#smrgKİTABEVİ Şehir : Kent Ortamındaki İnsan Davranışlarının Araştırılması Üzerine Öneriler - 2015
İlk baskısı 1925 yılında yapılmış bu klasik eser, devamında, ABD'de ve dünyanın geri kalanında kent sosyolojisi çalışmalarında merkezi bir referans noktası teşkil etmiş; Robert E. Park ve ekibi tarafından o zamanlar daha henüz bir araştırma programı olarak sunulan “ekolojik yaklaşım”, kenti konu alan ciddi ve zengin bir saha pratiğini tetiklemiş; özellikle Chicago Sosyoloji Bölümü bünyesinde yürütülmüş bu çalışmaların teorik çıktıları ise uzun bir dönem boyunca tartışılmıştır.
Lakin bugünden bakıldığında eserde kesif bir “naftalin” kokusu da mevcuttur; kullanılan normatif ve organizmacı dil şaşırtabilir ve hatta rahatsız dahi edebilir; savunulan tez ve argümanlar ve bunların ampirik izlekleri bugün tartışmaya açıktır. Fakat tüm bunlar eserin kıymetinden bir şey götürmez zira bu kıymet, bundan 90 yıl önce, kent ve moderniteye ilişkin bugün artık kanıksadığımız tematik ve sorunsalların en can alıcılarını ele almış olmasından ileri gelir; elbette o dönemin dertleri çerçevesinde, yine o dönemin diliyle ve bugünden bakıldığında biraz da amatörce.
Bu aynı zamanda, güçlü bir “ahlakçı” duruş sergilerken ve oldukça “etnisist” bir dil kullanırken dahi, “muhit” ve “mekân”a bir o kadar güçlü bir vurgu yapmak suretiyle, hem dönemin biyolojik argümanlarına karşı mücadele etme hem de bir disiplini (sosyolojiyi) tüm özerklik ve yetkinliğinde olabildiğince tesis etme çabasıdır (özellikle bakınız, onuncu bölümdeki tasnifli ve açıklamalı kent kaynakçası; İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerini kapsayan ve farklı disiplinlerden gelen kaynakları da içeren devasa bir çalışma, üstelik 1920'lerde).
Dolayısıyla bu eser, daha sonra serpilecek olan bir kent sosyolojisi pratiğinin ilk tomurcukları olarak, bir mirasla, öncülerle kurulmuş bir diyalogdur da. Sosyal felsefenin cazibesine ve karizmatik rantlarına gittikçe kendini kaptıran, son “moda-model” kuram fetişisti/tüketicisi sosyoloji pratiğimizi sorgulamak için hiç kuşkusuz iyi bir başlangıç...
İlk baskısı 1925 yılında yapılmış bu klasik eser, devamında, ABD'de ve dünyanın geri kalanında kent sosyolojisi çalışmalarında merkezi bir referans noktası teşkil etmiş; Robert E. Park ve ekibi tarafından o zamanlar daha henüz bir araştırma programı olarak sunulan “ekolojik yaklaşım”, kenti konu alan ciddi ve zengin bir saha pratiğini tetiklemiş; özellikle Chicago Sosyoloji Bölümü bünyesinde yürütülmüş bu çalışmaların teorik çıktıları ise uzun bir dönem boyunca tartışılmıştır.
Lakin bugünden bakıldığında eserde kesif bir “naftalin” kokusu da mevcuttur; kullanılan normatif ve organizmacı dil şaşırtabilir ve hatta rahatsız dahi edebilir; savunulan tez ve argümanlar ve bunların ampirik izlekleri bugün tartışmaya açıktır. Fakat tüm bunlar eserin kıymetinden bir şey götürmez zira bu kıymet, bundan 90 yıl önce, kent ve moderniteye ilişkin bugün artık kanıksadığımız tematik ve sorunsalların en can alıcılarını ele almış olmasından ileri gelir; elbette o dönemin dertleri çerçevesinde, yine o dönemin diliyle ve bugünden bakıldığında biraz da amatörce.
Bu aynı zamanda, güçlü bir “ahlakçı” duruş sergilerken ve oldukça “etnisist” bir dil kullanırken dahi, “muhit” ve “mekân”a bir o kadar güçlü bir vurgu yapmak suretiyle, hem dönemin biyolojik argümanlarına karşı mücadele etme hem de bir disiplini (sosyolojiyi) tüm özerklik ve yetkinliğinde olabildiğince tesis etme çabasıdır (özellikle bakınız, onuncu bölümdeki tasnifli ve açıklamalı kent kaynakçası; İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerini kapsayan ve farklı disiplinlerden gelen kaynakları da içeren devasa bir çalışma, üstelik 1920'lerde).
Dolayısıyla bu eser, daha sonra serpilecek olan bir kent sosyolojisi pratiğinin ilk tomurcukları olarak, bir mirasla, öncülerle kurulmuş bir diyalogdur da. Sosyal felsefenin cazibesine ve karizmatik rantlarına gittikçe kendini kaptıran, son “moda-model” kuram fetişisti/tüketicisi sosyoloji pratiğimizi sorgulamak için hiç kuşkusuz iyi bir başlangıç...