılı öznenin aldığı yolu izleyen, bu özelliğiyle de Avrupa kültürünün derinliklerine inen bir kitap bu. Joseph Conrad'ın macera dolu yaşamını, Chateaubriand'ın imkânsız aşkını, Edward FitzGerald'ın Ömer Hayyam'ın rubailerine bir ömür boyu gönül verişini anlatırken, bir yandan da Avrupalı insanın “kültür” adına “doğa”ya ve kendi benzerlerine uyguladığı şiddeti gözlerimizin önüne seriyor. Kültürel belleğimizin derinliklerine ittiğimiz bazı şeyleri unutmamak ve unutturmamak adına... Satürn'ün Halkaları'nda Sebald, deyiş yerindeyse bir arkeoloğun titizliğiyle çalışıyor.
Satürn'ün Halkaları, 2001 yılında bir trafik kazasında yaşamını yitiren W. G. Sebald'in, İngiltere'nin doğu kesimindeki Suffolk Kontluğu'nda çıktığı geziye dayanıyor. Adını, eskilerin inanışına göre Satürn'ün etkisi altındaki ağustos ayında yapılan bu geziden alan ve İngiltere'de Bir Hac Yolculuğu altbaşlığını taşıyan yapıtında Sebald, İngiltere taşrasının uçsuz bucaksız kırlarında dolaşıp eski malikânelerini ziyaret ediyor, buralarda konaklayıp sahipleriyle konuşuyor. Yol boyunca karşılaştığı türlü hikâyelerin izini sürse de Sebald, Satürn'ün Halkaları'nda, yine de gezi edebiyatının alışık olduğumuz, bildik örneklerinden birini ortaya koymuyor. Edebiyattan tarihe, tarihten doğa bilimine metinlerarası geçişlerle, Batılı öznenin aldığı yolu izleyen, bu özelliğiyle de Avrupa kültürünün derinliklerine inen bir kitap bu. Joseph Conrad'ın macera dolu yaşamını, Chateaubriand'ın imkânsız aşkını, Edward FitzGerald'ın Ömer Hayyam'ın rubailerine bir ömür boyu gönül verişini anlatırken, bir yandan da Avrupalı insanın “kültür” adına “doğa”ya ve kendi benzerlerine uyguladığı şiddeti gözlerimizin önüne seriyor. Kültürel belleğimizin derinliklerine ittiğimiz bazı şeyleri unutmamak ve unutturmamak adına... Satürn'ün Halkaları'nda Sebald, deyiş yerindeyse bir arkeoloğun titizliğiyle çalışıyor.