#smrgSAHAF Şehper, Dehlizdeki Kuş -

Basıldığı Matbaa:
Pasifik Ofset
Dizi Adı:
Edebiyat 819
ISBN-10:
9789750814129
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Stok Kodu:
1199095209
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
84 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199095209
481031
Şehper, Dehlizdeki Kuş -
Şehper, Dehlizdeki Kuş - #smrgSAHAF
0.00
Kitap, Ayşegül Çelik'in renkli ve derinlikli gerçeklik algısıyla ince ince işlediği ve birbirine yasladığı hikâyelerini bir araya getiriyor. Hayatın bütün lanetini kendi isimlerinde taşıyan, sayıklamaları kehanete dönüşen, aklının en kilitli yerinden vurulan, yıldız yağmurunda dolaşan, zamanın kırıldığı yere gelip dayanan kahramanlar, sokakların sessizliğine basan kapkaranlık hayatlar... Bir dönmedolap, bir atlıkarınca bu...
Yere düşmüş bir çift soğan, gümüş gözlerini dikmişseyrediyor her şeyi…
"Yiyip içmeyi kesişim böyle oldu. Onu hapsolduğu yapışkan karanlıkta öldürecektim. Yine de beslenmenin bir yolunu buldu; kabuklanmaya bağlayan yaralarımdan bağlayıp kemirmeye koyuldu içimi. Bende yaşıyordu, beni bitiriyordu. Gitgide büyüyordu bu arada, ağırlaşıyordu... Ağırlaşıyordu, oturup kalkmak, yatmak, uyumak, uyuyamamak, kâbuslar... Her daim ter içindeydim. Mevsim yazdı, bir yudum su içmiyordum. Dudaklarım kuru, çatlak... Güneş öğleye varmadan ortalığı kavurmaya başlıyordu. Doğuma da az kaldı, fakat bilmeyenler anlamıyor gebeliğimi... Haklılar, çünkü yuvalandığını göstermiyor böcek, karnım küçücük. Ben, bir tek ben biliyorum içimdekini; kanatları çoktan düştü, şimdi gözleri, bakışları oluşuyor içimde; tırnakları bileniyor, ağırlaşıyor..."
Kitap, Ayşegül Çelik'in renkli ve derinlikli gerçeklik algısıyla ince ince işlediği ve birbirine yasladığı hikâyelerini bir araya getiriyor. Hayatın bütün lanetini kendi isimlerinde taşıyan, sayıklamaları kehanete dönüşen, aklının en kilitli yerinden vurulan, yıldız yağmurunda dolaşan, zamanın kırıldığı yere gelip dayanan kahramanlar, sokakların sessizliğine basan kapkaranlık hayatlar... Bir dönmedolap, bir atlıkarınca bu...
Yere düşmüş bir çift soğan, gümüş gözlerini dikmişseyrediyor her şeyi…
"Yiyip içmeyi kesişim böyle oldu. Onu hapsolduğu yapışkan karanlıkta öldürecektim. Yine de beslenmenin bir yolunu buldu; kabuklanmaya bağlayan yaralarımdan bağlayıp kemirmeye koyuldu içimi. Bende yaşıyordu, beni bitiriyordu. Gitgide büyüyordu bu arada, ağırlaşıyordu... Ağırlaşıyordu, oturup kalkmak, yatmak, uyumak, uyuyamamak, kâbuslar... Her daim ter içindeydim. Mevsim yazdı, bir yudum su içmiyordum. Dudaklarım kuru, çatlak... Güneş öğleye varmadan ortalığı kavurmaya başlıyordu. Doğuma da az kaldı, fakat bilmeyenler anlamıyor gebeliğimi... Haklılar, çünkü yuvalandığını göstermiyor böcek, karnım küçücük. Ben, bir tek ben biliyorum içimdekini; kanatları çoktan düştü, şimdi gözleri, bakışları oluşuyor içimde; tırnakları bileniyor, ağırlaşıyor..."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat