Can sıkıntısıyla ruhani bir kurtuluş arayışı arasında bocalayıp dururken, hayatında eksik olan ne varsa sinema perdesinde arayan borsa simsarı Binx'in ironi açısından bir hayli zengin öyküsü, bugün İkinci Dünya Savaşı sonrası yazılmış en üstün varoluşçu metinlerden biri olarak kabul ediliyor. New Orleans'ta yaşayan yüksek sınıftan Güneyli beyefendi Binx, hayatını para kazanmaya adamıştır. Bütün zamanını çalışmakla, durmadan değişen sekreterleriyle flört etmekle ve perdede olup bitenlere “seyirci” kalabildiği sinemalara giderek gerçek hayatında eksik olan “değerli anları” kendisine yaşatan filmleri izlemekle geçirirken, oryantasyonunu bütünüyle yitirmiştir. Otuzuncu yaş günü yaklaşırken, bir sabah hayatında bundan daha fazlasına ihtiyaç duyduğu yolunda belli belirsiz bir duyguyla uyanır. Binx bir “arayış” olasılığı üzerinde düşünürken, umutsuzluğa, gündelik hayatın olağanlığına ve dine ilişkin sorular üşüşecektir zihnine. Zira en büyük kabusu gündelik hayatın olağanlığı tarafından yutulmak, yıllara yayılan bir kalıplaşmış düzen içinde “hiç kimse” olup çıkmaktır. (Arka kapaktan)
Can sıkıntısıyla ruhani bir kurtuluş arayışı arasında bocalayıp dururken, hayatında eksik olan ne varsa sinema perdesinde arayan borsa simsarı Binx'in ironi açısından bir hayli zengin öyküsü, bugün İkinci Dünya Savaşı sonrası yazılmış en üstün varoluşçu metinlerden biri olarak kabul ediliyor. New Orleans'ta yaşayan yüksek sınıftan Güneyli beyefendi Binx, hayatını para kazanmaya adamıştır. Bütün zamanını çalışmakla, durmadan değişen sekreterleriyle flört etmekle ve perdede olup bitenlere “seyirci” kalabildiği sinemalara giderek gerçek hayatında eksik olan “değerli anları” kendisine yaşatan filmleri izlemekle geçirirken, oryantasyonunu bütünüyle yitirmiştir. Otuzuncu yaş günü yaklaşırken, bir sabah hayatında bundan daha fazlasına ihtiyaç duyduğu yolunda belli belirsiz bir duyguyla uyanır. Binx bir “arayış” olasılığı üzerinde düşünürken, umutsuzluğa, gündelik hayatın olağanlığına ve dine ilişkin sorular üşüşecektir zihnine. Zira en büyük kabusu gündelik hayatın olağanlığı tarafından yutulmak, yıllara yayılan bir kalıplaşmış düzen içinde “hiç kimse” olup çıkmaktır. (Arka kapaktan)