1912 yılı sonbaharında Osmanlı İmparatorluğu çalkantılar içindeydi. Arnavutluk ve Yemen ayaklanmalarının üstüne, Trablusgarp yüzünden İmparatorluk İtalya ile de savaş halindeydi. Daha da kötüsü, kolera ülkede yayılıyor ve arkasında telef olmuş bir nüfus bırakıyordu. Bu zayıflığı Osmanlı İmparatorluğu'nu saldırılmaya elverişli bir duruma getirmişti. Balkan devletleri de fırsatı kaçırmadı. 8 Ekim 1912'de Karadağ Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan ederek Balkan Savaşlarının birincisini başlattı. Aralarındaki anlaşmazlıkları bir yana bırakarak biraraya gelen dört millet Balkan İttifakını oluşturdular: Sırbistan, Yunanistan, Karadağ ve Bulgaristan.
Balkan İttifakı olağanüstü bir toprak zaferi elde etmesine karşın, çok geçmeden toprakların nasıl bölüştürüleceği konusunda tartışmalar baş gösterdi. Makedonya'dan aldığı paydan memnun olmayan Bulgaristan, eski müttefikleri Sırbistan ve Yunanistan'a saldırdı. 10 Ağustos 1913'te yapılan Bükreş Antlaşması bu ikinci savaşı sona erdirdi, ancak barışa vesile olmadı. Saraybosna suikastıyla başlayan Birinci Dünya Savaşı'nda Balkanlar yine bir savaş sahnesine dönüştü.
Sona erdiği andan günümüze, Balkan Savaşları bilimsel araştırmalar için popüler bir konu olmuştur. Ancak görmüş olduğu tüm ilgiye karşın, bu alanda yapılan araştırmalar tamamlanmış olmaktan çok uzaktır. Söz konusu anlaşmazlığın belgelenmesi ve anlaşılmasına katkıda bulunan elinizdeki bu yapıtta, yazar İgor Despot bu savaşlar sırasında yaşanan olayları aktarmakla kalmıyor, aynı zamanda bu olayları ilgili kültürel bağlamlarının ışığında inceleyerek Balkan tarihi boyunca ortaya çıkmış müttefiklikleri belirlemiş ya da çatışmaları alevlendirmiş olabilecek kültürel benzerlik ve farklılıklara da dikkat çekiyor.