#smrgKİTABEVİ Sığlıklar -
Sığlıklar, Minna Canth'ın Zola'nın etkisi altında kalarak doğalcı bir üslupla kaleme aldığı, kadının toplumsal konumunu sorgulayan romanlarından biri.
Daha Finlandiya diye bir ülke yokken Fince yazan Minna Canth, Fin edebiyatının kurucuları arasında yer alan ilk kadın yazarlarından ve kuşkusuz, dönemine en çok damga vuran, yaşadığı toplumu en çok dönüştürenlerden biriydi.
Kadınların toplum içindeki konumunu sorgulayan, doğalcı üslupla yazdığı kitapların yanı sıra, yorulmaksızın verdiği kadın hakları mücadelesiyle de saygın bir konuma erişen Canth, Riitta Cankoçak tarafından Finceden çevrildi: Sığlıklar, toplumun görünmeyen zincirleriyle eli kolu bağlanmış, hayat dolu bir kadının, Alma'nın hazin hikâyesi.
Üçü bahçeye çıktılar. Alma kendisini şaşırtan derecede oyuna kapılmıştı. Daireyi havaya attığında ve onu sopasıyla uzanıp karşıladığında hareketleri uyumluydu, yumuşaktı ve bütünlüğünü koruyordu ki, beylerin onu seyretmekten büyük zevk aldıkları belliydi. Açık renkten pamuk elbisesi tam bedenine göre yapılmıştı. Belden yukarı boynuna kadar dolgun biçimini göstermekteydi. Vücudunun rahat hareketlerini de gösteriyordu. Özellikle koşarken narin bacakları ve bilekleri görünüyordu.
"Yemin ederim, dünyada gördüğüm en güzel şey!" Lagander'in kulağına fısıldadı Nymark.
"Başkasına ait birine âşık olamazsın herhalde."
"Kaçıracağım onu Bay Karell'den."
"Hop, hop…"
"Sahiden yapacağım. Karell onu hak etmiyor. O kadar emin ki kurulu düzeninden, neye sahip olduğunun farkında bile değil."
"Nereden biliyorsun ki?"
"Belli oluyor. Tüm kocalar gibi tamamen ilgisiz ve kendisiyle meşgul."
"Bayan Karell ne düşünüyor acaba? Gerçekten de onun ilgisini kazanmış olabilir misin?"
"Beni aptal mı sandın, emin olabilirsin."
"Seni kerata!"
"Fazla güzel ve iyi yürekli böyle bir evlilik için."
"Bay Nymark, yakalayın!" diye bağırdı Alma, uzaklara düşen dairelerden birini geri fırlattığında.
Sığlıklar, Minna Canth'ın Zola'nın etkisi altında kalarak doğalcı bir üslupla kaleme aldığı, kadının toplumsal konumunu sorgulayan romanlarından biri.
Daha Finlandiya diye bir ülke yokken Fince yazan Minna Canth, Fin edebiyatının kurucuları arasında yer alan ilk kadın yazarlarından ve kuşkusuz, dönemine en çok damga vuran, yaşadığı toplumu en çok dönüştürenlerden biriydi.
Kadınların toplum içindeki konumunu sorgulayan, doğalcı üslupla yazdığı kitapların yanı sıra, yorulmaksızın verdiği kadın hakları mücadelesiyle de saygın bir konuma erişen Canth, Riitta Cankoçak tarafından Finceden çevrildi: Sığlıklar, toplumun görünmeyen zincirleriyle eli kolu bağlanmış, hayat dolu bir kadının, Alma'nın hazin hikâyesi.
Üçü bahçeye çıktılar. Alma kendisini şaşırtan derecede oyuna kapılmıştı. Daireyi havaya attığında ve onu sopasıyla uzanıp karşıladığında hareketleri uyumluydu, yumuşaktı ve bütünlüğünü koruyordu ki, beylerin onu seyretmekten büyük zevk aldıkları belliydi. Açık renkten pamuk elbisesi tam bedenine göre yapılmıştı. Belden yukarı boynuna kadar dolgun biçimini göstermekteydi. Vücudunun rahat hareketlerini de gösteriyordu. Özellikle koşarken narin bacakları ve bilekleri görünüyordu.
"Yemin ederim, dünyada gördüğüm en güzel şey!" Lagander'in kulağına fısıldadı Nymark.
"Başkasına ait birine âşık olamazsın herhalde."
"Kaçıracağım onu Bay Karell'den."
"Hop, hop…"
"Sahiden yapacağım. Karell onu hak etmiyor. O kadar emin ki kurulu düzeninden, neye sahip olduğunun farkında bile değil."
"Nereden biliyorsun ki?"
"Belli oluyor. Tüm kocalar gibi tamamen ilgisiz ve kendisiyle meşgul."
"Bayan Karell ne düşünüyor acaba? Gerçekten de onun ilgisini kazanmış olabilir misin?"
"Beni aptal mı sandın, emin olabilirsin."
"Seni kerata!"
"Fazla güzel ve iyi yürekli böyle bir evlilik için."
"Bay Nymark, yakalayın!" diye bağırdı Alma, uzaklara düşen dairelerden birini geri fırlattığında.