#smrgKİTABEVİ Şehirler Düşerken: IŞİD Saldırıları, Yıkım ve Göç -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Ortadoğu Serisi / İnceleme
ISBN-10:
9789944611589
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199189681
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
312 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
134,90
Havale/EFT ile: 130,85
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199189681
575713
Şehirler Düşerken: IŞİD Saldırıları, Yıkım ve Göç -
Şehirler Düşerken: IŞİD Saldırıları, Yıkım ve Göç - #smrgKİTABEVİ
134.90
Birçok kişi IŞİD'in adını 10 Haziran 2014'te Musul'un düşmesiyle duydu. Oysa o güne gelene kadar yaşanan birçok gelişme bize olayların hiç de hayra gitmediğini göstermişti. IŞİD bir gecede ortaya çıkmadı. Irak'ın en büyük ikinci şehri olan Musul'u alabilecek kapasiteye de bir anda gelmedi. Örgütün dünyayı sarsacak derecede güçlü bir çıkışı Irak'ta yapmasını ve bu topraklarda güçlenmesini sağlayan nedenler ise ne mezhep farklılığı ne de Ortadoğu'nun kanlı tarihiydi. Irak'ta şehirlerin birbiri ardına IŞİD'in eline düşmesiyle beraber binlerce sivil de çaresiz, yaşadıkları yerleri terk etmeye başladı. Bu dev göç dalgasının sonuçları ise siviller için felaket oldu.

Özellikle IŞİD kontrolündeki kentlerin Sünni olmayan dinî ve mezhepsel azınlıkları için yaşananların anlamı açıktı: Kıyım!

2014 yılında IŞİD'in Musul'u alması ile beraber Irak benzeri az görülür bir vahşete teslim oldu. Örgüt, Irak'ta ve Suriye'de binlerce masum insanı akıl almaz yöntemlerle katletti, kadınları köleleştirip pazarlarda sattı, kültürel mirası yerle bir eti. Felluce, Musul, Tikrit ve Ramadi gibi şehirler birer birer örgütün eline düşerken, bu kentlerde yaşayan Ezidiler, Kürtler, Hristiyanlar, Türkmenler, Şii ve Sünni gruplar için kâbus gibi günler başladı. Mezopotamya'nın kadim halkları yerlerinden edildiler, kıyıma uğradılar. Saldırıların ardından IŞİD'e karşı topyekûn savaş da başlamış oldu. Sadece Ortadoğu ülkeleri değil, ABD ve Avrupa devletleri de kısa sürede bu savaşa müdahil oldular. 2011 yılından bu yana Erbil'de yaşayan gazeteci Simla Yerlikaya, Şehirler Düşerken: IŞİD Saldırıları, Yıkım ve Göç'te IŞİD'in nasıl güçlendiğini, işgal ettiği topraklarda yaşanan dev göç dalgasını, bölgenin kaderini değiştirecek dinamikleri yerinden gözlemler ve röportajlarla anlatıyor ve direnen bütün halkların sesi oluyor.

Birçok kişi IŞİD'in adını 10 Haziran 2014'te Musul'un düşmesiyle duydu. Oysa o güne gelene kadar yaşanan birçok gelişme bize olayların hiç de hayra gitmediğini göstermişti. IŞİD bir gecede ortaya çıkmadı. Irak'ın en büyük ikinci şehri olan Musul'u alabilecek kapasiteye de bir anda gelmedi. Örgütün dünyayı sarsacak derecede güçlü bir çıkışı Irak'ta yapmasını ve bu topraklarda güçlenmesini sağlayan nedenler ise ne mezhep farklılığı ne de Ortadoğu'nun kanlı tarihiydi. Irak'ta şehirlerin birbiri ardına IŞİD'in eline düşmesiyle beraber binlerce sivil de çaresiz, yaşadıkları yerleri terk etmeye başladı. Bu dev göç dalgasının sonuçları ise siviller için felaket oldu.

Özellikle IŞİD kontrolündeki kentlerin Sünni olmayan dinî ve mezhepsel azınlıkları için yaşananların anlamı açıktı: Kıyım!

2014 yılında IŞİD'in Musul'u alması ile beraber Irak benzeri az görülür bir vahşete teslim oldu. Örgüt, Irak'ta ve Suriye'de binlerce masum insanı akıl almaz yöntemlerle katletti, kadınları köleleştirip pazarlarda sattı, kültürel mirası yerle bir eti. Felluce, Musul, Tikrit ve Ramadi gibi şehirler birer birer örgütün eline düşerken, bu kentlerde yaşayan Ezidiler, Kürtler, Hristiyanlar, Türkmenler, Şii ve Sünni gruplar için kâbus gibi günler başladı. Mezopotamya'nın kadim halkları yerlerinden edildiler, kıyıma uğradılar. Saldırıların ardından IŞİD'e karşı topyekûn savaş da başlamış oldu. Sadece Ortadoğu ülkeleri değil, ABD ve Avrupa devletleri de kısa sürede bu savaşa müdahil oldular. 2011 yılından bu yana Erbil'de yaşayan gazeteci Simla Yerlikaya, Şehirler Düşerken: IŞİD Saldırıları, Yıkım ve Göç'te IŞİD'in nasıl güçlendiğini, işgal ettiği topraklarda yaşanan dev göç dalgasını, bölgenin kaderini değiştirecek dinamikleri yerinden gözlemler ve röportajlarla anlatıyor ve direnen bütün halkların sesi oluyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat