#smrgKİTABEVİ Sayı ve Sayılar - 2024
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6057066473
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
334
Basım Yeri:
İzmir
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Çeviren:
A. Nüvit Bingöl
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
261,25
Havale/EFT ile:
253,41
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199221575
608243
https://www.simurgkitabevi.com/sayi-ve-sayilar-2024
Sayı ve Sayılar - 2024 #smrgKİTABEVİ
261.25
Sayı her yerde: Badiou'nun dediği gibi, siyaset, anketler, Big Data, bilimler, bilgi-işlem ve tıp dahil her şeyde. Her şeyi belirleyen bir güce sahip sayı, o konuşunca hepimiz susuyoruz, ama elimizde sayıya dair doğru düzgün bir kavram yok. Geometri için aksiyomatiğimiz Euclid ile birlikte kurulmuşken, sayı ve aritmetik uzun zaman üvey evlat olarak görülmüş, aritmetiğin aksiyomatiği için 19. yüzyıl sonuna kadar beklememiz gerekmişti; üstelik, “her sayıyı saymayan” bir aksiyomatik.
Badiou'nun bu enfes kitabı, bir “her sayıyı sayma” girişimi. Ama öte yandan bununla kısıtlı da değil: Öncelikle, sayma eylemini nasıl gördüğümüz, aslında Kozmos, Doğa, Tanrı gibi büyük harflerle yazabileceğimiz “Bir” varlık olup olmadığını da belirliyor. Sonra, “Her yerde sayı var,” demek, Badiou'nun daha genel felsefesini anlamak açısından da önemli. Sonuçta matematik ve ontoloji birbirine eşitse, bu, var olmanın çokluk olmayı gerektirmesinden kaynaklanır. Kaçış yolu yok! Ayrıca fizik ile matematik arasındaki gizemli uyumu çözmek gibi bir marifeti de vardır bu denkliğin.
Sayıyı düşünmek bizi hayli ilgilendiren bir soruya da yanıt sunar. Siyasette, yani birlikte yaşama sanatımızda, “1”i, yani bireyi dayanak alan bir düşünce (bir kümenin elemanlarının sayısı, bireycilik, egemen kapitalist yapı) ile parçayı, topluluğu (bir kümenin parçaları, matematikteki “kuvvet kümesi”, komünizm) dayanak alan bir düşüncenin ürettikleri ne kadar farklıdır? Matematik, Cantor'un ispatı üzerinden, topluluklara dayanan bir kümenin, sonsuza giderken sonsuzca daha fazla olanak sunacağını gösterir bize (elemanlarının sayısı s ise, parçalarının sayısı 2 üzeri s; bu teoremin sonlu ve sonsuzda ispatını okumanızı şiddetle tavsiye ederim).
Sanılanın aksine, bireyler ancak bir sürü oluşturabilirler. Takım halinde oynamayan, bireyci oynayan bir futbol 11'ini düşünmeniz yeterli. Kaçırılan sayısız olanak karşısında nasıl küfredersiniz ekran başında? Tuhaf bir şekilde, oyuncunun bireyselliği kaybolsa bile öznelliğine hiçbir şey olmaz, bilakis serpilir. Matematiğin söylediği de tam bu; “1”i verili bir şey değil, bizzat katıldığınız bir yaratım olarak görün. Bir öznelleşme süreci.
Umarım kitap size de heyecan verir. Hayatımızda eksik kalan matematik düşüncesinin estetiğini tatmanıza vesile olur. - A. Nüvit Bingöl
Badiou'nun bu enfes kitabı, bir “her sayıyı sayma” girişimi. Ama öte yandan bununla kısıtlı da değil: Öncelikle, sayma eylemini nasıl gördüğümüz, aslında Kozmos, Doğa, Tanrı gibi büyük harflerle yazabileceğimiz “Bir” varlık olup olmadığını da belirliyor. Sonra, “Her yerde sayı var,” demek, Badiou'nun daha genel felsefesini anlamak açısından da önemli. Sonuçta matematik ve ontoloji birbirine eşitse, bu, var olmanın çokluk olmayı gerektirmesinden kaynaklanır. Kaçış yolu yok! Ayrıca fizik ile matematik arasındaki gizemli uyumu çözmek gibi bir marifeti de vardır bu denkliğin.
Sayıyı düşünmek bizi hayli ilgilendiren bir soruya da yanıt sunar. Siyasette, yani birlikte yaşama sanatımızda, “1”i, yani bireyi dayanak alan bir düşünce (bir kümenin elemanlarının sayısı, bireycilik, egemen kapitalist yapı) ile parçayı, topluluğu (bir kümenin parçaları, matematikteki “kuvvet kümesi”, komünizm) dayanak alan bir düşüncenin ürettikleri ne kadar farklıdır? Matematik, Cantor'un ispatı üzerinden, topluluklara dayanan bir kümenin, sonsuza giderken sonsuzca daha fazla olanak sunacağını gösterir bize (elemanlarının sayısı s ise, parçalarının sayısı 2 üzeri s; bu teoremin sonlu ve sonsuzda ispatını okumanızı şiddetle tavsiye ederim).
Sanılanın aksine, bireyler ancak bir sürü oluşturabilirler. Takım halinde oynamayan, bireyci oynayan bir futbol 11'ini düşünmeniz yeterli. Kaçırılan sayısız olanak karşısında nasıl küfredersiniz ekran başında? Tuhaf bir şekilde, oyuncunun bireyselliği kaybolsa bile öznelliğine hiçbir şey olmaz, bilakis serpilir. Matematiğin söylediği de tam bu; “1”i verili bir şey değil, bizzat katıldığınız bir yaratım olarak görün. Bir öznelleşme süreci.
Umarım kitap size de heyecan verir. Hayatımızda eksik kalan matematik düşüncesinin estetiğini tatmanıza vesile olur. - A. Nüvit Bingöl
Sayı her yerde: Badiou'nun dediği gibi, siyaset, anketler, Big Data, bilimler, bilgi-işlem ve tıp dahil her şeyde. Her şeyi belirleyen bir güce sahip sayı, o konuşunca hepimiz susuyoruz, ama elimizde sayıya dair doğru düzgün bir kavram yok. Geometri için aksiyomatiğimiz Euclid ile birlikte kurulmuşken, sayı ve aritmetik uzun zaman üvey evlat olarak görülmüş, aritmetiğin aksiyomatiği için 19. yüzyıl sonuna kadar beklememiz gerekmişti; üstelik, “her sayıyı saymayan” bir aksiyomatik.
Badiou'nun bu enfes kitabı, bir “her sayıyı sayma” girişimi. Ama öte yandan bununla kısıtlı da değil: Öncelikle, sayma eylemini nasıl gördüğümüz, aslında Kozmos, Doğa, Tanrı gibi büyük harflerle yazabileceğimiz “Bir” varlık olup olmadığını da belirliyor. Sonra, “Her yerde sayı var,” demek, Badiou'nun daha genel felsefesini anlamak açısından da önemli. Sonuçta matematik ve ontoloji birbirine eşitse, bu, var olmanın çokluk olmayı gerektirmesinden kaynaklanır. Kaçış yolu yok! Ayrıca fizik ile matematik arasındaki gizemli uyumu çözmek gibi bir marifeti de vardır bu denkliğin.
Sayıyı düşünmek bizi hayli ilgilendiren bir soruya da yanıt sunar. Siyasette, yani birlikte yaşama sanatımızda, “1”i, yani bireyi dayanak alan bir düşünce (bir kümenin elemanlarının sayısı, bireycilik, egemen kapitalist yapı) ile parçayı, topluluğu (bir kümenin parçaları, matematikteki “kuvvet kümesi”, komünizm) dayanak alan bir düşüncenin ürettikleri ne kadar farklıdır? Matematik, Cantor'un ispatı üzerinden, topluluklara dayanan bir kümenin, sonsuza giderken sonsuzca daha fazla olanak sunacağını gösterir bize (elemanlarının sayısı s ise, parçalarının sayısı 2 üzeri s; bu teoremin sonlu ve sonsuzda ispatını okumanızı şiddetle tavsiye ederim).
Sanılanın aksine, bireyler ancak bir sürü oluşturabilirler. Takım halinde oynamayan, bireyci oynayan bir futbol 11'ini düşünmeniz yeterli. Kaçırılan sayısız olanak karşısında nasıl küfredersiniz ekran başında? Tuhaf bir şekilde, oyuncunun bireyselliği kaybolsa bile öznelliğine hiçbir şey olmaz, bilakis serpilir. Matematiğin söylediği de tam bu; “1”i verili bir şey değil, bizzat katıldığınız bir yaratım olarak görün. Bir öznelleşme süreci.
Umarım kitap size de heyecan verir. Hayatımızda eksik kalan matematik düşüncesinin estetiğini tatmanıza vesile olur. - A. Nüvit Bingöl
Badiou'nun bu enfes kitabı, bir “her sayıyı sayma” girişimi. Ama öte yandan bununla kısıtlı da değil: Öncelikle, sayma eylemini nasıl gördüğümüz, aslında Kozmos, Doğa, Tanrı gibi büyük harflerle yazabileceğimiz “Bir” varlık olup olmadığını da belirliyor. Sonra, “Her yerde sayı var,” demek, Badiou'nun daha genel felsefesini anlamak açısından da önemli. Sonuçta matematik ve ontoloji birbirine eşitse, bu, var olmanın çokluk olmayı gerektirmesinden kaynaklanır. Kaçış yolu yok! Ayrıca fizik ile matematik arasındaki gizemli uyumu çözmek gibi bir marifeti de vardır bu denkliğin.
Sayıyı düşünmek bizi hayli ilgilendiren bir soruya da yanıt sunar. Siyasette, yani birlikte yaşama sanatımızda, “1”i, yani bireyi dayanak alan bir düşünce (bir kümenin elemanlarının sayısı, bireycilik, egemen kapitalist yapı) ile parçayı, topluluğu (bir kümenin parçaları, matematikteki “kuvvet kümesi”, komünizm) dayanak alan bir düşüncenin ürettikleri ne kadar farklıdır? Matematik, Cantor'un ispatı üzerinden, topluluklara dayanan bir kümenin, sonsuza giderken sonsuzca daha fazla olanak sunacağını gösterir bize (elemanlarının sayısı s ise, parçalarının sayısı 2 üzeri s; bu teoremin sonlu ve sonsuzda ispatını okumanızı şiddetle tavsiye ederim).
Sanılanın aksine, bireyler ancak bir sürü oluşturabilirler. Takım halinde oynamayan, bireyci oynayan bir futbol 11'ini düşünmeniz yeterli. Kaçırılan sayısız olanak karşısında nasıl küfredersiniz ekran başında? Tuhaf bir şekilde, oyuncunun bireyselliği kaybolsa bile öznelliğine hiçbir şey olmaz, bilakis serpilir. Matematiğin söylediği de tam bu; “1”i verili bir şey değil, bizzat katıldığınız bir yaratım olarak görün. Bir öznelleşme süreci.
Umarım kitap size de heyecan verir. Hayatımızda eksik kalan matematik düşüncesinin estetiğini tatmanıza vesile olur. - A. Nüvit Bingöl
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.