#smrgKİTABEVİ Seyirci Gözünden Bir Zamanlar Göçmen Özbekler - 2024
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6253962463
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
168
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
112,00
Havale/EFT ile:
108,64
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199224280
612100
https://www.simurgkitabevi.com/seyirci-gozunden-bir-zamanlar-gocmen-ozbekler-2024
Seyirci Gözünden Bir Zamanlar Göçmen Özbekler - 2024 #smrgKİTABEVİ
112.00
İnsan ruhunu derinden etkileyen göç hikâyeleri, okuyucuların iç dünyalarında kendi yaşamlarından parçalar bulmalarına olanak tanır. Basit gibi görünen kişisel anılar bile bu hikâyeler sayesinde derin bir anlam kazanır. Dr. Ensar Göçmez kardeşimin akademik titizlik ve vefa duygusuyla kaleminden çıkan bu eser, göç olgusunu ve Özbek göçmenlerin geleneksel yaşamını edebi bir duygu aktarımıyla harmanlıyor. Okuyucuyu, göçmenlerin bu topraklardaki zengin geleneklerine, köklü inançlarına ve günlük yaşam pratiklerine canlı bir şekilde götürüyor. 1979'daki Rus işgali sonrası vatanlarını terk etmek zorunda kalan biz göçmen Özbeklerin Hatay, Ovakent'te 1982 yılında başlayan yeni hayatları ve uyum mücadeleleri, yazarın uzun yıllara dayanan gözlemleri, somut akademik verilerle birleştirilerek okuyucuya sunuluyor. Kitap, göçmenlerin mekânsal yolculuk- larının yanı sıra kültürel ve dini miraslarını nasıl koruduklarını ve yeni bir toplumda nasıl kök saldıklarını da anlatıyor. Yazar, Selim karakteri üzerinden umut, hüzün, hayal kırıklığı ve sevgi gibi evrensel duyguları anlatırken, bu zengin kültürel dokuda aşkın, insan ilişkilerinin ve geleneksel değerlerin şekillenmesini de ustalıkla işliyor. İzmirli Selim ve göçmen kızı Zahide'nin aşkı, göçmenlerin bu topraklardaki kimi zaman sosyal ve kültürel çatışmalarına kimi zaman da uyum çabalarına bir metafor olarak göndermede bulunuyor. Göçmenlerin geleneksel yaşamları ve insan ruhunun derinliklerinde yaşanan duygusal dalgalanmalar, umutlar, sıkıntılar, hayal kırık- lıkları ve sevgi, bu hikâyede merkezi bir yer tutuyor. 6 Şubat depremleriyle göçmenlerin yıkılan evleri ile birlikte geleneksel yaşam tarzları da sona erdi. Bu hikâye, etnografik bir perspektiften, hayatın beklenmedik anlarında başka hayatlarla kesişmelerin nasıl gerçekleşebileceğini ve bu buluşmaların ne kadar ani sona erebileceğini gözler önüne seriyor. Kitap, hayatın ve göçün çok katmanlı hikâyesini anlatırken, okuyucuya kendi iç dünya- sında da bir yolculuk vaat ediyor. Prof. Dr. Nurettin Hatunoğlu BEÜ Öğr. Üyesi 1982 Özbek Göçmeni
İnsan ruhunu derinden etkileyen göç hikâyeleri, okuyucuların iç dünyalarında kendi yaşamlarından parçalar bulmalarına olanak tanır. Basit gibi görünen kişisel anılar bile bu hikâyeler sayesinde derin bir anlam kazanır. Dr. Ensar Göçmez kardeşimin akademik titizlik ve vefa duygusuyla kaleminden çıkan bu eser, göç olgusunu ve Özbek göçmenlerin geleneksel yaşamını edebi bir duygu aktarımıyla harmanlıyor. Okuyucuyu, göçmenlerin bu topraklardaki zengin geleneklerine, köklü inançlarına ve günlük yaşam pratiklerine canlı bir şekilde götürüyor. 1979'daki Rus işgali sonrası vatanlarını terk etmek zorunda kalan biz göçmen Özbeklerin Hatay, Ovakent'te 1982 yılında başlayan yeni hayatları ve uyum mücadeleleri, yazarın uzun yıllara dayanan gözlemleri, somut akademik verilerle birleştirilerek okuyucuya sunuluyor. Kitap, göçmenlerin mekânsal yolculuk- larının yanı sıra kültürel ve dini miraslarını nasıl koruduklarını ve yeni bir toplumda nasıl kök saldıklarını da anlatıyor. Yazar, Selim karakteri üzerinden umut, hüzün, hayal kırıklığı ve sevgi gibi evrensel duyguları anlatırken, bu zengin kültürel dokuda aşkın, insan ilişkilerinin ve geleneksel değerlerin şekillenmesini de ustalıkla işliyor. İzmirli Selim ve göçmen kızı Zahide'nin aşkı, göçmenlerin bu topraklardaki kimi zaman sosyal ve kültürel çatışmalarına kimi zaman da uyum çabalarına bir metafor olarak göndermede bulunuyor. Göçmenlerin geleneksel yaşamları ve insan ruhunun derinliklerinde yaşanan duygusal dalgalanmalar, umutlar, sıkıntılar, hayal kırık- lıkları ve sevgi, bu hikâyede merkezi bir yer tutuyor. 6 Şubat depremleriyle göçmenlerin yıkılan evleri ile birlikte geleneksel yaşam tarzları da sona erdi. Bu hikâye, etnografik bir perspektiften, hayatın beklenmedik anlarında başka hayatlarla kesişmelerin nasıl gerçekleşebileceğini ve bu buluşmaların ne kadar ani sona erebileceğini gözler önüne seriyor. Kitap, hayatın ve göçün çok katmanlı hikâyesini anlatırken, okuyucuya kendi iç dünya- sında da bir yolculuk vaat ediyor. Prof. Dr. Nurettin Hatunoğlu BEÜ Öğr. Üyesi 1982 Özbek Göçmeni
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.