#smrgKİTABEVİ Sessizliğin Sesi 2: Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Mas Matbaacılık
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786058657021
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Mehmet Ferda Balancar
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199148727
Boyut:
15x22
Sayfa Sayısı:
212 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
indirimli
99,40
Havale/EFT ile: 96,42
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199148727
534889
Sessizliğin Sesi 2: Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor -
Sessizliğin Sesi 2: Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor - #smrgKİTABEVİ
99.40
Diyarbakırlı Ermeniler ses veriyor...

Dünyanın dört bir yanına dağılmış Diyarbakırlı Ermenilerin hikâyeleri kitap oldu. Hrant Dink Vakfı'nın 2012 içinde gerçekleştirdiği sözlü tarih çalışmasının ürünü olan ‘Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor', ‘Sessizliğin Sesi' serisinin ikinci kitabı olarak yayımlandı. Kitapta, çeşitli ülkelerde yaşayan Ermenilerin yanı sıra, Diyarbakır'da yaşayan Müslümanlaşmış ve kimliğine geri dönmeye çalışan insanların hikâyeleri de yer alıyor.

Diyarbakır son dönemlerde Türkiye gündemine neredeyse yalnızca Kürt sorunu ile geliyor. Şehrin tarihine, kültürel yapısına dair herhangi bir konu gündemde yer bulamıyor. Hrant Dink Vakfı'nın geçen yıl Kasım ayında düzenlediği ‘Diyarbakır ve Çevresi Toplumsal ve Ekonomik Tarihi' başlıklı konferans ile şehrin üzeri örtülen tarihi gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmıştı. Vakıf, Türkiyeli Ermenilerin siyasi ve kültürel belleğinin izlerini sürdüğü sözlü tarih çalışmaları kapsamında, 2011'de yayımladığı ‘Sessizliğin Sesi: Türkiyeli Ermeniler Konuşuyor' adlı kitabın ardından bu yıl da ‘Sessizliğin Sesi II: Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor' kitabını yayımlandı.

Diyarbakırlı Ermenilerin izlerini süren çalışma kapsamında, İstanbul, Diyarbakır, Lübnan, ABD, Kanada ve Ermenistan'dan toplam 81 kişiyle yapılan görüşmelerden 16'sı kitapta yer alıyor. 41 kadın ve 40 erkekle yapılan görüşmeler arasında Ermeni kimliğiyle yaşayanlar da var, Müslümanlaştıktan sonra Ermeni kimliğine dönen ya da dönmeye çalışanlar veya kendini hem Müslüman hem de Ermeni olarak tanımlayanlar da... Kitapta yer alan görüşmelerden altısı, halen Diyarbakır'da yaşayan, aileleri 1915 ve sonrasında Müslümanlaştıktan sonra Ermeni kimliğine dönen ya da dönmeye çalışan kişiler; beşi ise, İstanbul'da Ermeni kimliğiyle yaşıyor. Geriye kalanların ikisi Lübnan'da, biri Yerevan'da, biri Los Angeles'ta, biri New York'ta, biri de Toronto'da yaşıyor. Türkiye dışından görüşülen kişilerin bir kısmı Diyarbakır'da doğup büyüdükten sonra yurtdışına gitmiş; bazılarının ise aileleri Diyarbakırlı olup, kendileri yurtdışında doğup büyümüş.

Ali Bayramoğlu, kitabın önsözünde, mülakatların ortak noktasında konuşulan Ermenice lehçesi, örf ve âdetler, mutfak kültürü ve daha pek çok unsuru birleştiren, ‘Diyarbakır Ermeniliği' olgusunun yer aldığı belirtiyor. Bayramoğlu, “Diaspora'da yaşayan Diyarbakırlı Ermenilerin, kendilerine özgü gelenek ve görenekleri, bulundukları ülkede yaşatmaya çalıştıkları ve bunda belli ölçüde de olsa başarılı oldukları ortaya çıkıyor. Görüşülen kişilerin Kürtlere ve tarih içinde Kürt-Ermeni ilişkilerine dair kanaatleri söz konusu olduğunda, halen Diyarbakır'da yaşayan ve kendini Ermeni olarak tanımlayan kişiler ile İstanbul'da ya da Diaspora'da yaşayanlar arasında belirgin bir farklılık görülüyor. Halen Diyarbakır'da yaşayanlar kendilerini Kürtlere daha yakın hissediyorlar. İstanbul'da ya da Diaspora'da yaşayanlar ise Kürtlere daha mesafeliler ve Kürtlerin 1915 ve sonrasında yaşanan olumsuzluklarla ilgili rolüne daha çok vurgu yapıyorlar” diyor. EMRE ERTANİ - Agos Gazetesi

Diyarbakırlı Ermeniler ses veriyor...

Dünyanın dört bir yanına dağılmış Diyarbakırlı Ermenilerin hikâyeleri kitap oldu. Hrant Dink Vakfı'nın 2012 içinde gerçekleştirdiği sözlü tarih çalışmasının ürünü olan ‘Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor', ‘Sessizliğin Sesi' serisinin ikinci kitabı olarak yayımlandı. Kitapta, çeşitli ülkelerde yaşayan Ermenilerin yanı sıra, Diyarbakır'da yaşayan Müslümanlaşmış ve kimliğine geri dönmeye çalışan insanların hikâyeleri de yer alıyor.

Diyarbakır son dönemlerde Türkiye gündemine neredeyse yalnızca Kürt sorunu ile geliyor. Şehrin tarihine, kültürel yapısına dair herhangi bir konu gündemde yer bulamıyor. Hrant Dink Vakfı'nın geçen yıl Kasım ayında düzenlediği ‘Diyarbakır ve Çevresi Toplumsal ve Ekonomik Tarihi' başlıklı konferans ile şehrin üzeri örtülen tarihi gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmıştı. Vakıf, Türkiyeli Ermenilerin siyasi ve kültürel belleğinin izlerini sürdüğü sözlü tarih çalışmaları kapsamında, 2011'de yayımladığı ‘Sessizliğin Sesi: Türkiyeli Ermeniler Konuşuyor' adlı kitabın ardından bu yıl da ‘Sessizliğin Sesi II: Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor' kitabını yayımlandı.

Diyarbakırlı Ermenilerin izlerini süren çalışma kapsamında, İstanbul, Diyarbakır, Lübnan, ABD, Kanada ve Ermenistan'dan toplam 81 kişiyle yapılan görüşmelerden 16'sı kitapta yer alıyor. 41 kadın ve 40 erkekle yapılan görüşmeler arasında Ermeni kimliğiyle yaşayanlar da var, Müslümanlaştıktan sonra Ermeni kimliğine dönen ya da dönmeye çalışanlar veya kendini hem Müslüman hem de Ermeni olarak tanımlayanlar da... Kitapta yer alan görüşmelerden altısı, halen Diyarbakır'da yaşayan, aileleri 1915 ve sonrasında Müslümanlaştıktan sonra Ermeni kimliğine dönen ya da dönmeye çalışan kişiler; beşi ise, İstanbul'da Ermeni kimliğiyle yaşıyor. Geriye kalanların ikisi Lübnan'da, biri Yerevan'da, biri Los Angeles'ta, biri New York'ta, biri de Toronto'da yaşıyor. Türkiye dışından görüşülen kişilerin bir kısmı Diyarbakır'da doğup büyüdükten sonra yurtdışına gitmiş; bazılarının ise aileleri Diyarbakırlı olup, kendileri yurtdışında doğup büyümüş.

Ali Bayramoğlu, kitabın önsözünde, mülakatların ortak noktasında konuşulan Ermenice lehçesi, örf ve âdetler, mutfak kültürü ve daha pek çok unsuru birleştiren, ‘Diyarbakır Ermeniliği' olgusunun yer aldığı belirtiyor. Bayramoğlu, “Diaspora'da yaşayan Diyarbakırlı Ermenilerin, kendilerine özgü gelenek ve görenekleri, bulundukları ülkede yaşatmaya çalıştıkları ve bunda belli ölçüde de olsa başarılı oldukları ortaya çıkıyor. Görüşülen kişilerin Kürtlere ve tarih içinde Kürt-Ermeni ilişkilerine dair kanaatleri söz konusu olduğunda, halen Diyarbakır'da yaşayan ve kendini Ermeni olarak tanımlayan kişiler ile İstanbul'da ya da Diaspora'da yaşayanlar arasında belirgin bir farklılık görülüyor. Halen Diyarbakır'da yaşayanlar kendilerini Kürtlere daha yakın hissediyorlar. İstanbul'da ya da Diaspora'da yaşayanlar ise Kürtlere daha mesafeliler ve Kürtlerin 1915 ve sonrasında yaşanan olumsuzluklarla ilgili rolüne daha çok vurgu yapıyorlar” diyor. EMRE ERTANİ - Agos Gazetesi

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat