#smrgKİTABEVİ Selanikli Hasan Akif : Akif el-Mevlevi - 2010
Hasan Âkif, bağlı olduğu Mevlevî inancının bütün inceliklerini şiirlerinde yansıtmaya çalışmıştır. Gazellerinde, kimi kasidelerinde ve musammatlarında Mevlevî düşüncesini, felsefesini, inancını ve pratiğini derinliğine ele alıp okuyucusuna yansıtırken, pek çok tarih şiirinde, Selanik'te Mevlevîliğe hizmet vermiş olan önemli kişilerin hayatından belirli kesitler vererek onlara karşı bir görevini de yerine getirmiştir.
Tanpınar'a göre Hasan Âkif'in yaşadığı dönem, divan şiirinin hemen hemen her şeyi söylemiş olduğu bir dönemdir. XVIII. yüzyılın başında Nedim'in, yüzyılın ikinci yarısında Şeyh Galib'in nefesli hamleleri, XVIII. yüzyılın son yarısında ve XIX. yüzyılın başında yetişen divan şairlerinin ilhamını sürekli kontrol etmiştir. Ancak, Hasan Âkif'in yaratıcı zekası bununla sınırlı kalmamış, Necâtî'den uzanıp gelen dindışı şiir geleneğini, Mevlânâ'dan uzanıp gelen dinî-tasavvufî şiiri geleneğini, Fuzûlî'nin platonik mistisizmini, Nâbî'nin hikmet dolu didaktizmini, Nef'î'nin yüksek perdeden seslenen tavrını kendince belli bir senteze ulaştırmıştır
Hasan Âkif, bağlı olduğu Mevlevî inancının bütün inceliklerini şiirlerinde yansıtmaya çalışmıştır. Gazellerinde, kimi kasidelerinde ve musammatlarında Mevlevî düşüncesini, felsefesini, inancını ve pratiğini derinliğine ele alıp okuyucusuna yansıtırken, pek çok tarih şiirinde, Selanik'te Mevlevîliğe hizmet vermiş olan önemli kişilerin hayatından belirli kesitler vererek onlara karşı bir görevini de yerine getirmiştir.
Tanpınar'a göre Hasan Âkif'in yaşadığı dönem, divan şiirinin hemen hemen her şeyi söylemiş olduğu bir dönemdir. XVIII. yüzyılın başında Nedim'in, yüzyılın ikinci yarısında Şeyh Galib'in nefesli hamleleri, XVIII. yüzyılın son yarısında ve XIX. yüzyılın başında yetişen divan şairlerinin ilhamını sürekli kontrol etmiştir. Ancak, Hasan Âkif'in yaratıcı zekası bununla sınırlı kalmamış, Necâtî'den uzanıp gelen dindışı şiir geleneğini, Mevlânâ'dan uzanıp gelen dinî-tasavvufî şiiri geleneğini, Fuzûlî'nin platonik mistisizmini, Nâbî'nin hikmet dolu didaktizmini, Nef'î'nin yüksek perdeden seslenen tavrını kendince belli bir senteze ulaştırmıştır